4
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1830
Okunma

Saygı değer, değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi çağımız bilgi ve bilgisayar çağından, sevgi, barış ve hoşgörü çağına geçiş aşamasındadır. Bizler bunlara ne kadar uzak görünsekte düşünecek olursak tarihte biz bu çağları yaşamış, yaşatmış ve Dünya’ya bu konuda çok güzel dersler vermiş bir milletin ahvadıyız. Hatırlayın Yunus’ları, Mevlana’ları, Hacıbektaşi’leri, Akşemseddin’leri, Ahmed Yesevi’leri. Biz bu ecdadımızı hiç bir zaman unutmadık, biz onların fikirleri ile, zikirleri ile küçük yaşlarda tanıştık. Yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü diyen, Yunus’ların, ne olursan ol yine gel diyen, Mevlana’ların, Dostun yeri gönüllerdir, gönüller kurmaya geldik, diyen Ahmed Yesevi’lerin, gönüllerde kurmuş oldukları saltanatı unutmadık. Bilgi ve sevgi toplumu olmamamız hususunda hiç bir engel olmadığı gibi, bizler bu konuda diğer milletlere tarihte örnek olmuş ve bu davranışı ile de kurmuş olduğu medeniyetlerin tarihte çok uzun ömürlü ve geniş bir coğrafyada hayat sürdürmüş olduklarını biliyoruz ve tüm insanlık bilmektedir.
Hal böyle olunca küçük olan devletler birbirleri ile bütünleşirken, kıtalar birleşirken Dünya’mız süratle bir globalleşmeye doğru yol alırken, bizim vatanımızda, bizim toplumumuzda, bizim cemiyetlerimizde bu bölücülüğün, bölgeciliğin ve bencilliğin anlam ve manasını bir türlü anlamış değiliz. Bizim hiç bir kimseye karşı ne bir kinimiz, nede bir husumetimiz vardır.
Bizim düşmanlığa değil dostluğa, kardeşliğe ihtiyacımız vardır. Bizim bölücülüğe, bölgeciliğe değil ’’Birliğe, Beraberliğe’’ ihtiyacımız vardır. Bizim küskünlüğe, dargınlığa değil, barışa, sevgiye ve saygıya ihtiyacımız vardır. Bir İnsanı şahsiyetinden dolayı sevmeyebiliriz. Sevmeye de mecbur değiliz. Ancak fikirlerine, bulunmuş olduğu konumuna saygılı olmak durumunda olduğumuzu unutmayalım.
Resullullah (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar, ’’Bir Müslüman’ın bir başka Müslüman’a gülümsemesi dahi, bir fakire sadaka verilmiş gibi sevabı vardır.’’ Cenab-ı Hakk bir Ayet-i Kerime’nin mealinde şöyle buyurmakta, Eğer siz bu dinin kıymetini bilmezseniz bende bu dinin kıymetini bilen yeryüzünde öyle bir millet yaratırım ki, onlar mazlumlara karşı gayet alçak gönüllü ve mütevazi, zalimlere karşı ise onurlu ve zorludurlar.
Hamd olsun ecdadımız bu Ayet-i Kerime’nin şerefine nail olmuş, çok çeşitli medeniyetler kurmuşlardır. Bizde bu ecdadın torunları olarak Atalarımızın kemiklerini sızlatmaya hakkımız olmadığı gibi onları rahmet ve şükranlarımız ile anıyor, yüce ruhları karşısında saygı ile eğiliyoruz.
Değerli Arkadaşlarım!
Bundan sonraki girişimlerimiz kırılan kalpleri düzeltmek, yok edilen umutları yeşertmek, vurulan hayalleri diriltmek olacaktır.
Hepinizi Cenab-ı Allah’ın birliğine, beraberliğine ve mağfiretine emanet ediyorum.
Saygılarımla
12.12.2000
Ali Dere
Not:
Bu makale 2000 Yılında Türkiye Gazetesinde yayınlanmıştır.