Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
degaje8
degaje8

UYAN SUNAM UYAN...

Yorum

UYAN SUNAM UYAN...

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1034

Okunma

UYAN SUNAM UYAN...

Zamanın birinde bir köyde Suna adında bir güzel kız yaşar .Güzel diyorum ama öyle böyle değil! öyle ki ; Suna’nın öyle bir gözleri vardır ki ; sadece o köyde değil , bütün civarda gözlerinin güzelliği ile namı yayılmıştır Suna’nın . Hal böyle olunca normal olarak talipleri de çoktur , bir de Suna’nın babası o köyün ağasıdır .

Zaman içerisinde Suna’nın talipleri arttıkça artar , Suna hepsini geri çevirir . Bunun nedeni ; Suna’nın gönlünde bir ozan vardır . O Ozan da köyde çok sevilen bilgeliğiyle , alçak gönüllülüğü ile ve yardımseverliği ile civarın en sevilen delikanlılarından birisidir ve o da Suna’yı sevmektedir . Fakat ; çok fazla mal varlığı olmadığı , sıradan bir köylü olduğu için babası bir türlü Suna’yı Ozan’a vermeye razı gelmez .

Gel zaman git zaman en sonunda babası Suna’nın yani biricik kızının daha fazla üzülmesine dayanamayarak ozana vermeye ikna olur ve iki sevgili en sonunda evlenirler . Evlenirler evlenmesine de ; fakat bizim ozanın tek bir kötü huyu vardır o da Suna’yı herkesden kıskanır olur .

Ozanın bu kıskançlığı artmaya başlayınca o köyden ayrılmaya karar verirler ve başlarlar diyar diyar dolaşmaya o köy senin , bu köy benim dolaşıp durmuşlar . En sonunda Suna ozana demiş ki ; ‘ yahu bey ; biz yıllardır kavuşmak için bekledik ve bu arada ne badireler atlattık , ne acılar çektik en sonunda kavuştuk ama bu seferde diyar diyar dolaşmaktan lazım gelen ölçüde hasretimizi dindiremiyoruz bir yere yerleşip yuvamızı kuralım gayrı ‘ deyince ozan durup düşünmeye başlar ve sonra Suna’ya hak verir ve bulundukları köye yerleşirler .

Kısa zaman içerisinde hem Suna hem de bizim garip ozan bütün köyün sevgilisi olmayı başarırlar ve özellikle de birbirlerine olan sevgileri ve saygıları bütün civar köyler tarafından da taktirle karşılanır . Herkesin gıpta ile baktığı bir çift olurlar kısa zamanda .

Günlerden bir gün köyün kadınları Suna’yı hamama davet ederler . Suna da tabiatı gereği kadınları kıramaz ve bu nazik daveti hiç düşünmeden kabul eder . Kadınlar hamamda toplanır ve başlarlar havuz başı sefalarına . Beraberce türküler söylerler , halaylar çekerler , oyunlar oynarlar , dedikodularını ederler ve en sonunda başlarlar kocaları ile olan münasebetlerini anlatmaya . Bizim Suna da tıpkı diğer kadınların kocalarıyla olan münasebetlerini anlatması gibi ozan la olan münasebetlerinden birini anlatır .

Hamam sefası sona erer ve kadınlar evlerine dönerler . Kadınlardan birisi kocasına Suna’nın ozanla olan ilişkisini anlattığı hikayeyi sanki bir başkasıyla yaşamış gibi anlatır . Kocası ilk başlarda inanmasa da , karısının bu hikayeyi Suna’nın kendisinin bizzat anlattığını söyleyince inanmaya mecbur kalır ve hemen köy kahvehanesine gider ve çok önemli bulduğu bu hikayeyi köydeki diğer erkeklerle paylaşır.

Ozan akşamüstü gün inerken köye gelir ve eve gitmeden önce kısa bir süreliğine kahvehaneye uğrar . Selam verir kimse selamını almaz , bir kez daha verir gene kimse selamını almaz ve sonunda ‘hayırdır bir mesele mi var ya da ben birinize bilmeden bir hata mı ettim’ deyince , içlerinden biri dayanamaz ve durumu ozana anlatır . Ozan olanca haddetiyle karşı çıkar ‘benim Suna’m bunu yapmaz ‘ der ve oradan ayrılıp eve gelir . Fakat kafasında o anlatılan olay olduğundan ne kadar Suna’ya hissettirmemeye çalışsa da bunu başaramaz ve Suna sorar ‘hayırdır bey kötü bişey mi oldu ?’der ozan da yok bişey deyip durumu geçiştirir .

Aradan bir hafta geçmiştir ama ozanın bu durumu Suna’yı çok rahatsız eder ve bir akşam ozan eve gelince içindeki sıkıntıyı anlatması için ozana baskı yapmaya başlar ve en sonunda ozan ‘ Suna’m ben inanmıyorum ama ‘ diyerek başlar ve durumu olduğu gibi Suna’ya anlatır . Suna duyduklarına inanamaz ve küser başka odaya gider . Üç gün küs ve ayrı yatarlar ve bir gece sabaha karşı şafak sökmesine yakın ozan su içmek için mutfağa girer ve dolaptan suyu alıp bardağa doldurduktan sonra içerken kafasını kaldırdığında Suna’yı kendini asmış bir vaziyette görür .

Kısa bir şok yaşadıktan sonra ozan Suna’nın cansız bedenini asılı olduğu ipten kurtarır ve yere yatırır . Bir yandan hıçkırıklar içerisinde ağlarken bir yandan da yerde bulduğu Suna’nın notunu okumaya başlar

‘Aşkım , bitanem , evimin direği , yüreğimin tek sahibi eğer bir kalbe şüphe girdiyse o kalpte aşkın yeri yoktur . Senin kalbinde eğer ben yoksam o zaman bu dünyada da benim yerim yoktur . NOT : Çok merak ettiğin o soruya gelince , hayır benim ne senden önce ne de senden sonra hiçbir şekilde hiçbir erkekle bir münasebetim olmamıştır benim ilk ve tek erkeğim sensin ‘

Bu notu okuduktan sonra zaten yüreği yanan ozan iyice kahrolmuştur ve başlar ağıt yakmaya …

Şafak söktü yine Suna’m uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz
Uyan Suna’m uyan derin uykudan

Çektiğim gönül elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halinden
Uyan Suna’m uyan derin uykudan

Bunca diyar gezdim gözlerin için
Niye küstün bana el sözü için
Dilerim Allah’tan sızlasın için
Uyan Suna’m uyan derin uykudan

Çektiğim gönül elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halinden
Uyan Suna’m uyan derin uykudan

Sonraları ağıt olan bu dizeleri yine kendisi bu şekilde dörtlükler haline getirip türkü yapmıştır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Uyan sunam uyan... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uyan sunam uyan... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UYAN SUNAM UYAN... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ezo1973
ezo1973, @ezo1973
16.9.2014 18:40:30
Yine dokunaklı bir hikaye.
İmansız ve imanı zayıf olan intihar eder. İntihar, bir çare, bir kurtuluş değil, aksine kendine azaptır.
Dünya sıkıntılarıyla başedememek üzücü.
Yaşamam hayırlı ise yaşamayı, ölmem hayırlı ise ölmemi nasip et demesi yeterli insanın.
Ar, namus önemli değerler. Çok özel münasebetleri diğer insanlar ile paylaşmak yarar değil, zarar getiriyor.
Bana anlatılan, mezara kadar gider, ama benim anlattıklarım mezara gitmiyor, dedikodu olarak kullanılıyorsa, niye konuşayım ki.
İşte bu yüzden susmayı, dinlemeyi tercih ediyorum.
Lütfiye Çanacık


ezo1973 tarafından 9/16/2014 6:46:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
16.9.2014 18:38:00
Hüzünlü bir hikaye.
Ah bu dedikodunun gözü kör olsun.
Çok güzel oluş küçük harfe dönüşünüz ve gri tonda yayınlamanız.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL