KÖTÜ MÜ OLDU?

-Eyy, millet, ramazan ayı da bitiyor. Şunun şurasında on bir gün orucumuz kaldı, Allah kabul ederse!
-Ne on biri ağabey daha on dört gün orucumuz var.
-Ramazan orucu Temmuz ayının yirmi yedisinde bitiyor. Bu gün temmuzun on üçü. Yani temmuz ayında on üç gün oruç tuttuk. Üç gün de haziranda tuttuk mu?
-Evet?
-Böylece kaç gün oruç tutmuş oluyoruz?
-On altı gün.
-Yirmi yediye kaç gün ister?
-On dört.
-Kardeşim on altı gün oruç tutmadık mı?
-Evet, tuttuk?
-Yirmi yediden on altıyı çıkarırsak kaç kalır?
-On bir gün.
-Eeey, biz ne diyoruz? On bir gün daha oruç tutacağız demiyor muyuz?
-Diyorsun, diyorsun da yanlış diyorsun!
-Neden yanlışmış?
-Çünkü bu gün ayın on altısı değil. On üçü. On üçten yirmi yediye ancak on dört günde varılır.
-Pekiiy, haziranda tuttuğumuz üç gün orucu neden saymıyorsun? Onlar oruçtan sayılmıyor mu yani?
-Sayılmaz olur mu canım, ramazan ayı otuz gündür. Üçünü hazirana tuttuk. Yirmi yedisini temmuzda tutacağız. Bu kadar basit!

Karşısındakinin hesabından tatmin olmaz arkadaş. Öbür masaya geçer.
-Yahu az kalsın dövüşüyorduk. Ben diyorum bayrama on bir günümüz kaldı. Onlar diyor daha on dört gün var.
-Onlar doğru söylemişler, ağabey! Sen yanılıyorsun.
-Allah, Allaah, yirmi yediden on altıyı çıkınca on bir gün kalmaz mı? Bu gün millet tersinden mi kalktı, ne? Benim hesap doğru ama anlatamıyoruz ki arkadaş?

-Senin ki neye benziyor biliyor musun? Hani bir fıkra vardır:
Temel İngiltere’ye gider. Araç kullanmaktadır. Bizde trafik yolun sağından akarken onlarda soldan akar. Temel, Türkiye’de olduğu gibi yolun sağına dalar. Bunu gören trafik, sürücüleri anonsla uyarır.
- Dikkat! Bir araç ters yönde ilerliyor! Anonsu duyan Temel, mırıldanır:
- Ne biri, ne beşi! Hepsi yanlış gidiyor.
- Senin ki de o hesap. Herkes yanlış da bir sen mi doğrusun?

- Kurban olayım ağabey, bu konuda ciddi misin? Yoksa bizimle kafa mı buluyorsun?
- Canım, ben de aynı fikirdeyim ama biraz eğlenelim istedim. Hem eğlendik, hem beyin jimnastiği yaparak vakit geçirdik kötü mü oldu?:))

Yani…