6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
973
Okunma

Sayfalarca mektup yazdım, sayfalarca.
Ne adresi belli zarfların, ne de gönderen emin kimliğinden. Her günün akşamında kendimden eksiltmişim de katmışım cümlelere. Sanırsınız ki bütün yaraları saracak kadar iyiyim ve bütün acıları unutacak kadar güçlü.
Oysa aynalar kırdım karşısına geçtiğimde,
yarım ağız yeminler ettim.
...
" Aşkı satılığa çıkardıklarında, gönlümdeki sevdayı saydım;
Fazlasıyla yeterdi almam için.”
Kilometrelerce yolu yarılayıp dönenlerden oldum baktım ki. Aynalarda titrek kirpiklerin arasından akan neyin eseriydi?
Kaç bahar yaşadık da güz soğuk rüzgarıyla kırdı kapıları, yıktı duvarları?
Ne enkazları kaldırdık günler sonrasında. Bedenindeki o derin oyukları görmez de insan ruhunun o ince sızıları canını acıtır.
“ Acılar da dindirdik oyun parklarında dinlenerek,
Kederler de konuk ettik günübirlik.”
Bazen sessiz bir şarkı dinlersiniz oturduğunuz yerden. Ne söyleyen ses kamçılar merakınızı ne bulunduğunuz şehrin ışıkları açar gözünüzü.
Öyle bir geceydi…
“ Söyledikleri kadarını biliyorum ben de. Okuduğum o sitem dolu mesajdan sonrası hatrımda değil. Bir süreliğine uykuya teslim etmişim bedenimi. Günler öncesinde öğrendiğim gerçeklerimin üstüne yumdum gözlerimi. Sanki uzak bir şehre gitmişim.
Hiç tanımadığım insanlar ağırladı beni. Denizler geçmişim de saçlarım ıslanmamış hiç. Kavurucu güneşler gördüm oysa bir tarafım kış.
Karlar yağmış başıma. O şehirde hiç ağlamadım ama.
Bütün gözyaşlarımı dünyaya teslim ettim giderken.
Yürüdüm saatlerce. Gözlerimi yumdum bir süre. Elimi tuttu bir el.
Sıcacıktı.
Dön dedi bir ses.
Göremediğim yüzler vardı çevremde, vapurlar kalktı iskelelerden. Onlarca otobüs bilinmez bir adrese yol alıyordu. Duraklarda bekledim. İçlerinde sancıları vardı yolcuların, gözlerinde pişmanlık, kalpler perişan.
Üç adımlık yolum vardı.
Sonra göz bebeklerim aralandı beyaz ışıkları yanan bir odada.
Başucumda yıkılmayan o dağ vardı. Sakallarına tatlı bir kar yağmış, yüzüme bakan o özlem duyduğum kalabalık.
İçimdeki boş şehirleri, viran ilçeleri şenlendiren gülümsemeler yayıldı yüzlerinde.
Öyle bir geceydi. Gençliğime kor ateşler düşürdü giderken. Yangınların en kötüsünde yandım.
Yağmurlar yağdı arka mahallelerde
Şiire tutundum,
Sonra şair uyandırdı beni;
“O olmazsa yaşayamam demeyeceksin, demeyeceksin işte!”
Yaşarsın çünkü."
Sayfalarca mektup yazdım, sayfalarca.
Rengi sararmış sözcüklerimin.
Haydi yak!
Adı batsın kararsız iklimlerin,
Zamansız yağmurlar da senin olsun,
Bahar sabahları da,
Senin.
Ne vakit yollar açılır önümde, toplanır çantalar at kuyruğu yaptığım saçlarımla rüzgârımı alıp gitmelere hazırlanırsam dönüşü olmayan
Adresine gönderilecek mektuplarım var.
İyi bak; gözlerine.
Daha nice romanlar okuyacak onlar.
Nice filmler akacak önünden.
Ne gerçekleri görecek.
Küçük bir çocuk tuttu ellerimden,
Karanlığımdan kederimi aldı.
“Aşkı satılığa çıkardıklarında, gönlümdeki sevdayı saydım,
Fazlaydı, üstü kaldı.”
N.K-2014