Türkiye, köylü bir toplumdan kentli bir topluma geçmenin sancılarını çeken, sıkıntılarını yaşayan bir ülkedir. Son elli yılda köyler boşaldı, kentler doldu dense yeridir. Örneğin Ankara, seferberlik yıllarında 20 bin olan nüfusu 100 yıl içerisinde 5 milyona ulaştı. 100 yılda nüfusunu 250’ye katlayan bir başkenttir Ankara. Bu baş döndürücü değişim bütün taşları yerinden oynattı. Türkiye yeniden yeniden sosyolojik anlamda harmanlanan bir nüfus yapısına sahip son derece dinamik, azın yetmediği, çoğun artmadığı bir ülke haline geldi.

Sosyo-kültürel değişim ve gelişim sürecinde merkezi otoritenin bütün engellemelerine rağmen kentler gecekondularca kuşatıldı. Hazine arazileri, yasa dışı yerleşimlere boyun eğmekle kalmadı şimdi rant alanları haline dönüştü. İşgalcileri yurttan attık ama hazine arazilerini kendimiz işgal ettik aramızda yağmaladık. Bu sosyal olgu, modern Türkiye’de devletin, köyden kente göç hususunda toplumsal gelişmelerin gerisinde kaldığının somut belirtisidir.

Köyden kente göçün en fazla olduğu illerimizden birisi de Karadenize mi yoksa İç Anadolu’ya mı ait olması gerektiği konusunda emin olamadığım Çorum’dur. Çorum hem coğrafik, hem ekonomik hem de demografik yönden önemli bir ilimizdir.

Çorum kültürü, Hititler’den bu yana tarihin derinliklerinden gelen sağlam yapısı ile sürekli güzellikler üreten bir özelliğe sahiptir. Çorum insanın sevecen ve hoşgörülü yapısı sürekli bir samimiyet içerir. Çeşitli inanç ve etnik grubu bağrında taşıyan Çorum halkının günlük hayatında espiri hiç eksik olmaz.

Çorum’un merkezine 30 kilometre kadar uzaklıkta, ismini halkın değil de devletin belirlediği köylerimizden birisi olan Şanlıosman Köyü, eskiden Yeni Kışla Köyüne bağlı bir mahalle olmaklığı yanında Kanlıosman olarak anılırken işe Vali’nin el atması ile isim Kanlıosman olmaktan çıkar Şanlıosman olur. Olur ama bu değişiklik köyde mukim olan alevi bektaşi yurttaşları hiç memnun etmez.

Malûm Osman ismi; yanlış bir algı yönetimi ve yönlendirmesi ile Muaviye’nin oğlu Yezid ile eşanlamlı çağrışım yapar hale getirilmiştir. Vali köyün isim değişikliğinin halk arasındaki yankı ve yansımasını öğrenmek için kendisi de Bektaşi olan muhtara:

- Köyünüzün adını Kanlıosmandan kurtardık, Şanlıosman yaptık. Kanlı ismi bir sıfat olarak köyünüze hiç yakışmıyordu. Bu değişiklik köylüyü memnun etti mi diye sorar.

Muhtar:

- Sayın valim sağ olun, sağlık içinde olun da içinde Osman olduktan sonra ha Şanlıosman olmuş, ha Kanlıosman olmuş bizim için hiç fark etmez der.