Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)

Sen utanma

Yorum

Sen utanma

10

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1526

Okunma

Sen utanma

Sen utanma



Toplum olarak her şeyi eleştirmeyi çok seviyoruz; çevremizin pisliğinden tutun da düzenin bozuk olmasına kadar her şeyi dedikodu seviyesine varıncaya kadar eleştiririz.
Eleştirmek güzeldir de, yapıcı olduğu, çözüm önerildiği, işin bir ucundan tutulduğu sürece…

Peki, biz bu düzenin neresindeyiz ve düzeltmek için neler yapıyoruz?
Etrafıma bakınca kimsenin bir şey yaptığını göremiyorum açıkçası, ben de dâhil (!)
Bir uzun yol otobüsünün şoförü her on dakikada bir onca yolcuyu görmezden gelerek seyir halindeyken sigara içiyorsa, özel bir otomobil sürücüsü küllüğünü yol ortasına çekinmeden boşaltıyorsa, bazen de tükenmiş sigarasını söndürme gereği görmeden camdan fırlatıyorsa ki, fırlatanları çok gördüm. Orman yangınlarının çoğunun bu şekilde atılan sigaralardan çıktığına da eminim (!) ne olur sanki kendi küllüğünüze atıp da arabanızı temizlerken küllüğünüzü de temizlemeye çalışsanız.



Aslında anlatmak istediğim konu bu değildi; ama bunlar da etrafımızda her gün görüp aşina olduğumuz sevimsiz hareketler değil mi?
Şimdi asıl konuyu anlatayım; konumuz bizim park. Severek yürüyüş yaptığım bu parkta bir arkadaşımın kocasını elinde çöp poşeti, parkın çöpünü toplarken gördüm ve ona karşıdan başımla selam verdim. O da selamıma kibarca karşılık verdi.
Parkımız öyle ufak tefek bir park değil hani; çevresinde bir tur atmak için en az bir km yürümek gerekiyor. Belediyemiz bizim rahat ve huzurumuz için her şeyi düşünmüş. Bu parkta, yürüyüş parkurunu asırlık çam ağaçları süslerken etrafındaki irili ufaklı çiçeklerin kokusu başınızı döndürecek kadar güzel. Yorulduğunuzda dinlenmeniz için yer yer tahta masa ve bankların olduğu gibi susayınca bedava içmeniz için çeşmeleri var. Ayrıca bedava tuvaletler de var ama gelin görün o tuvaletlerin durumunu (!) ben anlatmasam da siz tahmin etmiş olmalısınız.

Çocuklarınızı oynatmanız için oyuncakların yanı sıra acıktığınız da karnınızı doyuracak, ister soğuk, ister sıcak bir şeyler içecek bir kafeteryası da var. Her şey çok güzel de gelin bir de parkımızın görünümüne bakalım. Akşamüzeri hemen hemen her masa dolu oluyor. Belki gün içinde de dolu oluyordur da ben sadece akşamları gidebildiğim için akşam kalabalığını görüyorum.

Boşalmış masaların durumu içler acısı, neler yok ki… Boş kola şişeleri, kirli pet bardaklar, ucundan kıyısından artık kalmış sandviçler, pizzalar daha neler neler öylece ortada bırakılmış. Masalarda artıkları yemek için dolaşan kediler, köpekler… Bir de o hayvanların dağıtması… Yiyecek poşetlerinin, boş pizza kutularının etrafta uçuşması, öyle çirkin bir görüntü ki, görüntüyü anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor.


Bütün bu hengâmenin arasında o adam, elindeki çöp poşetiyle masadan masaya, oradan buraya koşup o dağınıklığı toplamaya çalışıyor. Belli ki, parkın temizliğinden o sorumlu.
Bu adam onca pisliği temizleyip toparlamak için ne kadar koşturursa koştursun nafile. Az önce temizlediği yer az sonra yine çöp deryasına dönüveriyor. Oysa her köşede bir çöp kutusu varken. Adam yorgunluktan ayaklarını sürüyor; ama kimsenin umurunda değil.
Ben, hayıflanarak yürümeme devam ederken adamcağız beni görünce bir çeşit utanma duygusuna kapılıp başını başka yöne çevirmeye çalışıyor. İşte o an içim acıyor. İçimden feryatlar yükseliyor.


Sen utanma! Çevresine karşı bu kadar duyarsız olan bizler varken…




15.05.2014 /Emine UYSAL

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sen utanma Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sen utanma yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sen utanma yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
NurtenAk
NurtenAk, @nurtenak
11.9.2014 21:41:09
Emine hanım öncelikle duyarlı yazınızdan dolayı tebrik ediyorum.

Yıllardan beri sabah yürüyüşünü çok severim. ve yürürüm. yürürken de hem mavi kapak toplayıp hemde pet şişeleri toplayıp geri dönüşüm konulan yerlere koyuyorum.. nedense insanlarımız kirletmeyi seviyor. bizlere bir garip bakıyor tabi ki ,bunlara alıştık artık. Kendi evlerine temizleyen yüzlerce lira ilaç parası veren insanlar kapının önlerine çıktıkları andan itibaren her şeyi sokağa bırakıyorlar.. 50 metre ötede konteynırlar bulunsa bile..
sevgi ve selamlarımla.. tekrar teşekkür ediyorum. duyarlı kaleminize..
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
7.9.2014 05:25:24


Maalesef, İnsan dünya için aklını ter eder..Fakat kendi 'ben' duygularını tatmin etmek için binlerce dünya feda edebilir.Eğitim insanın kendini tanımasını sağlar.İnsan kendini tanıdıkça,dünyanın değerini kendisiyle eş değer tutmaya çalışır.Bunu başarabilen ben duygularını da kontrol edebilendir.


Bir gün, dünya kendisininde insanlar kadar değerli ve önemli olduğunu insana fark ettirdiğinde,sanırım vakit çoook geç olacak. Geçikmiş bir özür,artık gelecek bir gün kadar kıymetli olmayacak.Körlük hayvanların seviyesinde kaldıkça,görmek için daha çok eğitim,daha çok eğitimmmmm




Saygılar,Sevgiler İyi Yürekli İnsana
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
6.9.2014 20:45:21
Çok güzel bir konuya değindiniz Emine hanım,

Eline geçirdiğini nefes almamız ve çocuklarımızın oynaması için olan parklara, yollara, denizlere rastgele oraya buraya hiç düşünmeden atan bu insanlardan resmen tiksiniyorum. Yeri geldiğinde bir de yabancı ülkelerin temizliğine, düzenine, yeşilliğine hayranlıklarını dile getirirler. Sanki onlar kendiliğinden oluşuyor.

Her şey eğitim meselesi. Küçük bir örnek vermek istiyorum yeri gelmişken.

Kız yeğenlerimden bir tanesi henüz 3 yaşlarında idi. Birlikte gezmeye çıkmıştık. Yolda ona bir ara paketli dondurmalardan aldım. Aradan bir saat geçtikten sonra eve geldiğimizde baktım elinde bir şey tutuyor. O ne Bilge'cim diye sordum. " Dondurmanın kağıdı " dedi. Dondurma eline akmasın diye ağız kısmını sıyırıp, kağıdıyla tutturmuştum eline. "Aa!! Hala elinde mi bu senin " dedim. Annem sokağa bir şey atılmaz çok ayıptır diyor" dedi. Ben bile unutmuşum o kağıdı elinden almayı, ama o bir saat elinde tutup, çöpünü eve getirmişti.

Yani daha çocuktan verilecek bu bilgi çocuklara.

Sevgiler,


meselci
meselci, @meselci
6.9.2014 14:08:38


Duyarlı kalemler, yürekler ve canlar sayesinde
belki bir gün temiz oluruz
memleket memleket...

Her satırı anlam dolu yazı'n için,
EYVALLAH.
NÜS
NÜS, @nus
6.9.2014 13:46:39
10 puan verdi
Ve bir de bir yere oturup aile boyu çekirdek kabuklarını yere atmazlar mı? Oraya oturmaya utanıyorum, sanki ben attım sanacaklar diye... Dışarı rahatlamak için çıktığımda tam bir sinir harbine dönüp eve geliyorum. Bazılarına bak orada çöp var bile deyip, kocaman bir SANA NE ile ağzımın payını alıyorum...
Cennet gibi memleketi cehenneme çevirmekte üstümüze yok. Hassas bir konuyu ele almışsınız. Gönülden kutluyorum. Sevgiler-selâmlar...
Saynur Baysal Öztürk
Saynur Baysal Öztürk, @saynur-baysal-ozturk
6.9.2014 13:37:41
Duyarlılığınız için tebrikler, Emine Hanım. Biliniz ki, benzer manzara her yerde ve ben de duygularınızı paylaşıyorum. Yazdığım yorum sayfaya yaklaşınca, silmek zorunda kaldım; teşekkürle yetiniyorum. Dün siteye girmedim, bugün de ilk sizi okudum, ama ben "Günümün yazısı bu!" dedim bile.

Selâm ile.
Etkili Yorum
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
6.9.2014 11:14:24
Önemli bir konu işlenmiş bu gün yazıda.
Hassas bir konu.
Çok yazacak şeyler var da,
iki konuyu ilave edeyim, yazı genişlik kazansın.
Karadeniz bölgesinde güzel yaylalar vardır, bilirsiniz.
Memlekete yaz aylarında yolumuz düştüğünde,
muhakkak bir yayla ziyareti yapar, güzel havasını, suyunu, manzarasını yudumlarız.
Gerçekten güzel oluyor bu tür geziler ama,
insanlarımız o kadar kirletmişler ki doğayı,
canınız da sıkılmıyor değil hani bu durumdan dolayı.
Yav arkadaş,
zaten şehirleri, parkları, yolları, velhasılı yaşadığımız tüm ortamları pisliğe boğuyoruz.
En azından, nadiren gelip dinlendiğimiz bu cennet doğa parçalarını temiz tutalım.
Olur mu?
Keyfimize baktıktan sonra, illa çöplerimizi çevreye saçıp gideceğiz.
Sanki,
bir daha sefere gelmeyeceğiz?
Ya da, evlatlarımız, torunlarımız kullanmayacak burayı.
Akıllanmıyoruz bu konuda bir türlü.

Bir örnek de Azerbaycan'dan vereyim.
Tuhaf bir memleket burası.
Küçücük bir kürdan kağıdını atacak bir çöp sepeti bulamadım 5-6 kmlik yürüyüş parkurumda.
Yaşlı bayanlar temizliyor sakakları burada.
Karşılığında da oldukça cüzi bir ücret alıyorlar devletten.
Kimseye muhtaç olmasınlar diye mi kurulmuş bu sistem, bilemiyorum.
Evimden gözlüyorum,
arka avluda 4-5 adet çöp konteynırı var. Binaların çevirdiği avlunun ortasına yerleştirilmiş ve
her sabah erken saatlerde çöp kamyonları boşaltıyorlar.
Kamyon çalışanlarının içi çok olmalı ki, yere dökülenleri asla almıyorlar.
O iş, başka bir yaşlı teyzeye kalıyor.
Her gün mübalağasız öğleye kadar yere atılan çöpleri toplayıp, kutunun içine atmaya çalışıyor.
Ve,
onun çektiği bu zahmet bildikleri halde insanlar,
yine de çöplerini kutunun içine değil de, yerlere atıyorlar.
Üzülüyorum bu duruma.
Ne demeli?
Başta memleketimizde olmak üzere,
tüm dünya insanlarına akıl fikir versin yaratan.
VAZO
VAZO, @vazo
6.9.2014 10:56:09
10 puan verdi
İbretlik mesajlı (öylesi değerli mesajlar var ki,
söz eksik kalır bazen yorumda),duyarlı çevre
yaşamına dokunan, anlamlı yazınıza tebriklerimle.
Sevgi ve selamlarımla.
Yıldız Toksöz
Yıldız Toksöz, @yildiztoksoz
6.9.2014 00:42:12
Temizlik imandan gelirmiş ya arkadaşım ardımızda bıraktıklarımızdan belli.
Yıllardır pikniğe gitmiyorum çünkü oturacağım yeri temizlemeye çalışmaktan zevk alamıyorum.
Oysa ne çok severdim pikniği.
En çok da kırık cam şişelerinin oraya buraya atılması üzer, kedinin, köpeğin, insanların onların üzerine bastığında sakatlanacağını bile düşünmezler.
Duyarlı yazın için tebrikler.
Sevgimle.
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
6.9.2014 00:15:22
10 puan verdi
İnsanın içinde olacak.
Adam olmamız için daha çok ekmek yememiz lazım.
Adam, sigarasını asansör boşluğuna atıyor, bunu yapan da eğitmen.
Tebrikler emine, böyle bir konuda duyarlı olduğun için.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL