Bekri kavramı Osmanlıcada içki düşkünleri için kullanılan bir sıfat. Bekri Mustafa ise IV. Murat döneminin ünlü sarhoşlarından biri.

Bekri Mustafa kalender-meşrep davranışlarıyla dünyaya boşvermiş ahreti ise dışarıdan görüldüğü kadarıyla pek de önemsediği belli olmayan “sarhoşların piri” bir ademoğludur.

IV. Murat dönemindeki içki yasağını delen bu berduş(evi omzunda) Padişah, İstanbul boğazında bir gece tebdil-i kıyafet denetim yaparken padişaha yakalanıp IV. Murat kendisinin Padişah söylediğinde “buyurun cenaze namazına” diyen zatın ta kendisidir.

Kader bu ya.. halk kimleri nerelere getirmiyor ki, hepimiz canlı şahitleriz. Yeter ki Hak yürü ya kulum desin.

Bugün olduğu gibi dün de devlet imkânları kariyer, liyakât, adâlet ve hakkâniyet ölçüleriyle değil de “İMANOMETRE” (bir insandaki imanın derecesini ölçen alet) ile “sen, ben bir de bizim oğlan” arasında keyfi olarak yağma hasanın böreği misali dağıtıldığı için halkın düzensizliği kanıksamış olduğu bir ortam yaşanırken..

Bekri Mustafa bir gün başında sarık, elinde tesbih ve sırtında cübbe giyili halde yukarıdan aşağıya inerken bir kalabalık ortasında kalır. Belli ki ortada bir cenaze vardır ve namazı kıldırılacak. Tesadüfe bakın ki ölen kişi de orta cami imamıdır.

Bekri Mustafa kıyafetiyle tam bir imamı temsil etmekte olduğu için kalabalıktan yakasını kurtaramaz. Hatta mahalleli oracıkta cami imamı olarak atamasını bile yaparak kendisine görev yükler. Oysa Osmanlı’da cami imamı olmak için resmi bir yığın işlem gerekir. İşin acelesi olduğu için “ zaruretler menmuyu mübah kılar.” ilkesi gereğince görev acele ile Bekri Mustafa’nın omzuna yüklenir.

Cemaatin alışık olmadığı ve bilmediği bir tarzda Cenaze namazı kılındıktan sonra Bekri Mustafa özellikle musalla taşında yatan ölünün kulağına eğilerek bir şeyler söyler. Ölünün defin işleri bittikten sonra Bekri Mustafa’ya sorarlar:

-Rahmetli ile öyle uzun uzun ne konuştun Hocam Allah aşkına söyle?

Bekri Mustafa:

- Ne konuşmadım ki, senden ahrette memleketin halini, ahvalini soracaklardır şüphesiz, uzatmana gerek yok. Halk, Bekri Mustafa’yı Orta Cami’ye imam yaptı dersen onlar memleketin içine düştüğü hali kıssadan hisse anlar dedim der.