Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
degaje8
degaje8

YETİŞEMEMEK...!

Yorum

YETİŞEMEMEK...!

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

940

Okunma

YETİŞEMEMEK...!

Yerinizi baştan belirleyene, anlatmak zordur kendini..!
Yanında durabilmek için.. Çırpınsanızda, boşunadır çabalarınız...
Size bir yer verilmiştir, bir konum, bir mesafe...
Ötesine geçmenize müsade edilmemiştir...

(Uzan’amadığın daldaki eriğe bakakalırsın, Arada bir zıplarsın ama yetişemezsin.. )
İnsan birinin yanında veya hayatında , isteyerek yerini kendi belirleyemiyor...

Kim nerede tutmak istiyorsa sizi , oraya büzülüp kalıyorsunuz bir nevi..!
Şu dedikleri ( Değer ver ki, Değer göresin ) cümlesi...
İşte o an komik kalıyor...
Biri bir karış aşağısında bırakmaya niyetlendiyse sizi..
Ne yapsanızda yanına varamıyorsunuz...
Bir kol mesafesi varsa hep aranızda, buz tutar donarsınız..

Yüreklerde de kademe ve makamlar var belkide...
Çıktığı katlar uzadıkça yoruluyor insan..
En tepeye bakıpta ulaşamamak.. Tam orda yer alamamak..
Hep bir kol mesafesinde kala kalmak.. Ve elbette bir gün ısınacağını, tamamlanacağını düşünerek üşümek ve yine üşümek yoruyor...

Eskinin yerini doldurmak zordur mutlaka, yada yokluğun yerini veya kabukları hiç iyileşmemiş, yaraları iyileştirmek zordur..
Lakin hep iyileştireceğim diye çabalayıp, üfler durursunuz o yarayı...
Belki kabullenilirsiniz diye, mesafeleri ve dikilen Duvarları yıkarsınız zamanla diye düşünürsünüz...
Öyle çok inanırsınız ki buna, kendinizi yarayı daha çok gayretle üfler bulursunuz...

Ama zaman geçtikçe, anlarsınız ki..
Yarasını sürekli kaşıyanın, kabukları üflemekle kuruyup Geçmez..!
Boşunadır merdiven çıkmadaki, hevesli adımlarınız..
Boşunadır iyileşsin diye, nefes vererek isterik üflemeleriniz..
Boşunadır yanında , yamacında duracağım diye kurduğunuz hayaller...
Boşunadır buz tutmuş bedeniniz de ona dair taşıdığınız sıcacık kalp...

Ve geçte olsa anlarsınız ki..!
O size izin vermedikçe...
Siz ona asla YETİŞEMEZSİNİZ..!

18/10/2014

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yetişememek...! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yetişememek...! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YETİŞEMEMEK...! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ezo1973
ezo1973, @ezo1973
18.10.2014 16:52:42

Yazınızı okuyunca, kendine aşırı hayran olan, narsist Narkissos' un hikayesi geldi aklıma.
Mutlaka biliyorsunuzdur. Hoşçakalın.

Çok güzel bir peri kızı olan Eko, avlanmakta olan Narkissos adlı avcıyı görür. Bu avcı çok yakışıklıdır. Eko bu avcıya ilk görüşte aşık olur. Ancak, Narkissos bu sevgiye karşılık vermez. Eko, kara sevda yüzünden günden güne erir ve ölür. Olimpos dağında yaşayan tanrılar bu duruma çok kızar ve Narkissos’su cezalandırmaya karar verirler. Bir gün av dönüşü bitkin halde su içmek için göle eğildiğinde suda yansıyan kendi yüzünü görür ve adeta büyülenir. Kendine aşık olmuştur. Eko gibi Narkissos’da günden güne erir ve orada kendini seyrederek ölür. Yunan mitolojisindeki diğer bir kaynağa göre de Narkissos göl kenarında kendi yansımasına aşık olup, bu görüntüye sarılmaya çalışırken boğulur.
Etkili Yorum
serin mavi
serin mavi, @serinmavi
18.10.2014 14:03:35
devlet kademesinde çalıştığım için,yetişememenin ne olduğunu çok iyi bilirim...Bir de,diğer devlet teşkilatlarının çalışma şeklini...Bir sürü et kafa....kendini yenileyemeyen...teknoloji özürlü...küstah...yukarıdan bakan...kendini Tanrı'nın özel imalatı sayan...binlerce özellikte bürokrat,doktor,hakim,savcı,ormancı ve diğer meslek gurupları...hep vatandaşa tepeden bakarlar...Ha,bir de rütbece alttakine acımasızca tepeden bakarlar...af yoktur asla...birbirini yemece,çeldirmece...özel sektör sanki çok mu masum...aynısı daha gaddardır yerinizi belirlemede...

gelelim insanoğlunun tepeden bakmalarına...burnundan kıl aldırmayanlar mı dersiniz...Küçük dağları yarattım diyenler mi...karı koca arasında...ebeveyler arasında...diğer mahlukata karşı...herşeye karşı şişmiş ego...gurur...kibir..enaniyet...asla yatşemezsiniz,insanoğlu sizi bir yere koyduysa...

Olsun be,bizler,"kalbinde zerre miktar kibir olan cennete giremez"diyen inanca mensubuz...şimdi nerde o padişahlar...firavunlar..şahlar...prens ve prensesler...dükler...krallar...ağalar...karunlar...cumhurbaşkanları...bakanlar..v.b. Belki de kemiklerinden bir parça duvarımızdaki sıvanın içindedir...

Sosyolojik ve psikolojik binlerce durumu betimleyen deneme türü eserinizi ayakta alkışladım...Ender beğendiğim deneme türü bir eserdi...tespit ettiğiniz durumlar..iletişim bozuklukları...tavırlar gibi çok hassas çizgiler barındırıyor eseriniz...sanırım,deneme türü size çok yakışıyor ve başarılısınız...siz yazmaya devam edin...bizler zevkle okur ve alkışlarız ayakta...başarılarınızın devamını diliyor,tebriklerimi sunuyorum...saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL