2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
940
Okunma
Yerinizi baştan belirleyene, anlatmak zordur kendini..!
Yanında durabilmek için.. Çırpınsanızda, boşunadır çabalarınız...
Size bir yer verilmiştir, bir konum, bir mesafe...
Ötesine geçmenize müsade edilmemiştir...
(Uzan’amadığın daldaki eriğe bakakalırsın, Arada bir zıplarsın ama yetişemezsin.. )
İnsan birinin yanında veya hayatında , isteyerek yerini kendi belirleyemiyor...
Kim nerede tutmak istiyorsa sizi , oraya büzülüp kalıyorsunuz bir nevi..!
Şu dedikleri ( Değer ver ki, Değer göresin ) cümlesi...
İşte o an komik kalıyor...
Biri bir karış aşağısında bırakmaya niyetlendiyse sizi..
Ne yapsanızda yanına varamıyorsunuz...
Bir kol mesafesi varsa hep aranızda, buz tutar donarsınız..
Yüreklerde de kademe ve makamlar var belkide...
Çıktığı katlar uzadıkça yoruluyor insan..
En tepeye bakıpta ulaşamamak.. Tam orda yer alamamak..
Hep bir kol mesafesinde kala kalmak.. Ve elbette bir gün ısınacağını, tamamlanacağını düşünerek üşümek ve yine üşümek yoruyor...
Eskinin yerini doldurmak zordur mutlaka, yada yokluğun yerini veya kabukları hiç iyileşmemiş, yaraları iyileştirmek zordur..
Lakin hep iyileştireceğim diye çabalayıp, üfler durursunuz o yarayı...
Belki kabullenilirsiniz diye, mesafeleri ve dikilen Duvarları yıkarsınız zamanla diye düşünürsünüz...
Öyle çok inanırsınız ki buna, kendinizi yarayı daha çok gayretle üfler bulursunuz...
Ama zaman geçtikçe, anlarsınız ki..
Yarasını sürekli kaşıyanın, kabukları üflemekle kuruyup Geçmez..!
Boşunadır merdiven çıkmadaki, hevesli adımlarınız..
Boşunadır iyileşsin diye, nefes vererek isterik üflemeleriniz..
Boşunadır yanında , yamacında duracağım diye kurduğunuz hayaller...
Boşunadır buz tutmuş bedeniniz de ona dair taşıdığınız sıcacık kalp...
Ve geçte olsa anlarsınız ki..!
O size izin vermedikçe...
Siz ona asla YETİŞEMEZSİNİZ..!
18/10/2014