Olacak şey mi pat diye çekip gitmek ve pat diye dikilmek karşısına unutanın. Planlı olsaydı yaptıklarımız, çektiklerimiz minimum düzeyinde olurdu şüphesiz.
Gerçek olan ne peki ?

Hiç birşey olmamış gibi ne haber diyebilmek değil elbette. Elden gelen ne? nasıl fark ettirebilir ki kendini, unutulmuş zaten, umursanmıyor? bir zamanlar aklına düşen şimdi diline bile düşürmeye tenezzül etmiyor.

Ne demeli, nasıl hareket etmeli?

Süslü püslü kelimelerden bir buket şiir mi yazmalı?
En duygusal müziklerden fon yapıp dile mi getirmeli içindekileri? Rüyaya mı yatmalı istihareye. Hani sonum ne olacak, beni nasıl farkedecek diye. İkinci bir şans verme ki zaten. Senden şans isteyebilirmiki eli mahkum, dili mahkum olan. Gideceğini bilmiyormu sanki kalbinde dolanan dumanın havalar açılmasıyla. Üç günlük aşık oluvermiş, pat diye gitmiş ve pat diye dikilivermiş karşısına unutanın.

Ölümde öyle olmayacak mı ? Senden izin mi alacak ? Sana mı soracak. Gönül hangi gün dinlemiş beni şimdi bana mı soracak. Kimse kimsenin kafasını karıştırmasına hakkı yok. Durulan dalgaların yerinde gelgitlerden yol olmuş bırak bir avuç denizi. Fulya çiçeği sarı olur senin gördüğün rüya o Fulya’nın grisi. Yani hayra yor, güzele yor ama ona yorma çünkü inanmaz o böyle safsatalara.

Dağlar başı karlı olur aslanım. Senin de efkarın elbet başından eksik olmamalı. Bir hafta önceki halini bilmesem neyse. Her şeye rağmen güzel değilmidir aşk. İçinde odunda olur kendine benzeyen ve elbette bir oduncu çıkacaktır seni ikiye bölen. Her parselin bir sahibi var ise az yada çok.
Bana düşen parsellerde boy verdin sarı sarı, buram buram kimene ve dahi sana bile ne:)
Padişah değilim ki ferman versem getirtsem seni, çok zengin de değilim hatta çok ’u bile fazla atlayıp gelsem yanına. İki kelam etsem ve dinleme nezaketinde olmayan sen, çatık kaşlarınla katlansan bana. Tüm kabalığımla baksam gözlerinin içine ve unutsam senin beni unuttuğunu.

Hiç kusura bakma ama bırakamam seni, hele beni unuttun diye hiç heveslenme. Ama az çok kendimi bildiğim için söylüyorum alenen ve küt diye, bir gece anılmayacak adın, bir gece dilime nakşedildiğin gibi. Ama şimdi buyur gel içeri, bak bana ve büyüt içimdeki yangını yada al götür ne varsa kalmasın senden bana hiçbir şey.