Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Sihirli Kalem
Sihirli Kalem

YAŞAMAK USTALIĞI

Yorum

YAŞAMAK USTALIĞI

10

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1363

Okunma

Okuduğunuz yazı 19.9.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
YAŞAMAK USTALIĞI

YAŞAMAK USTALIĞI



"Maviyi çaldılar akşamdan,
gecenin karanlığı bu yüzden..."





"Şimdi olsaydı martılarla gülüşüyorduk, konuşuyorduk belki de. Kaçırılmayacak pazar randevuları, dakikalar kala yetişmek zorunda kalınan toplantılar, günlük tekrarlanan tekdüze alışkanlıklar...umrumuzda mıydı? "



Ben yarın olmayabilirim ihtimalini düşünerek uyandım bugün,
ve biliyorum ki yine yarın olmayabilirler korkusunu yaşayarak aradım uzaktakileri.
O hep içimde bir yerlerde birikmiş ,sancı vermeye başlayan unutamadıklarımı.
Kimisinin "alo"demesiyle bozdum suskunluğumu,
kimisinin meşgule almasıyla boğuldum sessizliğimde.

Ama şunu biliyordum ki tutsağı olduğumuz o saf gurur o lanet olasıca kibir bedene tutunan ruhu teslim edinceye kadar.

Sonrası mı?

Kimlikleri kütükten silinmiş, adresleri unutulmuş terk edilmiş ahşap binalar kadar küf kokusu...Tozlu raflarda unutulmuş kitaplar kadar hayat dolusu...


"Belki de çoktan gitmiştik, demir aldığımız yalnızlıklar başka kıyılara sürüklemişti de her türlü yalandan ırak akla gelebilecek kötülüklerden uzaktık.Ne boş vermişliğimden utanırdım ne de yakınırdım bütün mesafelerden."


Vakitsiz bir gidişe ağladılar dün gece ben eylülün terkine hüzünlenirken. Gariptir bulutlar sarmışken şehri tek bir yağmur damlası yok görünürde. Geceden kalma ağlamalar kesildi yavaştan, azalan gözyaşlarına bir daha göremeyecek olmanın hıçkırıkları karıştı.

Böylesi bir dünya bu.

Elindekilerin bir gün avuçlarından su gibi akıp gideceği gerçeğiyle yaşayabiliyor insan. Üzerine acımasızca bastığı toprakların bir gün merhametli kollarına alacağını biliyor.

Hiç merak ettiniz mi sizin için hazırlanacak o eşsiz töreni.
Kaçınızın gözleri doldu kendisini uğurlarken ya da hanginiz soğukkanlı olabildiniz?
Düğün törenlerindeki samimiyetle davullu zurnalı eğlenceler boy ölçüşebildi mi?

Hayatın güzel yönlerini keşfedip ne olursa olsun kötü ihtimalleri de göz ardı etmemek gerek.O hınzır, çocuk masumiyeti taşıyan gülümseyen yüzünü gördüysen bugün, yarın yüzüne inecek tokadı da hesaba katmak büyük adam işi.

Su gibi akan insan ömrü değil mi?

Su gibi tükenen ve kurak bir iklimde kendini yitiren de. Bazen sel olup taşan sağanak yağmurla birlikte.


"Yanlışlar yapabilirdik, yaptık ya da.Biraz daha koşsaydık, belki beş saniye her şeyi değiştirecekti. Ne ben boğulacaktım dehlizlerinde ne de aklım, ah bu aklım! Yitirecek miydim onu bir akşam vakti?"



Yarın olur da geç uyanırsam gitmiş olabilirler ihtimalini düşünüp uyumadan önce kapılarını çaldım, bir bir aradım hepsini.
Olur da uyandığımda sonsuz yolculuğa attığım adımları görürüm diye akşamından uğradım hepsine, tebessümümü bıraktım.Şakaların arasına sığdırdım, unutulma korkusunu.

Bir gün o intihar kokan sokaklardan geçersem hayatına kıyan siyah örtülü hayaletlere dönüp bakmayacağım. Cinnetiyle onca hayatı perişan eden yüzü görünmezlere de.

Korkusuna yenilen, onca kalbi delip geçen,tarumar eden o yaşayan hayaletlere sözüm bile yok.
Yarın belki gideriz bir yerlere, yol ayrımlarında yollarımız kesişirse- ki ben unutmam- oturur bir iki kelimeyle sohbet etmesini öğreniriz.


"O kadar öfkeliyim ki biraz daha, belki bir yarım saat ya da bir saat en fazla.Çok geçmezdi, tutsaydık ucundan kıyısından. Keşke...


Keşke’nin adı batsın!"



" Martılara ekmek atardık birlikte, uçurtmalarımız takılmazdı elektrik direklerine, kuşlarımızı vurmazlardı.

Vurmazlardı değil mi?"





N.K-2014







DEĞERLİ SEÇKİ KURULU’NA SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMLE;
BUNCA GÜZEL YÜREKLE BULUŞTURDUĞU İÇİN...












Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaşamak ustalığı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaşamak ustalığı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAŞAMAK USTALIĞI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
zemhri
zemhri, @zemhri
20.9.2014 19:58:46
çok güzeldi tebrik ederim
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
20.9.2014 14:00:28
Dünden beri bilgisayarda yaşadığım problemden dolayı sayfana geç geldim tebriklerimi bırakmak adına. Ama okumadım değil ya da duyumsamadım. Çok şey sığmış gönül sayfana: Fazlasıyla bendendi, fazlasıyla içtendi ve hüzün dolu. Kim bilir aklımdan geçen ve içimde bas bas bağıran ne varsa bir dökümüydü adeta.
keşkeler, değil mi arkadaşım... Bilmez miyim o keşkelerin nelere mal olduğunu. Durduk yerde az hayıflanmam doğrusu.
Yürek dolusu tebrikler ve sevgilerimi bırakıyorum. Kalemini selamlıyorum tüm içtenliğimle.
Kutlarım bir kez daha.
Selam ve dua ile...
Bir Işık
Bir Işık, @birisik
20.9.2014 11:57:28
Uçurtmasını kendi kesen bu kız kim olabilir diye dusundum,sonra baktım ki Sihirli Kalem:))
Hayatın,görmekten korktuğumuz gerçeklerine çok güzel ayna tuttun.
Ne güzel bir dersti.
Ellerine sağlık.

Sihirli kalemin hep böyle sihirli yazılar yazsın.

Sevgilerimle.
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
20.9.2014 11:46:44
Maviyi aman kimse almasın ne akşamın içinden, ne günden, ne renklerin içinden :)
En sevdiğim renktir çünkü...


TEBRİKLER,
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
20.9.2014 09:36:12
Mahzun bir çalışma olmuş.
Okudukça küçülüyor, boynu bükülüyor, yüreği daralıyor insanın.
Hüzün rüzgarları esiyor gönlünüzde,
bir yerlerden cereyan yapıyor hayat.
Kirpiklerinizin ücra köşelerinde, yitik damlalar geziniyor.

Hayatın realitesi işlenmiş.
Edebiyat sanatının tüm incelikleri ile süslenmiş,
o kaçınılmaz son,
hoş bir üslup ve ilginç yaklaşımlarla dile getirilmiş.
Gündüz okumuştuk bu güzel çalışmayı ama,
iş karmaşası arasında yorumlamak gelmemişti içimizden.
O zevki akşama bırakmış,
yalnızlığımızın mahzun atmosferi ile paylaşmak istemiştik bu güzelliği ama,
o zalim yorgunluk var ya,
bilgisayarı açmamıza dahi fırsat tanımadı, uyumuş kalmışız kanepenin üzerinde öylece.
Güzel oldu güne gelmesi.
Yerine yakışmış her zamanki gibi.

''Yarın olur da geç uyanırsam gitmiş olabilirler ihtimalini düşünüp uyumadan önce kapılarını çaldım, bir bir aradım hepsini.
Olur da uyandığımda sonsuz yolculuğa attığım adımları görürüm diye akşamından uğradım hepsine, tebessümümü bıraktım.Şakaların arasına sığdırdım, unutulma korkusunu.''

Her yanı güzeldi de, bu bölümü nedense daha çok etkiledi bizi.
Her zaman var olan bir ihtimalin, çok etkileyici ve duygusal bir yaklaşımla sunulması, hatırlatılmasıdır herhalde bu kadar tesir etmesinin sebebi.

Ne yazmalı?
Derin derin düşüncelere sevk ediyor cümleler insanı.
Belki de,
gök kubbede hoş bir seda bırakabilmenin gayretine yöneltiyor yeniden.

Güzel bir çalışma.
Edebiyatın, bir tablo güzelliğinde sunuluşu.

Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
20.9.2014 04:23:53
Bir gün bir arkadaşım Nâbi'nin kitabını getirdi bana ve gitti. Ben de o anda yapacak başka bir işim olmadığından ve merak ettiğimden dolayı hemen açıp okumaya başladım. 17. yüzyılda yazılmış olmasına rağmen, sanki dün kaleme alınmış gibiydi. Çok hayret ettim. Demek ki insanoğlu hiç değişmiyor. İçinde bulunduğu zamanı mahvetmesini her zaman büyük bir ustalıkla becerebiliyor.
O sebeple keşkeler hep olacak. Ders almamışız, bundan sonra da alacağımız yok.
Yazınızı zevkle okudum. Başarısını kutluyorum.
Satır arası
Satır arası, @satirarasi
19.9.2014 19:27:35
Sihirli bir yazı yine;
Sihirli Kalem'den...

Yazılarını okudukça bir gerçeği daha fark ediyorum.Hayatın kenarına köşesine sıkışıp kalmış gerçekleri anımsatıyorsun. Bazıları tokat gibi iniyor insanın yüzüne.Kimi cümlelerinde öylece durup dinleniyorum.

Nuray'cım;
İnsanın ruhu bazen öyle ağırdır ki yaşamak için hafiflemesi gerek. Yazarların da en önemli hafifleme şekli yazmak.İyi ki yazıyorsun da ruhunun ağırlığını atıyorsun.

Hatalarımız çok, pişmanız yaptığımız birçok şeyden belki de. Ama bugünü layıkıyla yaşayalım biz.
Önce sağlığını, sonra yazma arzunu yitirme.

En güzellerine layık insan...

Sevgimle...
DemAN
DemAN, @deman
19.9.2014 19:10:54
10 puan verdi
Yaşamak da ustalıktır bir bakıma...

Sevgili Yazar, sihirli kalem, günümüzün olumsuzluklarını çok güzel dile getirmiştir; evrensel boyuta belki tüm dünya insanların yaşadığı olumsuzluklardı!


"Şimdi olsaydı martılarla gülüşüyorduk, konuşuyorduk belki de. Kaçırılmayacak pazar randevuları, dakikalar kala yetişmek zorunda kalınan toplantılar, günlük tekrarlanan tekdüze alışkanlıklar...umrumuzda mıydı? "


bu giriş paragrafı eskiden olsaydı veya zamanı geriye alırsak Gökyüzü mavi, denizler yeşil, ormanlar gürül gürül bir okyanus yeşilini andırıyor olacaktı. Teknoloji çağ öncesi insanlar yalnız olmadığı gibi tüm insani boyutlarını birbirlerine karşı sevgi, dayanışma, önemseme ve insanların değerli varlık olduklarını konuşuyor olacaktık.



Yazının insan ilişkileri üzerine olan boyutu ise Teknoloji çağın beraberinde getirdiği yalnızlıklar, insanlar arası ilişki bozulumlarını ve iletişim araçalrın meta, mekanikleşmesini dile getirmişti sanırım. V e tabii yazarın yaşamağa dair kaygı ve endişelerini dile getirirken aslında "hepimiz bir yalnızlığı oynamaktayız"


Martılara ekmek atardık birlikte, uçurtmalarımız takılmazdı elektrik direklerine, kuşlarımızı vurmazlardı.

Vurmazlardı değil mi?"

Kuşlar elektrik direklerine takılmazdı fakat egoizmin fedaileri gene kuşları vururlardı! Eskiden olduğu bugün de insanlar, doğaya, dünya üzerinde yaşayan her canlıya şiddet uygulamaktadır ve uygulamaya devam edecektir.

Hayatımızda pişmanlık duymamak için çevremizle barışık olmalıyız....


Iyi ve güzel yaşamak da ustalıktır bir bakıma...

Teşekkürler, düşündürücü bir “deneme” için

sevgilerimle





Etkili Yorum
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
19.9.2014 18:05:25
10 puan verdi


Mavinin içinde mavi düşünebilmek,uçsuz bucaksız dünyayı maviye boyamak için

Toz duman içinde dudakları yaralı, sağa sola bakmadan ilerliyor. Gözleri masmavi ayakları çıplak ve yaralı. Kendi inlemelerini duymak istemiyor, arada gökyüzüne göz kırpıyordu .Sesler birbirine karışmış her renkten ten, her tenden insan diyordu. Aradığı, dilleri bir olmayan, tenleri bir olmayan ;Ama insana insan olan yüzler. Hepsinin yüzünü çevirdiği gökyüzü, nereden bakarsan bak ,mavinin insan yüzüne vurduğu anda ne ırk seçtiği, ne dil bildiği her canlıyı sevdiği an…Sonsuz bir zaman



Çokça yağan yağmurların ıslak dudaklarından süzülerek toprağa değen, hafiften şımarık gökyüzüne gülümseyen mavi gözler.Sığ o yemyeşil içinde kaybolduğumuz her renkten doğana ev ,her bilinmeyene sır, her bir güneş demetine bir kapı açan ormanlar. Toprak kokuyor her bir yanı ,dudaklarındaki yaralara merhem arıyor. Bak iste güneşin tepeden ışık tutmasına gökyüzü alkış tutuyor...Daha fazla ışık daha fazla aydınlık diyor. Ormanda saklanan bütün hazineleri gökyüzü istiyor. Güneş o yüzden her tene aynı duyguyla sesleniyor. Seslerle uykudan kalkan geceye ay bile yardim ediyor. Hep bir ağızdan derin karanlığı yırtan sese, müzik eşliğinde tüm ten ver renklerle dans ediyor.


Her güne dinç, genç başlayan mavi dünya. Gökyüzü maviye boyanıyor, denizin ve okyanusların hala onunla yarışıyor. Ve her sabah sana sesleniyor içinde her renkten tenlere, her renkten hayal görene, tüm renklerden aşk-ı ,sevgiyi maviye boyayanlara. Basını gökyüzüne kaldırdığında gülücükler, gülümsemeler… Hikâyeler yazdırıyor mavi kalemleriyle, Gökkuşağı ile el sallıyor her renkten maviliklerin eşliğinde.


Ve şimdi asla ayrım yapmadan,tüm tenlere,tüm renklere sevgiler güneşin mavi diliyle.Hep beraber şiirle !!!


Soğuk bir bakış güneşten tenime
Yakıp kavuran,o sitemin dilimde
Her bir dalda açan tomurcuklar
Büyük bir inlemede,tenimin her yerinde

Biraz sağa biraz tenden içeri
Beyazdan sıyrılmış birazda benden
Kaç sonbahar,kaç kış dedin
Tam karşında hem yaz hemde ben

Çocuklar gibi koşuyoruz her birimizde yas 19
Ne çok gelecek topladık,ne çok umut
Ellerimizde demet demet çiçekler
Alnımızda güneşten düşen izler

Şimdi yeşeren yığınla ormanlar içinde
Yeşeren tonlarca sevgi çiçekleri dilimizde
Seslerimiz yeri göğü inletsin
Dudaklarımızdan düşen çığlıklar içerisinde

Ey gökyüzünü maviye boyayan hayallerim
Bak kızıla boyuyor güneş utanmadan
Deniz hayır diyor kabartıyor sesini
Ellerimizde fırçalar maviden çalıyoruz

Yine yollara düştük topluca kardeşçe
Yüzümüzde gülücükler güneşten kalma aydınlık
Gün hayal kurmamıza engel ,geceye yaslanmış
Gerçekler daha güzel,hayaller esir eder bizi diyor

Hadi yukarıya ay tutulmasına bakalım bu gece
Tüm hayallerini kırmızıya boyadı, ay tutuldu
Bin yıl bekledik diyor gökyüzü ,ay sarhoş bize
Biraz dem diyor,biraz ask tutulmasına kal diyor


Saygılar,Sevgiler
grafspee
grafspee, @grafspee
19.9.2014 15:53:55
eğer hala nefes alıp verebiliyorsan, hala hayatta birşeyleri değiştirmek için fırsat vardır. kırgınlıkları gidermek, sevdiklerine onları sevdiğini söylemek, kafandaki keşkeleri bitirmek, gurur yaptığın meseleleri halletmek, helalleşmek. o kadar çok keşkemiz varki. keşke şeytandandır der eskiler. ama demek ki yaşamayı ustalıkla beceremiyoruz ki, keşkeler, soru işaretleri kalıyor bir yerlerde. her ne kadar kaderci olsam da, önüme çıkan yol ayrımında bile yön seçimimin hikayemin bir parçası olduğuna inansam da, hala kenarda bir yerde keşkeler mevcut.

keşke'nin adı batsın. ama sizin elinize sağlık :))
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL