İçinde yaşadıklarınızı bir de senin gözünden veren güzel bir öykü olmuş. Zaten sınıf arkadaşlarına yollanmış güzel bir anı olmuş. Eline sağlık.

Yahyaoğuzun son yorumuna katılıyorum.

bence çok acele etmemek lazım. bir öykü yazılınca önce kurgusunu halletmek sonra süslemek lazım. ondan sonra birkaç defa (bence en az beş on defa) okumak ve düzenlemek lazım. kayda değer eserler (bir öykü dahi olsa) birkaç gün uğraşılarak yazılamaz zannediyorum. tabii bu anlattığım şeyleri ben yapamıyorum ama bence sen çok kolay yaparsın. ben şuan okuma aşamasındayım. iyi bir yazar olmanın ön koşulu yazılacak alanla ilgili çok okumak. okumayı halletmeden yazmaya girişmek başarısızlığa uğratabilir. çok özür dileyerek, saygılar

eminim okunuyorsun. bu siteyi baz alarak bence kendini değerlendirme. bir biraz üşengeç bir milletiz. bir de facebook gibi sosyal sitelerin kazandırdığı davranış tipleri sanırım hayatımızda çoğalıyor. sadece beğen tuşu arıyoruz sanki. o beğen tuşu çok net görülen bir alanda olsa herkes basar zannederim. en azından okuma zahmetine girenler basar. ama bu sitede yazan kişiler genel itibariyle okumak için değil okunmak ve bu şekilde öz saygı kazanmak için bulunuyorlar. mesela benim en sevdiğim yazıma bir kişi bile yorum yazma zahmetine girmedi. çok önemsememek lazım. ben şahsen zevk alıyorum bu tür öykülerden. afilli filintalar sitesinin yazarlarını duymuşsundur. özellikle emrah serbes in öyküleri çok hoşuma gidiyor. senin öykülerin esprili anlatımdan mıdır bilmiyorum ona biraz benziyor. ama inancın olsun kitap çıkarsan alırım. bence öykü işine yoğunlaşırsan çok iyi bir öykü yazarı olursun. tebrikler. .))

çok mükemmel bir öykü olmuş. kutlarım. içe kapanık olmak büyük sıkıntı. bence insan ne pahasına olursa olsun kendini ifade edebilmeli. benim şahsen en sevmediğim şey insanların beni gariban olarak görmeleri. insan kendini öyle göstermemeli, böyle gören varsa bile küstah olmayı bile göze almalı bence. ama tabi şartlar insanı bu duruma sokuyorsa burada suçu başka yerde aramak gerekli.