Bir yokmuş, dertler hiç yokmuş bir zamanlar. Her şey güllük gülistanlık ,halkı mutlu refah içinde bir ülke varmış. Bu ülke de kederli olan tek bir kişi varmış, o da sultanın oğlu imiş.

Gel zaman git zaman ,sultan oğluna çare ararken ,derdi neymiş onu da çözememişler ya şaşkınmış herkes ..

Ahali arasın da konuşur dert tasa nedir bilmezler ya, nedir bu hal neden hiç gülmez mutlu olmaz bizim gibi derlermiş.

Çevre ülkelerden derdi kederi olanları çağırmışlar,sormuşlar soruşturmuşlar lakin yok bulamamışlar. Her şeyi var onu üzecek bir şey yok . Etrafında genç güzel kızlar yiyecekler, ne istese varmış.O kimseye bakmaz az yer az uyurmuş.

Bir gün dayanamamış babasına gitmiş.
Ey güzel babam yüce babam , ben her gece bir rüya görürüm,düşümde hiç bilmediğim bir duygu yaşarım, bir huri peri gibi gelir yanıma oturur. Elim ayağım dolanır kalbim öyle çarpar ki .Gün doğunca uyanınca o heyecanı hiç duyamam.Nasıldır nedir bilemem.
Beni huzurlu ve mutlu kılar o , gidince ne gülmek ne yemek nede başka şey görünür gözüme
Sultan şaşkındır cevap veremez .
Yine haber salınır çevre ülkelerden gelenler olur. Araştırılır sorulur daha önce hiç rastlanmamış bir şeydir bu

Bu kız kimdir var mıdır yok mudur buda meçhul tabi ki

Günlerden bir gün ülkeye bir grup gelmiş başka ülkeye giderken gezmek ve dinlenmek için uğramışlar.O nedir yanlarında peri gibi bir kız.Durumu bilenler onu sultanın oğluna götürmüşler.
Onu görünce sultanın oğlunun yüzü gülmüş sanki ay doğmuş ülkeye fakat aşk düşmüş sultanın oğlunun gönlüne

Kızla evlenmişler onlar insan oğlunun ilk aşkı tanımasına şahit olmuşlar..
Dünyaya acı ve keder gelmiş aşkla birlikte.
ikiye ayrılmış aşkı tadanlar bir kıymetini bilenler , bir de oyuna çevirenler.
Aşk onlara ona verdikleri değerce yaklaşmış aslın da ,

Gökten aşk düşmüş tatmasını ve yaşamasını bilenlere sevgiyle