Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
mymartin
mymartin

Anı yaşamak( Carpe Diem)

Yorum

Anı yaşamak( Carpe Diem)

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

694

Okunma

Anı yaşamak( Carpe Diem)

Anı yaşamak( Carpe Diem)

İnsan kaybolur öncesiyle sonrası arasında. Bir tarafa anıları bir tarafa hayalleri doldurur, çoğalınca her ikisi mutlu olacakmış gibi. Ama sadece kaybolur.

İnsan yer arar kendine. Dününü de bugününü de satın almak ister zamanlardan. Gider gelir sürekli geçmişten geleceğe. Ama sadece yer kiralar. Sahibi değilidir düşündüklerinin. Ya bitmiştir ya da olmamıştır daha.

İnsan en çok andadır, onu da anlamaz.

Bırakın geçmişi ve geleceği, Carpe Diem ile gerçeğin şimdi de, anda olduğunu keşfedin... Andan uzaklaşıp geçmişe ve geleceğe esir olmaktan kurtulun...demiş Aşkın Kapışmak.
Dün Eskişehir’in Doğankaya köyü mezarlığında, babamın 1,5 metrelik mezar taşının ayak ucunda aklıma geldi bu sözler.Taşında Hoca İsmail oğlu 1333-2007 yazıyor. Başına bir selvi dikmemem rağmen birtürlü tutmadı. Hoş servinin gölgesine ihtiacı var mı? Bilmiyorum.
Hoca İsmaili’in oğlu olmaktan başka özellikleri yok gibi öylece kır havasının içinde yatıyor sanırsanız yanılırsınız. O benimle birlikte ben nereye gitsem oraya gelir, kimseye görünmeden.
Babam
Üzeyir adını bilmeden anı yaşayayabilen insanlardandı bence. İstavriti çok severdi örneğin, Kartal’dan adalara bakmayı, gençlerle sohbeti, bir de beni.Dik tuttuğu başında güzellikler gezerdi.Bir ağaç dalında bir kuş sesinde yakalardı yaşama sevincini. Az yerdi, tıka basa doldurmazdı midesini.Çocukluğu dadılarla geçmişti ama göç fakirleştirmişti onları.Utanmazdı fakirliğinden.İşi neyse ister bekcilik, ister kapıcılık olması gereken gibi yapar tertemiz giysilerini, bana burcu burcu kokan kasketiyle tamamlardı.Ondan ayrılmadı bir tek.İstanbulun göbeğinde ki 960 lı yıllar başında bir taç misali taşırdı kasketini.Onu çıkardığında üşür, çıplak kalmış gibi olurdu.Hiç sakalı uzamış, hırpani görmedim Onu. Gömleğini bir hafta giyse ütüsü bozulmazdı.Ayakları vücuduyla mütenasip ufak tefekti.
Elleri saçım dayken kocaman olurdu, tıpkı gözleri bana bakarken olduğu gibi.İç çekmeye yaşı epey ilerleyince başladı.Öncesinde sanki mutsuzluğu yokmuş gibi, hayatın ona sunduğu kırıntıları büyüterek mutlu ederdi kendini.
Zampara değildi hiç. Onun bunun karısı kızıyla işi olmazdı.Sadece yetmişinde anam öldükten epey sonra genç bir kadın aldı. Herkes kınadı ise de ben anlıyordum Onu. Kadıncağız da bir iki yıl sonra hakkın rahmetine kavuştu.
Yas tutarken de an’ı yaşayabilir insan. Acıyı yaşamalı sonuna kadar, erteleyip üstünü örtmemeli.Anın ne getireceği belli değil ki hayatta.Üzüntü, keder de var aşk da coşku da.Sevinç te var hüsranda.Hayatın getirdiği neyse onu yaşamayı becerebilirsek yaşama sanatını öğrenmişiz demektir.
Bir mezar başında babamla hasbıhal ederken, gözlerim de doldu, o anı yaşayabilmenin şükrünü de duydum.Ölümü hiç unutmamak gerek.Ölümü düşünmek insanı kendisi ile yüzleştiren en büyük sınav.Öldükten sonraya bırakılan duygular nafile.Yaşarken yaşamalı, yaşarken söylemeli sevgileri.Sonrası kendine acımak olmuyor mu? Iskalamadan , iyi değerlendirip bir kır çiçeği misali insan olduğumuz için yaşamak. En önemlisi de SEVMEK....

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Anı yaşamak( carpe diem) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Anı yaşamak( carpe diem) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anı yaşamak( Carpe Diem) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
nitemtran
nitemtran, @nitemtran
17.1.2016 22:30:17
Babamı hatırladım ben de. Çok özel anlar olmasa da yaşadığımız, o yok artık. Kız kardeşim çok düşkündü ona, onunlayken yad ediyoruz daha çok.

İnsan bir an'ı yaşarken, o an anı olduğunda ve maziden gelip içine oturduğunda anlıyor ancak, o an'ın yeterince tadını çıkaramadığını. Bu hayatın garip bir oyunu ya da, ne bileyim, bizzat yaşamın kendisi galiba. O an yaşananın doyurucu olmadığı, gelecek günlerin daha doyurucu, mutlu edici olacağı yanılgısı yaşamın en vurucu gustosu galiba.

Ancak, insanın yaşadığı günler yaşayacağı günlerden fazla olduğunda bir ayrıntı uzmanı gibi, maziden süzülüp gelenleri ince ince gözden geçirmeye başlıyor, yaşanırken fark etmediği detaylardan kaybettiklerini çıkarıp, onlara ağıtlar diziyor.

Kaleminize sağlık.

Sağlıcakla,
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
17.8.2014 16:07:17
''Yaşarken söylemek sevgileri...''
Bir türlü beceremiyoruz işte.
En sonunda,
göçüp gidecekler bu diyardan,
mezar taşlarının önüne diz çöküp söyleyeceğiz.
Güzel bir yazı.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL