dün öğle yemeğini yedim ve dışarı çıktım
yorgunluktan kapının ağzına çömelmiş yaşlı bir amca gördüm.
ayağı lastikli, başı şapkalı, bacağında şalvarlı bir amca
senin anlayacağın eskilerden amma eskimeyen amca

tabakasını çıkartmış iki parmak üzerine sigara kağıdını uzatmış
içine tütünü öyle özenle ve aşkla seriyor ve yerleştiriyor ki mest oldum.

ve bende bu arada boş durmadım ondan habersiz iki çay söyledim
amcayla hiç konuşmadan onu amcayı seyrediyordum.

ve sigarayı sardı ahenkle dudaklarına, tabakayı kapattı onuda işliğin cebine koydu
cebinden muhtar çakmağını çıkarttı tam yakacak çaylar geldi

dur dedim çaycıya en güzel yerde bölme amcam sigarasını hele bir yaksın.
ve amcam sigarasını yaktı ve bir eliyle de çayı alırken çaycının gözüe bakarak
yavrum seni Allah mı gönderdi içimden geçiyordu hep bir barda çayla sigarayı yakmak dedi

ve ben adamın sigarayı içine çektikten sonraki konuşmaları eşliğinde
duman daire daire çıkıyor bana adeta davet ediyordu yak bir cigara diyordu.

o sigara bitene dek keyifle amcayla konuşmam devam ettim
lakin cesaret edip ne ben isteye bildim bir sigara, nede amcam teklif etti yakarmısın diye
yakamadım, yakmadım inat ettim iyikide yakmamışım.
böylesi anlarda insan kendisine hakim olabildimi diğer krizler vız gelir insana

Nuh Comba