Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı 1700 yılından başlamak üzere sık sık diplomatik görüşmeler yapsalar da tarihte 28 kez savaşa tutuşmuştur. Bu nedenle de her iki devlet, zayıflayan bünyesini güçlendirmek ve batının güçlü devletlerinden silâh almak durumunda kalmışlardır. Bunun sonucu olarak da her iki devlet de askeri harcamalar için dış borç batağına saplanıp bu kısır döngüde tarih sahnesinden çekilmişlerdir.

Divan şiirimizin köşe taşlarından olan İzzet Molla’nın oğlu Keçecizade Fuat Paşa, Osmanlı Devletinin Kaht-ı ricâl (Devlet adamı kıtlığı) yaşadığı dönemde; 19. yüzyıldaki en önemli hariciye vekillerimizden birisidir. Kıvrak zekâsı ve lafı gediğine koyması ile ün yapmış bir Devlet adamımızdır.

Rus Çarı Keçecizade Fuat Paşa’yı kabul etmesinin ardından görüşme sonrası söz sohbete gelince Çar Hazretleri Fuat Paşayı aklınca zorda bırakmak için müstehzi eda ile bir sual atar ortaya:

- İşittiğimize göre sizin inancınıza göre Peygamberiniz gök yüzüne çıkmış tekrar dönüş yapmış öyle mi?

Keçecizade Fuat Paşa:

- Öyledir Çar Hazretleri bizler inancımız, imanımız gereği Kur’an’da yazan her şeye şüphesiz ki inanırız. Çünkü bizim Kitabımızda şüpheli hiçbir şey bulunmaz. Kitabımız kendisini tanımlarken ’la reybe fih’ ifadesini kullanır. Bu sözün anlamı Bu kitapta şüphe yoktur demektir. Bizim inancımızda Peygamberimizin göğe yükselişi mucize bir olaydır. Bu mucizenin adı da Miraçtır.

Çar, Keçecizade Fuat Paşa’yı alaya almak ister:

-İlginç, gerçekten çok ilginç acaba Peygamberiniz hangi merdiveni kullanarak tırmandı gökyüzüne der.

Hristiyanların Hazreti İsa’nın gökyüzüne çekildiğine ilişkin inancını hatırlatarak taşı gediğine koyar:

- Sizin göğe çekildiğine inandığınız paygamberiniz Meryem oğlu İsa Mesih’in göğe yükselirken kullandığı merdiveni kullanarak der.