5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1217
Okunma

Griye bulanmışsın, tanıyamadım.Yüzündeki izler bir yerden tanıdık.Gizlediğin avuç içlerine hangi parmakların izlerini sakladın? Bir kere bile uykundan uyanıp ellerinle başına başına vurup;
-yeter, çık aklımdan!
dediğin olmadı senin. Bilmem kaç şehir gezmiş olsan da her yüze beni kazımadın. Hangi şarkıyı duymuşsan radyoda silik bir geçmişin rüzgarı esip geçti yanından.
Sözüme,
Ah ki sözüme!
Dilime kilit vuran taburlar geçiyor yanımdan.Biri ilacımı uzatıyor bunu yazarken, diğeri işaret parmağıyla "sus" mührünü vuruyor dudaklarıma.
Arkası kesilmeyen mahkemeler kuruyorum içimde;
içimden savaşı tanımayan ülkeler işgale uğruyor,
saltanatlar yıkılıyor,
şehirler yakılıyor.
Müebbetler veriliyor sol yanıma.
Şehrini de alıp gidiyorsun yanında.
Bütün güzelliklerinle birlikte kavgaların da görünmeyen sokakların da siliniyor haritalardan.
Geride kalan o gri boşlukta sallanıyorsun.
Üstün mahşer karanlığı.
Diplerde gözyaşlarının sardığı bir çukurcuk.
Bütün öldürdüklerini sakladın orada.
Ve ben o ölümlülerin arasından bakıyorum sana.
Kimisinin gözüne kan damlamış, kiminin dili kurumuş kendisiyle konuşmaktan.
Kimisinin kalbi eskisi gibi olamayacak artık.
" Kaç kez diş biledim nefretime,
ve kim bilir kaç kez savaş hükmü verdim kendime?"
Korkaklar da sever mi?
-"Sever." dedi bütün şahitler yeminleri üstüne.
Ah ki yalancılığım!
Hep kendime, hep kendi kendime.
Ne zaman o uzun geceler başlasa ve bu evrendeki her can başını yastığına koysa başlar benim uzun günlerim. Önce başımdan elini çekmeyen o aydınlık bulur beni, perdenin yetmediği yerde ay ışığından yansıyan. Sonra karanlığa hükmeden o özlem duygusuna;
savaş ilan ederim.
Hükmen yenik düştüğüm gecelerde boynumu bükmem; çünkü yenilmeyi de kabul ederim.
Sonra yenile yenile, avuç içlerimdeki keder kurur,
gözbebeklerimdeki resimler silinir,
kalp atışlarım normale döner.
Normal bir insan oluveririm.
Bilirim,
sonra cehalet denilen o kör karanlık yutar beni.
Her şeyi unutuveririm.
Unutmak da insan gerçeği değil mi?
Değil!!!
Çünkü unutmak benim gerçeğim değil.
Her tarafın karanlık olmuş , kanımın her damlasında geziniyor yüz hatların, parmak izlerin. Sonra davalar kaybediyorum mahkemelerde,her idamda öldürüyorum seni.
Her uykum uyanışlara gebe.
Rüyalarıma gelme!
Griye bulanmışsın ,gittikçe kararıyor gördüğüm.Ellerinin kiri düşüyor imzanı attığın yere.Gözbebeklerinde biriktirdiğin acıların saklanıyor.Kalbinde kendine itiraf edemediğin gerçeklerin var.
Ölüyorsun, yaşayarak hem de.
Yaşamak da ölmek değil mi bir yerde?
Avuç içlerindeki kederi kurut, sonra kararmış kalbine aydınlık vursun, dumanı tüten sigaranı küllüğüne bas ve dua et ki,
kalbin dayansın.
" Herkesin harcı değil kalbine söz geçirmek,
Kimi ilaçlarla susturur onu,öldürür kimi."
Ah ki ömrüm!
Kim bilir kaç yıl, kaç saat, kaç gün.
"Yüreğimde bir kurtuluş duası, dilim suskun.
Ve ölüme dek keyfi keder sürecek böyle."
Ama aşk, ömrüne ömür!
"Sen ölme..."
N.K-2014
İZMİR-19.00
Patetik Bir Hayatın Senfonisi(Aşk) adlı yazısından etkilenerek yazmamı sağlayan Maybull’a teşekkür ediyorum.