Her aşkta ihanet varmış, diyorlar. Kim kime ihanet ediyormuş. Sevenler ve sevilenler birbirleri için ölümü bile göze almışlarken ipe sıpa gelmez bir anonim cümle insanın aklını karıştırmaya yetip de artıyor bile. Kim ne derse desin, kim kimi ihanet ederse etsin sana ve bana özgü bir gerçek var:
Aşkımızın ihanete uğramadığı. Ne gereği var hiç yoktan başka limanlarda sığıntı gibi gezinmeye. Sen varsın ya benim için dünyaları verseler umurumda değil. Ya da şu soğuk uzun gecelerde içi muflonlu palto bile verseler senin ısıttığın gibi ısıtmaz. Hani sen derdin:
Aşkımız ,kelebeklerin ömrü gibi kısa değil de kartallarınki gibi yüzelli seneyi bulsun. Şunun şurasında ne kaldı ki; bir yüz seneyi de devirdik mi tamamdır; sözümüzde erkekçesine durmuş olacağız. Sonrasına da Allah Kerim. Aşkımızın devamını ahrette sürdürürüz inan ki. Seni bırakmam. Kara sakız gibi yapışmışım yakana. Sen cennete ben de oraya; cehenneme ben de peşinden…
Dün gece elime bir resmin geçti. Hani şu deniz kıyısında dalgalar izlerken. O zaman sörf servis mi nedir, yani senin anlayacan serf çekim herhal; yoktu. Ya da vardı da biz bilmiyorduk. Yanımızdan bir Allah’ın kulu da geçmedi ki kamarayı ona verip de bizi şöyle iyicene görüntülesin. Neyse; sen çıktın ya resimde o yeter. Ben çıkmışım neye yarar. Zaten kalbinde beni taşımıyor musun. Taşıyorsun. O resimde var ya sevgilim, öyle mahsun çıkmışsın ki biraz da utangaç. Sanki “Beni kucakla da denize fırlat, suyun içerisinde oynaşalım,”dercesine. Yedekte çamaşırlarım olsa hiç durur uydum. Aynen senin düşündüğünü ben de düşünmüştüm de, olmadı işte. Hazırlıksız yakalanmıştık.
Ya sevgilim, sen bana iyi ilham kaynağı oluyorsun. Seni bir gün görmesem kafayı yiyecek mişim gibi oluyorum. Geçenlerde en son ne zaman görmüştüm unuttum ama üzüntümden düşüne düşüne gözlerimin numarası büyümüş de ben de gittim kendime yeni bir gözlük aldım. Gözlüğü almamış olsaydım var ya bu yazdığım hasretlik mektubunu yazmazdım valla.
Bugün oldukça rahatım. Kapınızın önünden geçerken saksağan gibi öter ötmez sen hemen pencereye çıktın da selamlaştık. Bir daha öyle düşecekmiş gibi pencereden sarkma. Nerdeyse göğüslerin fırlayacaktı yola. O göğüsler benden başkasına namağrem unutma sakın. Şu başlık parasını bir biriktirem seni şu deyyos babandan istiyecem. Adamın dini imanı para ya. Önüne altınları ser, şerefini yollarda ayaklarının önüne serer.
Sevgilim, ben bugünlerde efkarlıyım ha. Niye diye sorma. Arasıra kavalımı alıp denize münhasır yerde uzun uzun öttürüyorum. Öttürürken de denizin dalgalarını seyrediyorum. O dalgalar ben olacaktım.Sen de denizin içinde olacaktın. İşte o zaman seni okşar severdim.
Aç tavuk rüyasında darı görürmüş derler ya benimki de o hesap. Yine de hayal kurmak iyidir. Sen de beni hayal etmeden sakın yatağa yatıp da uyumayasın. Şimdilik bu kadar. Seni hasretle flim aktörü gibi incitmeden öperim. Hoşça kal…