Daha gün ağarmadı. Sabahın dingin sesi arasında tertemiz yayla havasının kokusunu içime çekiyorum. Gözlerimde bir damla uyku yok. Sanki ayaklarıma zemheri de kar yağdı. Buz tuttu üşüyor. Sımsıcak ısıtacak bir çift ayağın özlemi, tenin kokusu ruhuma işliyor. Sanki ; !yüreğimin sessizliği, sessizce küçük dar beyaz badanalı odanın duvarlarına sinmiş. Aslında susuz değilim. Dudaklarım daha şimdiden kurudu. Harareti yapan içimin ateşi. Uyuyan dev var. Uyansa kasıp kavuracak ateş topu olup alevlenecek.



Sevdiklerimiz kaçıncı derin uykunun kollarında bilinmez. Oysa ruhum yarı ölüm uykusuna gözlerimle birlikte hasret çekiyor.


Hüzün kol geziyor odam da. Klavye tuşlarının üstünde kahve benekli kelebek korkusuzca dolaşıyor. Ara sıra parmaklarımın üstünde geziniyor. Bir günlük ömrüne sevgiyle dolduruyor. Nazik ayakları tenimi gıdıklarken tatlı bir ürperti tenime yayılıyor. Yalnızlığımı benimle bölüşürken bile içim de umut kırıntısı mı arıyorum? Hangi vakit beni esir alan yaşam sevincimi kaybettiğim bu umutsuz yüreğimin sancılarına ortak olan kelebeğim ve ben şafak sökerken güneşin ışıklarının doğmasını bekliyoruz.

Ahlat, ceviz, vişne dut ve güllerle dolu yemyeşil ağaçların gölgesi altında horoz sesini duymak sabahın geldiğini müjdeliyor. Yine bir gün başlayacak böcek uğultuları sessizliğe bürünecek. Yıldızların ve ayın ışıltıları yerini güneşe bırakacak.

Perdenin kıyısında sızan günışığı ile duygularım karışmış. Yüreğimden, dilime kelimeler dökülüyor. Hadi! günışığı ısıt içimi!, yeniden yak!, yeniden ek! sevgi tohumlarını yeşersin içimde. Sevgi ırmaklarım çağıldasın, coşsun aksın pınarlarımdan, pınarlarım aşka susamış gönüllere derman, gönlüme ilaç olsun essin fırtına şahlansın damarım. Özgür vadilerde koşsun deli deli.

Dolsun damarım vursun çeperine vursun sevdiğime sarsın sarmalasın bizi bir ömür. Gölgesinde serinleyeyim. Uyusun huzur bulsun kollarımda kokusunu çekeyim en derin hücrelerime sinirlerimin en ucundan iliklerime işlesin sevdası, sevdam. Öyle sevgiyle dolalım ki en masum bebek bile tadından sarhoş olsun dimağından eksilmesin hiç.

Ayrılık tohumları ekilmesin bir ömür içimizde yansın biz ateşi. Sönmesin avuçlarımızda sıcaklık bitmesin gözlerimizde sevgi ışığı var olsun ebediyete. Özlem hasrete bulanmasın. Yanımda yaşlansın. Ellerim avuçlarında ruhum ruhunla dans etsin. Hiçbir kuvvet çıkaramazsın koparamazsın ruhunu ruhumdan. Öyle seveyim ki baktığında teni tenimi değdiğin de yansın ürpersin titresin kokusu misk amber kokusu olsun gitmesin burnumdan az bile ırasa duyayım. Sesinde aşk tınısı, kucağında alev alsın sevgiyle kalbim. Seveyim, sevileyim…

Canımın içinde, canının varlığı korusun var gücüyle örtsün ve biz "SON SEVDA OLALIM"!…




Gülayşe

Seki ( 05/ 07/ 2014)