Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Ömürlü Aksoy
Ömürlü Aksoy

MİLLİYETÇİLİK NEDİR?

Yorum

MİLLİYETÇİLİK NEDİR?

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

718

Okunma

MİLLİYETÇİLİK NEDİR?

Atatürk’e göre millet; geçmişte bir arada yaşamış, şimdi de bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama kararı ve inancında olan, birbirlerine tarih, kültür ve duygu birliği bağlı insanlar topluluğudur. Atatürk, Türk Milleti’ni şu sözlerle tanımlamıştır; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir”.
Milliyetçilik, sadece ortak geçmişe bağlılık değil, istikbale yönelik amaç, gaye ve düşünceler açısından da birliktelik ifade eder.
Milliyetçilik, kendilerini aynı milletin üyesi sayan insanların, bir arada, aynı sınırlar içerisinde, bağımsız bir hayat sürme isteği ve mensubu olduğu toplumu sevme ve yüceltme amacını benimsemeleridir.
1924 Anayasası’na göre: “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaslık bakımından herkese Türk denir”. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” tanımlaması ve “Ne mutlu Türk olana” değil; “Ne mutlu Türküm diyene!”sözü Atatürk milliyetçiliğinin bölgesel, ırksal ve dinsel bir Milliyetçilik bir doktrin değil, tarihsel ve siyasal bir olaydır. Aşırı ırkçılıkla, emperyalizm ve faşizmle her hangi bir ilgisi yoktur. Fikren, fiilen, hissen milli birliğe sahiptir.
Milliyetçiliğin kaynağı,Türk Milleti’ne olan sevgi, inanç ve güvenden almaktadır,birleştirici ve toplayıcı nitelikte ve millet yararınadır. Ulusal kişilik ve benlik duygusunun ifadesidir.
Milliyetçilik, daha çok millet bireylerinin devletine ve mensubu olduğu milletine karşı sorumluluklarını ortaya koyan bir ilkedir.
Milliyetçilikte; milli birlik ve beraberliği sağlamak, millet ve ülke çıkarlarını, ülke bütünlüğünü ve ulusal bağımsızlığı korumak, ırk ve dil ayrıcalığına yer vermeme prensipleri vardır. Atatürk’ün Milliyetçiliği geniş bir hoşgörüye sahiptir.
Atatürk milliyetçiliği, “ümmetten millet bilincine geçişin sonucudur.“Ümmet olarak çöküş, millet olarak doğuştur”. Bu nedenle de milliyetçilik, Türkiye halkının çimentosudur, ülkenin ve millî birliğin sembolüdür.
Milliyetçilik, milletinin varlığı ve mutluluğu için çalışmak ve başka milletlere de saygılı olmaktır. Buna göre Cumhuriyetçiliğin ve Halkçılığın olmadığı yerde Milliyetçilik de olmaz.
Atatürkün milliyetçilik ilkesi; dinsel, mezhepsel, etnik, bölgesel vb.her türlü ayrımcılığa karşıdır.Sosyal adaletten yanadır ve sınıf kavgasını reddeder.“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” arzu ve inancını gerçekleştirmeyi hedef alır.
Milliyetçilik, vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını her şeyin üstünde tutar.
Milliyetçilik, her ne sebeple olursa olsun, milletin bölünmesine ve parçalanmasına karşıdır. Atatürk bu konuyu; ’Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trakyalı her bir soyun evlatları ve aynı cevherin damarlarıdır’ sözüyle açıklamıştır.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan başlıca inkılaplar:
-Yeni Türk Devleti’nin kurulması,
-TBMM’nin açılması,
-Türk Tarih Kurumu’nun kurulması,
-Türk Dil Kurumu’nun kurulması,
-İzmir İktisat Kongresi’nin toplanması,
-Kapitülasyonların kaldırılması,
-Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması,
-Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi,
-Türk Parasını Koruma Kanunu’nun çıkarılması,
-Yabancıların kurduğu bazı işletmelerin millileştirilmesi şeklinde özetleyebiliriz.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Milliyetçilik nedir? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Milliyetçilik nedir? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MİLLİYETÇİLİK NEDİR? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
14.11.2014 00:31:50

İnsanlık tarihi yaklaşık kırk beş bin yıldır. Biz bunun yaklaşık on beş bin yıl kadar olan bölümüne ulaşabiliyoruz. Geriye kalan ise otuz bin yıl ! Hayal alemi gibi. İnsanoğlu daha dününün hesabını veremezken, hangi binlerden bahsedebiliriz ki? Sürekli bir tarih algısında, sürekli düşman tayin etmek, suçu ve suçluları zamanın ötesine taşımak değil mi? Etrafınızda ne kadar çok düşman varsa, bilin ki bunlar sizin geçmişinizi, o kadar çok suçlu kılar.

''Kesik tarih algısının yarattığı boşluk, zamanla çarpık bir önceyi bilme/yaratma algısını da yaşatır insana. Birden en çok okunanlar arasına girebilir mesela ’’ Osmanlıda sex, Haremde Aşk’’ kitapları .Bir anda tarihinizi röntgenlerken bulursunuz kendinizi. Türklerin elma çayı içtiğini sanan Avrupalı turistler gibi.

Türk olmak yorucu bir şeydir. Her gün kendinizi ayakta tutmaya çalışırsınız. Üç darbe, siyasal İslam, Kürt sorunu, ekonomik krizler, kadın-erkek eşitsizliği, jeopolitik durumunuzdan kaynaklanan özel durumunuz yüzünden, sürekli tehdit altında olduğunuzu öğreten bir dış politika, yaşadığınız toprakların benzersiz olduğu algısı, dünya üzerinde trajikomik yalnızlığımız, her uluslararası futbol karşılaşmasında, Viyana kapılarına dayanıyormuş milli hissi, Kendilerine turistleri aşık eden Türklerin Osmanlı fetih düşüncesi ve Türk vatandaşlığına geçen, Müslüman olan yabancıları büyük bir heyecanla manşetlere taşıyan akıl !

Öncelerimiz ve içlerimiz bulanıktır. Şimdiki yönetim ve bundan öncekilerin bir yansıması bu hissimiz. Birde özür dilemenizi bekleyen (……..) ler çıkınca ortaya ‘Kimin suçu için’? Neden biz? Orada bile değildik. Bizden ne istiyorlar? Biz onlara ne yaptık ki?

Unutulmaması gereken şey, hafıza tek kişilik değildir.''
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
14.11.2014 00:26:47

Çok ayıp. İnsanların fikirlerine saygı duymadan, asla saygı beklemeyiniz.


Utanılacak şeyi saklamak, utandığınız insanları yasaklamakla olmaz.

Yazık !

İtibar görmek için, uç noktalarda bulunmak ve bu düşuncelerin ardında hayat tüketmek bu olsa gerek. Günah saklamak, duymak istemediklerinizi öldürmekle olmaz değerli, büyük düşünür.

Şimdi benide yasakla küçük dünyanda.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL