Yozgat’ın köylerinden birinde vakit akşam üzeridir. Eskiden evlerde şebeke suyu olmadığı için su kaplarını alan kadınlar, kızlar köy çeşmesinden suyunu doldurmak için bir araya gelmişler. Herkes birbirini yakinen tanıdığı için sıraya girmeye gerek görmemişler sıcak bir sohbet ortamı içinde testilerini dolduran çeşmeden ayrılıyor, kim kimden erken geldi ise o testisini oluğa dayıyor.

Akşam üstü köylerde köy meydanında bulunan çeşmeler köyün en önemli iletişim ortamıdır. Sohbetin kaynatıldığı, dedikodunun demlendiği ortamlardı bir zamanlar çeşme başları. Hangi evde yaprak kımıldasa oradakilerin haberi olur. Delikanlılar akşam üstünü sabırsızlıkla bekler kızlar su getirmek için evden çıkacak onlar da sevdiklerini günde bir kez olsun böylece görmüş olacaktı. Fırsatı fevt etmek olmaz

Köyde muhtarlık seçimleri henüz yapılmıştır. Dördüncü yedek azanın karısı nefes nefese gelir sıra bekleyenlerin ortasından geçer. İtirazlar yükselir ama nafile, kadın kafasına koymuştur suyu hemen dolduracak, çünkü kendince acelesi olan birisidir o arkasına döner ellerini beline dayayarak bekleyenlere karşı:

- Lafınıza laf beş de ziyade.. Bahın anam bacım, bana güçlük çıharmayın koca köyün umuru bizim üstümüzde köyün idaresini kolay mı bellersiniz destileri doldurup hemen eve getmem lâzım herif evde beni bekliyo der.