Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
çakmaktaşı
çakmaktaşı

SÜRSONSUZ - Belleğin Azmi -

Yorum

SÜRSONSUZ - Belleğin Azmi -

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1736

Okunma

Okuduğunuz yazı 30.6.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
SÜRSONSUZ - Belleğin Azmi -

SÜRSONSUZ - Belleğin Azmi -


Eriyordu zaman Camembert peyniri gibi…
Gidişin takılmıştı yelkovanın ayağına akrep tüm gücüyle tutunuyorken zamanın zeminine, uzayıp gidiyordu aşk, bilinmeze…
Ne yani gerçekten gidiyor muydun, geliyor muydun?
Olmayacak mıydın yoksa gerçeklerin üstünde bir yerlerde gezinecek miydin?

Her şeyden her yerden sür-ülmüş gibiydik… Sanki hayatın içinde değil üstünde yaşar gibi halimiz vardı. Hiç bir şey bize dokunamıyor, erişemiyor sanıyorduk. Kulağa çok çılgınca gelecek belki biliyorum ama birbirimizin uzağına düşsek bile bir tanrısallık kuşatıyordu etrafımızı… Sanki o an tüm yıldızlar çekilmiş, tüm insanlar gitmiş, dünya durmuş… Sadece ikimiz yükseliyorduk göğün göğsüne… Mevsimler etrafımızda pervane, günler bizim için divane…

Sadece ikimiz… İkimizdik eriyip giden zamana boylu boyunca uzanan. Hadi başlayalım her şeyi sür-meye…

Sür-Real… Sür-Romantizm… Sür-Aşk… Sür-Sonsuz… Sür…

Nasıl da sürüyorduk birbirimizin tenini her şeye inat. Hiç nadasa bırakmaya niyetimiz de yoktu üstelik… Eriyip gidiyormuş zaman, “Belleğin Azmi’nin” orta yerinde yatıyormuş yüzümüz, kimin umurunda… Karışalım hadi birbirimize… Her nesneye anlam yükleyelim. Yıllarca sürsün sanat tarihçilerinin çözmesi… Sanatseverlerse her baktığında farklı bir anlam yüklesinler bize… Çözdükçe karmaşıklaşan tam buldum derken kayıp giden düşlerin, hem kaptanı hem tayfası olalım… Hadi aradaki mesafeye, saat farkına inat bizi anlatsın “Eriyen Saatler ”ve kimse anlamasın niye eridiklerini…

Zaman, Camembert peyniri…

Saatler, o kaygan ve kadifemsi gecenin köprüsü oluveriyordu. Bizse içsel yangınımızı kucaklayıp koşuyorduk. Einstein’in fizik notlarından fırlayan formüller gibiydik… Karmaşık, sarmal ve sayfalarca ama tek farkımız onlar teorideyken, kara tahtadayken biz pratikte, tuvaldeydik... Hayatın içindeymiş gibi görünüp bir o kadar üstünde… Her şey bize koşuyorken bir o kadar sür-ülmüş halde dolaşıyorduk, birbirimizin çıkmaz sokaklarında… Yeni yeni şeyler keşfediyorduk… O sesindeki bahar, tenindeki solmaz ateş, bakışlarındaki dudak ıslaklığı her biri atomlardan ayrılma aşk taneciği…

Nasıl başladı bu sürreal hikâye bilmiyorum… Bilmek de istemiyorum… Şuan eriyen zamanın karşısında nasıl böyle çırılçıplak kaldık ve herkesi, her şeyi E eşittir MC karenin dışında tutabildik… Sadece aşk yetmezdi eminim… Onun üstünde bir tanrısal olgu vardı elbet. Yoksa biz böyle hızla ilerlerken nasıl her şey durağan gözüküyordu ya da yıkılırken her şey yerli yerinde durabiliyordu… İşte o tanımlara ya da tanımsızlıklara kapılıp dökülüyorduk, sür-aşka…
Zaman, rüyalardan geçip tırnak uçlarına takılan ufacık bir yalan… Bırakalım sür-sün yaşadıkça biz sürrealliği… Bırakalım keşfetti sansın bir bilim adamı ya da resmetti sansın ressam, bizi…

Hadi bırakalım…
Eriyen Camembert peyniri bahanesi olsun… Uzaklar, saatler hep yalan kalsın… Her öpüyorum dediğinde sür-sonsuz olan tenlerimiz günahla arınsın…

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sürsonsuz - belleğin azmi - Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sürsonsuz - belleğin azmi - yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SÜRSONSUZ - Belleğin Azmi - yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
aysemujgan
aysemujgan, @aysemujgan
1.7.2014 09:37:32
bazı yazıları okurum ama yorum yapıp övmekten öte yazıya takılır aklım çoğu zaman, sahibinin dahi bilmediği bir kıskançlıkla "nasıl" derim "nasıl" akıllarına geliyor bütün bunlar.Bu günde yine aynı hatayı yapacakken "gel dedim şu yazının hakkını ver sahibine" tebrik ederim..tek kelimeyle harika olmuş :)
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL