İnsanların sözlerinden düşüncelerini, düşüncelerinden kişiliklerini anlayabilirsiniz.

Zincir bir otelin merkez ofisinde eğitim sorumlusu olarak çalışmaktayım. Çalışanlarımıza yönelik departman bazlı kitaplar ve iletişim kitabı çıkartmak istedik.
Departman bilgilendirme kitaplarını kalabalık gruplara dağıttığımızda hepsi kendi işiyle ilgili olduğu için merakla okudu. Fakat, iletişim kitabı hepsine farklı geldi.

İletişim kitabını, günlük yaşantımızda hayatın yoğunluğuna dalıp (iletişimde) bildiğimiz ve farkına varamadığımız konuları hatırlatmak, çalışanların kişisel gelişimini ve işletmenin misafir memnuniyetini arttırmak amacıyla çıkarttık. Onlardan daha fazla bilgi sahibi olduğumuz için değil. Analiz yaparak, edindiğimiz bilgiler ve araştırmalarımız sayesinde kısa anlatımlarla hazırladığımız kitabı son haliyle konusunda uzman olan kişilere sunduk, hepsi olumluydu.
Sonunda, ‘Misafir Memnuniyetinde İletişimin Önemi’ kitabımız çıktı…
İlk kez hazırladığım kitabın yorumlarını heyecanla bekliyor, merak ediyordum.
Kitabı öncelikle patronlarımıza tanıttık. Onlardan güzel tepkiler aldık. Bu da bana yetti aslında.

Aynı kitaba diğer çalışanlarımızın bakış açısında olumlu düşünceler kadar eleştirilerde vardı.
Kitabı eline alıp bir sayfa açıp bir harfin eksikliğini söyleyenlerde vardı, oturduğu yerden ‘senin ne haddine böyle bir kitap çıkartmak’ gibi bakış atanlar da,
kitabı verdiğimde ben ve kitabım hiç orada yokmuş gibi kitabı alıp köşeye atan ve ‘yoğunum bir ara bakarım’ diyenlerde… (eminim o arkadaşlar hala çok yoğundur…)
Çünkü onlar için o kadar önemli değildi ya da önemli olduğunu hissettirmek istemediler.

Ben yapılan yorumlara teşekkür ettim ve her yorumu, hareketi kişiliklerine göre değerlendirdim.

Demek istediğim, ortaya bir ürün çıkardığınızda onu sadece homojen bir gruba sunmuyorsunuz. Karşınızda heterojen gruplar oluyor.
İnsanlara fırsat verdiğinizde ne kadar acımasızca eleştiri yağmuru ile karşılaşılabileceğinizi görüyorsunuz. Hayatında o konu ile ilgili bilgisi olmayan insanlar dahi gelip kolay eleştirebiliyorlar.
Oysa onlardan hatalarını düzeltmelerini, yapıcı olmalarını istediğinizde sessiz ve hareketsiz kaldıklarını görüyorsunuz.

Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmaz, cesaret edemez.

Hindistan’da çok ünlü bir resim ustasının öğrencisine söylediği gibi;
Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.
Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur.
Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma.


Emre ŞİRİNTERLİKÇİ
Nisan 2014