Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)

Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını -Tanıtım

Yorum

Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını -Tanıtım

26

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

3688

Okunma

Okuduğunuz yazı 14.11.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını -Tanıtım

Yazarı: Zeynep Hanım
Türkçe (Orijinal Dili: İngilizce)
193 S. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm
ISBN: 9789758454327
Editör: Grace Ellison
Çeviri: Nuray Fincancıoğlu

Emekli olduktan sonra vaktimin çoğunu okumaya ayırdım. Çok isteyip de alıp okuyamadığım kitaplara…
Daha önce de bahsettiğim gibi eski kitapları okumayı çok seviyorum. Hele hele bu kitapları kadınlar yazdı ise daha çok seviyorum. Onların kalemi ile onların ruhuna inmek oldukça ilginç geliyor bana. Hem de bizden yıllarca önce yaşamış kadınlar…


Teknolojiden yoksun bu kadınlar hayatlarını nasıl idame ettirmişler, yaşamlarının güzel ve zor yanlarını merak ediyorum. Kim etmez ki…
İşte bu amacımı gerçekleştirmek için ilçemizim kütüphanesine gidip üye oldum. İlk aldığım kitap yine bir kadının kaleminden;
“ Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını”
Kitabın konusu, Abdülhamid rejiminden kaçan iki kız kardeşin kaçmadan önce Türkiye’deki zorlu yaşamı ve kaçtıktan sonra düşündükleri Avrupa ile gördükleri Avrupa hakkında yaşadıkları düş kırıklığı…


Yalnız bu romanı anlatmadan önce, bu romanın yazılmasına vesile olan diğer roman ve yazarından bahsetmeden geçmek olmaz, yoksa bütün yazılanlar havada kalır.
O kişi (Les Desenchantees) MUTSUZ KADINLAR, romanını yazmasaydı Zeynep Hanım, ne ülkesinden kaçacaktı ne de böyle bir roman yazılacaktı.


Bu kişi ünlü romancı, Türk dostu Pierre Loti’dir. O dönemlerde, adeta kafeste yaşayan kadınların yaşamını anlatır.

Romanın kahramanı üç kadındır. (Cenan) adı ile Madam Lera, (Zeynep) adıyla Zinnur, (Melek) adı ile Nuriye gerçek kişilerdir. Zinnur ile Nuriye kardeştirler. Bunlar, dönemin dışişlerinde şöhreti olan Nuri Beyin kızlarıdır.

Aslında Nuri Bey’de Fransız kökenlidir. Babası Reşat Bey, Kırım Savaş’ında Türkiye’ye gelen ve Müslümanlığı kabul ederek buraya yerleşen Marki de chateauneufdür.
Fransız kökenli olan Madam Lera’nın İstanbul’a gelişinin öyküsü şöyle: 1899 yılında (Lahey) deki konferansta Osmanlı Devletini eski (Petersburg) elçisi - Turhan Paşa temsil etmektedir. Osmanlı heyetinin çalışmalarında süratli Fransızca yazabilecek bir sekretere ihtiyaç vardır. Bu görev, genç, zeki ve güzel bir dul olan Madam Lera’ya verilir. Turhan Paşa, Madam Lera’dan o derece memnun kalır ki, Babıali’deki Fransızca yazışmalarda kullanılmak üzere beraberinde İstanbul’a getirir. Ne var ki o dönemde Osmanlı yönetiminde kadınlara yer yoktur.


Hele Babıali’deki görevliler arasında yabancı bir kadının görülmesi mümkün değildir. Bu bakımdan Madam Lera, dönemin dış işlerinde önemli bir görevde bulunan Nuri Beyin evine yerleştirilir. Çünkü Nuri Beyin evinde birçok yabancı dil gibi Fransızca da konuşulmaktadır. Kızları, Fransız mürebbiyeler tarafından eğitilmiştir.


Nuri Bey, tam bir batılı aile reisidir. Turhan Paşa tarafından evine yerleştirilen Madam Lera, Nuri Beyin üç kızıyla bir oğluna ablalık yapar. Bu evin fertlerinden biri gibidir. Madam Lera, bu suretle Babıali’de görülmekten gizlemiş olur.


Madam Lera, o dönemin koşulları içerisinde kafes arkasında yaşayan kadınların hayatını - daha önce Aziyade romanıyla Osmanlı yaşamından bir bölüm aktarmış olan-Pierre Loti’ye anlatmak ister.


Pierre Loti, o yıllarda İstanbul’da görevli bir deniz subayıdır. Madam Lera, Nuri Beyin kızları Zinnur ve Nuriye ile birlikte Pierre Loti’ye Fransızca bir mektup gönderirler. Onu kendilerini dinlemek üzere, Sultan Ahmet civarında oturan Nuri Beyin kızlarının eski dadısının evlerine çağırırlar. Madam Lera’yla Nuri Beyin kızları yüzleri kapalı olarak - eski dadılarının evinde - Pierre Loti’yle bir kaç kez görüşürler. Madam Lera, kendisini bir Türk kadını olarak tanıtır. Pierre Loti buna inanır. Görüşmelerin konusu, Türk kadınlarının kafes arkasındaki baskılı yaşamıdır. İşte (Les Desenchantees) MUTSUZ KADINLAR, romanı bu suretle oluşur.


Pierre Loti’nin Les Desenchantees (MUTSUZ KADINLAR) romanı Paris’te yayınlanınca, edebiyat dünyasında bomba etkisi yaratır. Paris sosyetesinde büyük ilgi uyandıran roman, bol miktarda İstanbul’a gönderilir. İstanbul sosyetesi, Levantenler* ve yüksek düzeydeki devlet görevlileri tarafından ilgiyle okunur. Roman değişik yorumlara neden olur ve Abdülhamid, Nuri Beyin evini göz hapsine aldırır; bu da yetmezmiş gibi ta haremlerine kadar arama yaptırır. Nuri Beyin kızları, Abdülhamid’in sert rejimi, çevrenin baskısı ve dedikodularıyla adeta horlanırlar. Hayatları çekilmez bir hal alınca arkadaşları Amerikan Büyükelçisinin kızının yardımıyla - kıyafet değiştirerek - Paris’e kaçarlar.

Böylece Abdülhamid baskısından kurtulduklarını sanan Zeynep ile Melek, kaçtıktan sonra anlarlar ki; Türk kadını için herhangi bir Avrupa ülkesindeki özgürlüğün, tavadan ataşe atlamaktan farksız olduğudur.

Roman, romanın kahramanı ve yazarı Zeynep Hanım tarafından yaşadıklarını, düşündüklerini daha sonra kitabın editörü de olacak olan Grace Ellison’a yazdığı mektuplardan oluşuyor. Bir süre İstanbul’da da yaşamış olan Ellison ise, Zeynep’in bu mektuplarına Osmanlı ülkesiyle ilgili izlenimlerini, düşüncelerini iliştirmiş. Kitap, bir bakıma 20. yüzyıl başlarında İstanbullu bir kadının Batı hayatı ve kültürüne bakışı ile bir İngiliz kadınının son dönemlerindeki Osmanlı kadınının konumuna bakışını buluşturuyor.

Roman güzel bir Türkçe, zengin kelime dağarcığı ile yazılmış, yanlış bilinen birçok konuya açıklık getirmiştir. Harem, bunlardan biridir…


“Harem sözcüğü Arapça’ da “kutsal ya da yasak” anlamındaki “mahrem”den gelir ve Doğunun hiçbir sözcüğü bu denli yanlış anlaşılmamıştır. Harem bir zevceler koleksiyonu değildir; Türk evlerinde yalnızca kadınların kullandığı odalardır. Bir Türk’e haremi olup olmadığını sormak, bir İngiliz’e eşinin özel bir odası olup olmadığını sormak kadar anlamsızdır.”

Zeynep Hanım, iyi yetişmiş, en az beş altı yabancı dili anadili gibi konuşan bir kadındır. Türkiye’den kaçtıktan sonra Avrupalıların kendileri hakkındaki düşüncelerini öğrendikçe kahroluyor ve Paris’ten giyinmekle modernleşilemeyeceğinin altını çizmek için şöyle diyor; “Batılılar bizi hâlâ arzuhalcilerin hizmetine muhtaç kadınlar olarak görüyorlar! Bizi, onlara büyük hayranlık duyan bizi, bir erkeğin birçok karısından biri olarak düşünüyorlar. Oysa çokeşlilik Türkiye’de hemen hemen tümüyle ortadan kalktı.”

Roman kahramanı Zeynep Hanım, sorgulanmayı sevmeyen, özgüveni yüksek bir kadındır. Gittiği bir misafirlikte Batılı bir kadının; babanızın kaç karısı var sorusuna; babanızınki kadar madam, diyerek terslemiştir.

Kitaptaki genel düşünce, Batılılar biz Türklerin hakkında dün ne düşündülerse bugünde düşüncelerinde fikrisabitler.

Batılıların fikrisabitliği Zeynep Hanımın o denli ağırına gider ki; “Türkiye üzerine yazılmış her on kitaptan dokuzunun yakılmasını ne kadar isterdim. Türk, ne denli haksızca eleştirilmiştir ve kadınlar hakkında ne saçmalar yazılmıştır” diyerek ülkesinden kaçtığına pişman olur; ülkesinde başına gelebileceklere aldırmadan, şapka koleksiyonunu orada bırakıp, modası geçmiş siyah çarşafını giyerek geldiği gibi bir gemiye binip geri dönmüştür.



Levanten: Doğu Akdeniz ülkelerinde yerleşen ve ticari etkinliklerde bulunan Avrupa kökenli kişiler.
Kaynak: T.C. Kültür Bakanlığı Salihli Halk Kütüphanesi



07.11.2014 /Emine UYSAL




Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Özgürlük peşinde bir osmanlı kadını -tanıtım Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Özgürlük peşinde bir osmanlı kadını -tanıtım yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını -Tanıtım yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nezahat Yıldız Kaya
Nezahat Yıldız Kaya, @nezahat-yildiz-kaya
15.11.2014 21:48:43
Ne guzel bir bilgilendirme ve sunumdu. Eminim ki simdi bu kitabi merak edip okuyacaklar vardir. Sayet ben de orada olsaydim, Kadikoy kitapcilarini alt ust etmistim.. :)
Kutluyor sevgilerimi sunuyorum arkadasim...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
15.11.2014 21:01:11
tamam facebookta yorum yazmıştım burada ustayı güne düştüğü için canı gönülden kutluyorum saygılarımla
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
15.11.2014 20:28:15
Tebrik ederim Emine Hanım, kitap okumaya teşvik ettiğin için...
Saygılarımla.
-Ezrak Rahel-
-Ezrak Rahel-, @ezrak-rahel
15.11.2014 19:39:05


yine çok güzeldi sizi okumak
sevgiler güzel insan
emeğinize sağlık

Funda SAĞLAM
Funda SAĞLAM, @fundasaglam
15.11.2014 19:04:43
EMEĞİNE SAGLIK ABLAM TEBRIKLERİMLE
Ke
Keskinkalemzaman, @keskinkalemzaman
15.11.2014 15:17:34
Yazmadan edemedim, önceki islam hukukunda ve sonraki mecellede bir erkeğin 4 kadınla evlenmesine
izin veriyor hukuk sistemi yabancılarda sormuş babanın kaç eşi var diye alınacak ne var:))Osmanlıda
o zamanlar hem hukuki hemde örfi olarak çok evlilik yaygındı şimdi bile mevcut elit isalmcı kadınlar bile savunuyor ne var yani:))Harem bahsine gelince google amcadan bir araştırın Sodom ve Gomore az kalır
kalır her tür garipliklerin yaşandığı bir yer bence tek kaynakla beslenmeyin derim.
selamla
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
15.11.2014 14:42:08
Bir kitap,
ancak bu kadar güzel tanıtılabilirdi.
Ve,
Avrupa'nın çirkin yüzü,
en azından bizlere bakış açıları ne güzel ifade edilmiş.
Bazen şüphelere düşüyorum;
''Özgürlük ve hürriyet fikirlerini bizim genç aydınlara,
memleketi kolay yoldan parçalamak için mi empoze ettiler?'' diye.
Ve de,
para ile toprak talebinde bulunan Yahudileri makamından kovan 2.Abdülhamit'i alaşağı edip,
bir Yahudi devlet kurmayı kolaylaştırmak için mi?

Mükemmel sunulmuş yazı.
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
15.11.2014 14:34:27


Ne güzel bir yazıydı.İlgiyle ve dikkatle okudum.Bahsini etmiş olduğun kitaplara kesinlikle sahip olmalıyım :) öyle meraklandım ve dikkatimi çekti ki anlatamam.Anlatımın, dilin olağanüstüydü.
Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşım.Var olasın .Sonsuz selam, saygı ve sevgiyle yüreğine.



Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
15.11.2014 12:47:47
Sevgili Emine Hanım, geç geldim sayfanıza, affedin lütfen. Ama geldim ve sıcaklığınız ile ısındı yüreğim. Bilirsiniz keza siz vazgeçilmezim-siniz.
Öncelikle hem şahsım adına hem tüm kalemdaşlarım adına teşekkür ediyorum bizleri böylesi bir kitapla ve hoş anlatımınızla tanıştırıp bilgilendirdiğiniz için. Yüreğinize sağlık, akıcı ve yüreğe dokunan yürek sesinizle yine ışık tuttunuz dünyalarımıza.
Çınar ağacı benzetmesi yapsam hiç de abarttığımı düşünmüyorum. Hissettiğim tam da bu. Sizin varlığınız hep başımı yasladığım bir kucaktır. Uzaklarda addedilen bir varlık nasıl bu kadar yakın olabiliyor ama oluyor işte. Gönül sayfanızda yine raks ediyor duygularım.
Bir kez daha kutlarım günün seçkisini. Aydınlık bir yazı, yüreklerin kirini pasını silen kıymetli kaleminiz ve insanlığınızla defalarca geleceğim bir yazı daha.
An geliyor sevgili dostum yolda kalıyor insan oysa nereye gittiğini biliyor da. Ne tuhaf adına hayat denen ve nasıl oluyor da her şey göründüğünden çok farklı bir anlam içeriyor.
İşte sizin sayfanıza gelince hissettiğim mutluluk ve sevginin bir açılımı. Çünkü çok özel bir insansınız.
Anne sıcaklığı yeri geldi mi ve yeri geldi mi sevginin ulaştığı nokta.
Sizi çok seviyorum. Var olun, hep hep hep...
Güzel yüreğiniz dert, tasa görmesin can dostum.
Selam ve dua ile...
İyi ki varsınız.
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
15.11.2014 11:05:01

Yazınızın sayfa dostlarınca yorumlanıp değerlendirilmesi çok önemli buluyorum. Bu durum Türk insanını kitap okuma refleksinin tarihi veya güncel olayların gizlenmiş yâda tabu haline getirilmiş konuların tartışılmasına ne kadar aç olduğunun ve bu konulara ilgili olduğunun olumlu anlam da somut bir örneğidir. Dolayısıyla uzak yâda yakın tarihimiz deki olayları bilinmeyen yüzünü öğrenmek toplumsal bilincin gelişimine ve doğal olarak ta bireyin kültür seviyesine katkı sağlar.

Kütüphanelerin tozlu raflarında bekleyen tarihe ışık tutacak kitapların günyüzüne çıkması dileğimle

Belgesel niteliğindeki yazınızı tebrik eder bu güzel yazının güne gelmesini den dolayı da sizi gönülden kutlarım

Kaleminize emeğinize sağlık

Saygı selamlarımla.
KalbiHazan
KalbiHazan, @kalbihazan
15.11.2014 10:12:56
bülbülü altın kafese koysan ne olur özgürmü olur insan ülkesinde oldugu kadar hic bir yabancı ülkede özgür sayılmaz ülkemden başka bir yerde yaşamak icin hic özenmedim yazınızı cok begendim yurt dışına özenen varsa biraz daha düşünsün ana gibi yar vatan gibi diyar olmaz taş yerinde agırdır derler ya dünyayı verseler Türkiyemin tozu etmez saygılarımla...
MementoMori
MementoMori, @mementomori
15.11.2014 05:37:20


Her toplumda olduğu gibi,toplum içinde yaşayan herkesin mutlaka bir şikayeti olur. Bu şikayetlerin artmasında en önemli şey kıyas. "Özgürlük Peşinde Bir Osmanlı Kadını'' iki kişi arasında geçen mektup yazışmalardan oluşturulmuş bir roman.

Zeynep Hanım'ın İngiliz Kadın Hareketine ilişkin gözlemlerinin ister istemez 'Doğulu' olması, ilginç bir çelişkiyi de yansıtıyor. 1900'lerin başında İngiliz Kadın Hareketi'nin başında, toplumun kaynak tabakasından Emily Pankhurst gibi Lady'ler var. Ama Zeynep Hanım soylu oldukları halde bu kadınların şurada ya da burada üstüne çıkıp konuşacakları tabureyi nasıl olup da uşaklarına taşıtmadıklarını, kendi elleriyle taşıdıklarını bir türlü anlayamıyor. Tıpkı parlamentoyu ziyaretlerinden birinde, Zeynep
Hanım'ı ve yanındaki başka kadın ziyaretçileri kastederek, "Bunlar, 'kadın hakları'cılar mı?" diye soran milletvekiline,
"Hayır efendim, bunlar hanımefendiler" yanıtını veren polis memurunun Kadın Hareketini ayak takımının işi sanması gibi...

Zeynep Hanım'ın çizdiği kendi portresi, çok iyi eğitildiği halde bilgisini toplumun hizmetine sunamayan, sosyal baskıdan bunalan Osmanlı kadınının duygularını ve konumunu da açıklıkla ortaya koyuyor. Türk okurun iyi tanıdığı Fransız romancı Pierre Loti'nin

'Les Desenchantees' (Mutsuz Kadınlar) romanının başlıca kaynağı olan kişinin Zeynep Hanım olduğunu ve Loti'nin, onu Hamid rejiminin şerrinden korumak için Zeynep tipinin hayal ürünü olduğunu yazma gereğini duyması da o dönem Osmanlı kadınının karşılaştığı baskıların boyutuna tanıklık ediyor olsa gerek.



Güzel bir çalışma Tebrikler.


saygılar
kardanadam
kardanadam, @kardanadam
15.11.2014 01:07:18
Emine zevkle okudum.Yürekten kutlarım seni. Harem bizim çıbanımızdır. Zaten Türklere ait bir kültür değildir. Din etkisiyle uzakdoğu, iran, arabistan saraylarından bize miras kalmıştır. Çıbanların geçmesi uzun sürer. İnsanların kendi hatalarını kabul etmesi kolay değildir. Travma etkisi yaratır. Roman kahramanı hanım her ne kadar haremi aklamaya çalışsa da harem haremdir. Avrupa kadını bizden çok daha öne yakaladı kişisel özgürlüğünü. Roman kahramanı da bu özgürlük savaşının önderlerindendir. anladığım kadarıyla.

seni kutluyorum. Bu tür özetleri sabırsızlıkla bekliyorum kendi payıma

sevgi ve hürmetimle
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
15.11.2014 00:56:23
Ne güzel, tozlu raflardan bu güzel kitap senin eline gelmiş
ve sayende biz de bilgilenmiş olduk.

Güzel anlatımına teşekkürler eder, güne gelişini kutlarım.

Sevgiler,
direniş
direniş, @direnis
15.11.2014 00:08:25
Yürekten kutlarım kankam..

varolasın...

güne gelmeside beni çok mutlu etti

selamlarımın en kocamanı ile... uzaklardan
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
15.11.2014 00:03:07
teşekkürler paylaşımınıza. sevgiler.
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
14.11.2014 22:29:58
10 puan verdi
NE GÜZEL BİR PAYLAŞIM BU KİTABI BEN DE OKUYACAĞIM ÇOK TEŞEKKÜRLER EMİNECİĞİM SEVGİMLESİN
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
14.11.2014 19:53:21
10 puan verdi


Aslında benim tartışma konusunu olarak düşündüğüm kitabın üslubu, içeriği ve anlatımdı. Bu nedenle dünden bu saate kadar ,kitabı inceliyordum.

Tarihi konular ,sizinde bildiğiniz gibi devletin yapısı ve iktidarın buyruğu doğrultusunda, çok rahat bir şekilde değişebiliyir. O kadar ki ,insan kendi tarihini yabancılardan öğrenmeye çalışıyor. Böyle bir durumda bundan 13 yıl önce hain Vahdettin, şimdilerde kurtarıcı, fedakârcı sıfatlarıyla görülebiliyor.

Oysa Paradigmanın iflası mutlaka bir gün gerçekleşir. Kim ne derse desin, kim ne uydurursa uydursun !

Kitap okumakta, okutmakta çok güzel. Kutlarım


Saygılar, Sevgiler
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
14.11.2014 18:57:25
sayende bu güzel eser hakkında bilgilendirildik...emekliliğinde hayırlı uğurlu olsun kardeşim saygılarımla
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ömer Faruk Hüsmüllü, @omerfarukhusmullu
14.11.2014 17:08:48
Çok yararlı bir çalışma olmuş. Batının gözünde Türk kadının yeri tüm gerçekliği ile anlatılmış. Bu ön yargılı batı yaklaşımı sadece kadınlarımız için değil tabii ki... Yüzyıllardır bize ait ne varsa batı hepsine aynı gözle bakmış.
Bu aydınlatıcı çalışmanız için teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla...
Etkili Yorum
BOZOK KIZI
BOZOK KIZI, @bozokkizi
14.11.2014 15:53:24
Osmanlılara harem kültürü 1500 lü yıllarda girmiştir yine devşirme ve anaları saf Türk olmayan padişahların uygulamlarıdır, Türklerde hep tek eşlidir, çok eşlilik bize araplardan girmiştir, Osmanlının yaşam kültürü tam Türk kültürünü asla yansıtmaz Türklerde kadınlar öyle odalara kapatılmaz eşlerinin yanında yer alırlar dı her alanda haremlik selamlık bize islamla girmiştir arkadaşım.. yazın çok güzeldi gene tebrikler ve sevgilerimle..


Keşke siyah çarşaf giyerek değil de, Anadolu da yaşayan Türk kadınlarının kıyafetlerini giyerek dönseydi çünkü kara çarşaf bizlere 1700 lü yıllarda Avrupa din görevlileri tarafından ilk önce istanbul da yaşayan şehirli bayanlara giydirilmiştir daha sonra diğer il ve ilçelere yayılmıştır..
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
14.11.2014 14:45:47
10 puan verdi
Sahafçılık olarak geçiyor bu merak. Hoş, okumayı sevmeyen bir toplumda yaşamanın sıkıntıları bunlar. Çoğu kitap, daha okunmadan tozlu rafların arasında kayboluyor ülkemizde. Tesadüfen rastlarsa bir kitap sever, tekrar kapağı açılıyor, hayat buluyor. Tebrik ederim Emine abla. Emeğine sağlık. Sevgilerimle.
Mehmet Aktaş
Mehmet Aktaş, @mehmetaktas
14.11.2014 14:31:18
Paylaşımınız için çok teşekkür ederim değerli arkadaşım.
Ne mutlu okuyabilene.
Sağlıcakla aklınız...
VAZO
VAZO, @vazo
14.11.2014 14:06:58
10 puan verdi
Yazıda ki akıcılık ayrı bir güzellik olmuş,keyifle okudum toprağım.
Yetkin kaleminizin ustalığını kutluyorum.Sevgi ve selamlarımla.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
14.11.2014 00:37:47
Sevgili Emine.

Türkiye'de bu kitaptan haberi olan çom insan olduğunu sanmıyorum ama işin güzel tarafı edebiyatımızda çok da tanınmayan ( Hatta neredeyse hiç..) Zeynep Hanım'ın bu eserinin bir ilçe kütüphanesinde bulunması daha da güzel. Tek eksiğimiz o kütüphaneler maalesef öyle çok da sık uğramamak.

Bir kitap tanıtımı, o kitabın ruhunu da içine alacak şekilde ancak bu kadar güzel yapılabilirdi.Ben pek beğendim ve merak uyandı bu kitabı bir yerlerden bulup okuma konusunda.

Bence bu çalışmayı bir seri haline getirip bunun gibi daha pek çok kütüphanelerin tozlu raflarında unuttuğumuz kitabı gün yüzüne çıkarabilirsin.

Tebrikler...Kutlarım.


Selam ve sevgilerimle.
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
14.11.2014 00:21:28
10 puan verdi


Şu an göz ucuyla kurcalıyorum yazınızı. Ben asıl yorumumu eve geçince yazacağım. Baştan aşağıya giydirdiğiniz giysi ,Abdülhamid'in yasakladığı giysiler. Lakin ben farklı bir yoldan yorumu yapacağım.

:) eminim tartışacagız . Tabiki edebi bir katkı diliyle...


Şimdilik ayrılıyorum


Saygılar, Sevgiler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL