Merhaba sevgili erkek insan (!) ;
Şimdi, seninle kısa bir yolculuğa çıkacağız. Korkma, çok yorulmayacaksın. Arkana yaslanıp gözlerini cümlelerimde gezdirmeni istiyorum. Seninle küçük bir empati yapacağız. Öncelikle empati nedir açıklayayım, daha önce hiç yapmamış olabilirsin. Empati, kendini başkasının yerine koymaktır. O insanın duygularını, düşüncelerini, düşmüş olduğu durumu anlamak için uygulanır.
Kendini bir kadının yerine koymanı istiyorum. Ne oldu? Ah tabi sen erkeksin. Bu sadece bir varsayım ürkme hemen. Evet, ne diyorduk? Düşün ki bir kadınsın, halk otobüsündesin… İşten ya da okuldan çıkmışsın, oturuyorsun. İnsan sayısı gitgide artıyor. Yanına senden yaklaşık yirmi yaş büyük bir erkek oturuyor. Her bir koltuk bir insana göre elbette ama adam senin yerini de işgal etmekle birlikte bacaklarını da bacaklarına değdiriyor… Rahatsız olup kalkıyorsun bir kenara geçiyorsun. Üzerinde onlarca göz var. Rahatça etrafına dahi bakamıyorsun. İnsanlar gözlerinden çok kalçalarına bakıyor. Sen evine gitmek için bindiğin otobüste bile huzura kavuşamıyorsun. Nihayet bitmek bilmeyen kısa yolculuk bitiyor, ineceğin durağa kavuşuyorsun. Tam üzerine bir huzur konacakken, bir korna sesi duyuyorsun. Ardından bir tane daha, bir tane daha… Duymuş olduğun kelimeleri duymamış gibi yapıyorsun. Onlar duymadın diye seslerini yükseltip tekrar söylüyorlar… Evin normalde çok yakın ancak kestirme olan yol çok tenha, yolunu uzatıp kalabalık olan yolu tercih ediyorsun. Koskoca yürüme yolu ama bir genç geçerken sert bir omuz atıyor… Neyse ki geldin artık, evine giriyorsun. Yürüdün aslında ama soluk soluğasın…
Daha devam etmeme gerek yok sanırım? Umarım yoktur. Yolculuğumuz bitti sevgili erkek insan. Kendini başkasının yerine koyamadıysan, yabancı diye zorlandıysan, annenin, kız kardeşinin yerine koyabilirsin
Selim AKGÜN / Merhaba sevgili erkek insan