Sözüm ona bugün dünya barış günü,
ortadoğu’da oluk oluk kanların aktığı,dünyamızın çeşitli coğrafyalarında kardeş kanların döküldüğü bir ortam’da barış gününden söz etmek ne kadar’da abesle iştigal, gücü yetenin gücü yettiğini vurduğu,çeşitli ülkelerde iç savaşların yaşandığı ve bölücülerin tüm gelişmiş ülkelerce gizli veya açık açık olabildiğince desteklendiği, ve bu bölücülerce çocuk kadın demeden önüne gelen herkesi katlettiği bir dünyada barıştan söz etmek ne kadar’da gülünç, ve bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın misali kimsenin sesinin çıkmadığı bir dünya, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Lübnan’da, Afganistan’da Arakan’da velhasıl tüm islam coğrafyasın’da hergün zehirli mantarlar gibi eli kanlı ve silahlı örgütlerin türediği bir ortam’da barıştan söz etmek nekadar’da ahmakça,Ukrayna’da (Kırım)’da Doğu türkistanda inancı islam olan ve azınlık durumunda bulunan dünyanın her yerinde ki dindaşlarımızın ve soydaşlarımızın zulüm altın’da inim inim inlediği bir zaman’da ülkemeiz’dede dünya barış gününü kutlamak, kutluyor olmak nekadar acı.
Ülkemize baktığımızdada durum çok farklı mı sanki? Ülkemizin tüm kurumları birbiriyle kavgalı değil mi? hükümetimiz muhalefetle, emniyet kurumlarıyla, yargı kurumlarıyla, muhalifetimiz hükümetle kavgalı,
Peki dünya barış gününde kim kime ne anlatacak, anlatılacak bir şey varmı barış’a dair? Dünya üzerinde ki hangi kavgaya onay, olur verilir, hakkıyla sürdürülen ekmek kavgasından başka?

MEHMET DERE