Türkiye ile Almanya arasında 31 Ekim 1961’de, “Türk İşgücü Anlaşması”nın imzalanmasıyla. Almanya’ya giden işçilerimizden biri olan Hasan her yıl yıllık izini kullanmak ve köydeki işler yardım etmek için memlekete gelir.

Almanya’ya ilk gidişinin üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra epey Alman markı (euro öncesi Alman para birimi) biriktirir.

O yıl yaz iznini kullanmak için Türkiye’ye geldiğinde Ankara’da birkaç gün kalır bu zaman içinde orta kattan bir apartman dairesi satın aldıktan sonra köye döner.

Hasan’ın köy odasında olmadığı bir gün bu konu ballandıra ballandıra eni konu konuşulurken Hasan’ın kayınpederi konuşulanlara pek anlam veremez onun için ev dediğin bahçe içinde tek katlı, tek kapılı müstakil bir yapıdır. Kat kavramı amcanın hayatında olmadığı için zihninde de karşılığı olmayan bir kavramdır. Anlamak için çeşitli sorular sorduktan sonra oradakilerden biri:

- Senin anlayacağın hacıemmi damadıyın evinin altında bir ev var, bi de üstünde ev var. Senikinin evi ortada. Herkes cümle kapıdan giriyo, çıhıyo. Ayrı yatten bi de herkesin gendi daire kapısı var, o kapıdan da herkes gendi evine giriyo, çıhıyo.

Bütün anlatılanlara rağmen meseleyi anlamayan Hasanın kayınpederi:

- Benim damat Hasan saf adamın teki, biz Alamanyadan çıhıp eve gelebildiğıine şükrediyoh. Den bana ağalar akıllı bi adam tutar da orta kattan ev alır mı? Altta oturan evini yıkarsa, üstte oturan evini yıkarsa ortada Hasan’a ne kalacak der.