Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
lalegül
lalegül

SAÇININ TELLERİNE TAKILIP DÜŞTÜ GÖNLÜM

Yorum

SAÇININ TELLERİNE TAKILIP DÜŞTÜ GÖNLÜM

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

654

Okunma

SAÇININ TELLERİNE TAKILIP DÜŞTÜ GÖNLÜM

Belki günümüz için geçerli bir yazı değil. Özellikle kırk yaş altının anlamakta güçlük çekeceği cümleler olacaktır. Güçlük cümlenin yapısında değil, anlatılmak istenilen şey için olacaktır.
Günümüzde ‘ben’ merkezli yaşıyoruz. ‘Benim olmayan hiçbir şeyin kıymeti yoktur’ anlayışı bazen ‘benim olmak zorunda’ yiğitliğine dönüşüyor. Hatta bu ‘zorunluluk’ yerine gelmezse bu sefer de ‘kimsenin değildir’ kabadayılığı devreye giriyor.

Sevmek günümüz için geçerli değil…
Siz eğer canlıların üremesi için gerekli faaliyetleri ‘aşk’ ile tanımlarsanız; canlılar âleminin en büyük aşkları ormanlarda yaşandığını göreceksiniz.
Eskiden beraberlikleri ölümler ayırırdı.
Şimdi ise altı aydan sonra çatırdayan evlilikler girdi hayatımıza. Taksim davaları yerini boşanma davalarına bıraktı.
Anlayışsız ve doyumsuz olduk…
İşin başında ‘yandım, yıkıldım’ diye bağırıp çağırırken zaman içinde ‘umduğum gibi olmadı’ ifadeleri durumu izah edemedi aslında.
Mesele anlayışta…
“Balı olan pekmez yemez mi” anlayışı yanlış yerlere götürdü bizi.
Tokken bile aç hissettik kendimizi…
Doyumsuz ve tatmin olmayan bir yapıya büründük. Hep ‘başkaları’ cazip geldi bize. Ancak ‘başkalarının’ bir sınırı yoktu…
Başkaları çoktu…
Başkaları ‘başka’ yerdeydi…
Bizdekiler de ‘başkaydık’ başkalarına göre hâlbuki…
Olsun ‘o’ bizimdi.

Bir Urfa türküsünde şu mısralar neyi anlatıyordu acaba: “Saçının tellerine takıldı düştü gönlüm.”
Şimdi değil saçının teli ‘tamamı’ yetmiyordu bize. Tamamı az geliyordu. Başka ‘tamamlar’ olmalıydı…
Sonra daha başka, daha başka…
Aşklar ormanlarda daha fazlaydı aslında bazılarının anlayışına göre…
Aşk kavramı değişmişti…
Sevgi kaybolmuş, yerini heves almıştı…
Heves ise sahip olmayı gerektiriyordu…
Sahip olunan ‘beden’di…
Her beden, her cisim gibi ilk zamanki özelliğini koruyamıyordu…
Yıllar onun da şeklini değiştiriyor, yıllar onun yerine başkalarını getiriyordu.
Biz geçmişe ‘takılmıyorduk’ sözde…
Akıl ve anlayış hep gözde oluyordu…

Olsun ben yine yazayım. Belki bir anlayan çıkar. Hem de gençlerden.
“Saçının tellerine takıldı düştü gönlüm…”
Gönül bu. Nereye düşeceği belli mi olur?
Soru zamanımız için değildir…
Saçının tellerine…
“Senin zülfün benim telim değil mi?”
Düştü bir kere…


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Saçının tellerine takılıp düştü gönlüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Saçının tellerine takılıp düştü gönlüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SAÇININ TELLERİNE TAKILIP DÜŞTÜ GÖNLÜM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL