Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
agiri
agiri

Hayır Bilmenize Gerek Yok Aklıma Düştü Kimdi Aşk?

Yorum

Hayır Bilmenize Gerek Yok Aklıma Düştü Kimdi Aşk?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

820

Okunma

Hayır Bilmenize Gerek Yok Aklıma Düştü Kimdi Aşk?

Hayır Bilmenize Gerek Yok Aklıma Düştü Kimdi Aşk?

Kendime düşünürken, beni dinleyecekseniz size de anlatırım. Eğer ki gerçekten

dinlemeyecekseniz; söyleyin, ona da varım. Sadece kendime sessizce düşünür ve susarak

anlatırım...

Uzun bir zaman önceydi. Zamanların en iyisiydi, sonsuzluk zamanı, aşkın zamanıydı. Söyleyin

bakalım yürek atışlarınızı ilk nerede ne zaman duydunuz? Ve bir akşam serinliği, kızıla dönmüş

ufuktan size de bir aşkın kokusunu getirdi mi hiç? Sorularım cevaplarınıza biraz geç kaldı sanki

ama siz de boş verin cevaplarınıza sorularımı yetiştirmeye çalışmayın. Her aşkın içinde bir öykü

gizlidir. Okumaya niyetliyseniz vazgeçin çünkü bütün aşklar garip kalır, öyküler hariç. Meğer

yaşama ilk adımımı orada atmışım. Bir bebeğin hayatı adımladığı sevincin ve mutluluğun

heyecanıyla. Birlikte yan yana yürümenin inanılmaz hafifliği içinde elleri ellerimde bir akşam

üstü yürüdüğümüz o yolculuk dergahında tüm ”biz” öncesi benliğim bir duygu deryasında

kaybolmuştu. O güne kadar ikimizin de ihtimal bile vermediği ama tüm bir gerçeklikte bu hayatın

bize hazırlamış olduğu ve daha da önemlisi kalbimizin birlikte attığı o yerde yeniden bir hayata

doğmuştuk.Bunu biliyor muyduk? Hayır! Bilmemize de gerek yoktu. Bazen sırf anların sizin için

doğuracak güzelliklere gebe olduğunu ve ancak tüm ihtişamıyla hayatın önünüzde diz çöküp

her birinizi, sizin için yeniden doğuracağı o eşsiz zaman geldiğinde tüm bir varoluşun sizi yar

gibi yaren gibi sardığında anlarsınız. O güne kadar içinden geçtiğiniz ve hiç bir yaşamsal

bağlantı kuramadığınız ne çok anlarınız vardı değil mi? Hepsi hiç bir hatıra bırakmadan ve

hatırlanmayacak bir şekilde geride kaldılar. Şimdi bütün bunları fark etmekle birlikte yaşama

sonsuz bir istekle yürekleniyorsunuz: Geceye doğmuş bir sabah gibi, cennetsi anlardan

gönderilmiş bir kutsal gibi; bugüne değin yaşanmışların üstünde bir şeymiş gibi. Sonsuz coşkulu

bir güzellik içinde, size hiç bir zaman varlığından haberdar olmadığınız bir hayatın tamamen

yaşam dolu bir tarafını getirdiler. Bir an aydınlanmış dünyanızda sizi bütünleyen bu eşsiz

anların neler getirecekleri ve neler yaşatacaklarını tamamen sevgi ve isteğin şekillendireceği

ruhi birliğinizden olacak. Ve ömrünüzün en unutulmaz anları olarak hayatınızın en parlak

hatıralarını da işte bu anlarınız oluşturacaktır. Dahası o güne kadar zihninizde yaşanacakların

size dair en kısaca da olsa kurulmuş bir hayali zihninizden bile geçmemiş ve yaşanabilir bir anısı

gelişmemiştir. Duyduğunuz heyecanın hisler dünyanızda yaratmış olduğu yüksek duyumsamayı

algılarınız kavramakta zorlansa da bir gün anlayacaksınız aslında o gün hayatın gerçek ve

sonsuz değerde ki piyangosu size çıkmıştır. Kalbinizin tüm hazine kapıları ardına kadar

varoluşun sonsuzluk şifreleriyle açılmıştır: (A) dı (Ş) anı (K) dar Büyük. Aşk...

Günü unutabilirsiniz ve hatta geceyi de unutun. İçinize doğmuş olan parıltılar yeni bir

yaşamadan gelir. Bir güneş düşünün tüm karanlıkların içinizin derinliklerine saldığı bir önceki

yaşamın köklerinden söküp atmaya gelir. Evet buna inanmayabilirsiniz ki muhtemelen inanmak

için de çok zamana ihtiyacınız olacaktır. Ama bu tamamen gerçek çünkü aşk, inanılmaz

dokunulabilir ve hissedilebilir bir yaşam gerçeğidir. Öylesine içten ve bir bütün olarak gözlerinizi

bir başka dünyaya açan gerçeklik ayni zamanda yolunuzu da aydınlatacaktır. Öyle ki nereye

gittiğiniz bile belli olmayacak ve aslında önemli de değil sadece gidiyor olmanız bile bir başına

yeterli olacaktır. İçtenlikli bir gidiş olur adım adım yaşam dolu. Ve öylesine garip ki sanki

yeryüzü adımlarınız için açılıp kapanıyor. Sizi saran gerçeklik dahilinde her şey yeniden bir

anlam kazanır. Belki de bir bilinmez güç sizi durdurup tüm bir varoluşu sizin için yürütüyor

hissine de kapılacaksınız. Artık hiç bir şeyin varlığı önemde olmaz. Çünkü her şeyi; bilineni, dahi

bilinmeyeni anlamlandıran ve her şeyin sizinle anlam kazandığı bir siz varsınız. Her şeyin

en önünde sizsiniz ki eğer bir şeyler varsa bu sizin var olduğunuz içindir. Ki onu var eden yada

var olma sebebi olan yine sizin varlığımızdır. Bilmelisiniz damarlarınızda akan kanınıza karışmakla

kalmaz aşk. Her zerrenizde de dağılır. Yüreğinize, kuşatılmış tüm evreninize, yer yüzünüze,

gök yüzünüze dolar aşk. Bundan böyle rüzgarınıza yön veren de, denizinizi dalgalandıran da,

ruhunuzdan fırtınalar koparan da hiç kuşkusuz o biricik o yegane aşk olacaktır işte. Belki de

uzak zamanların sırlarına eremediğimiz ama sanki birlikte yaşanmış bir yaşamdan gelmişcesine

hiç bir yabancılık çekmiyorduk. Nasıl oluyordu bile bilmemize de imkan yoktu elbet. Kim bilir

hangi arafatta buluşmuştuk ki Hayatın bu denli önemli ve çok hayatı bir gizi bir sırrı mutluluklar

içinde bize yeniden yaşatıyordu. Ve dahi bize sanki unutturduğu bir yaşamı ve ruhlarımızın

daha az önce buluşma yerinden döndüğünü düşlerimizin birlikte kurulduğu bir bilincin bir

gerçekliğin hissini yürekten verirken bir taraftan da düşünmeden de edemiyorsun. Gerçekten

hayretler içinde bir yaşam arzusuyla dolduğun bu sıra dışı, ve olağanüstü değişim nereden

geliyordu, hayatın bir oyunu muydu? Yoksa bu tamamen her şeyi var edenin öylesine

sebepsiz, öylesine nedensiz ve öylesine sualsiz sorgulanmaz bir eseri bir isteği miydi? Belki de

sırf birbiri için özel yaratılmış olmanın ilahi dizaynı içinde biz insanoğluna saf bir sevinci

yaşatmanın yeryüzünde ki bir cennet müjdesiydi. Ne çok bilmek isterdik. Bazen bazı

yaşadıklarınızı anlatmaya çalışmanız boşunadır çünkü anlatmaya çabala sanız da aslında

boşuna söz harcadığınızı ve nefesinize nasıl da yazık ettiğinizi anlarsınız. Çünkü bilirsiniz yaşam

kesinliği söze yer bırakmadan tüm ruhunuzu kendinden eder bir güzellikte kavrar. Bir şekilde

gözünüze sonsuz bir ışık, yüreğinize ferah bir genişlik iner. Üzerinizde hayatın hiç bir ağırlığı

kalmaz ve kanatlandırır sizi adeta ruhunuz hafifler. Anlar, evet yaşanası anlar. Bütün bir

varoluşu yüreğinin içinde de taşırken kendini insan yüreğinde bütünleyen anlar. Artık biliyorum

varoluşun içinde ruhlarımız bir yerlerde bir zamanlar bir şekilde buluşmuş inancındayım. Bir çok

günün sabahında bizler bu anların rüyasından uyanırız. Tıpkı bir çok gece de rüyalara uyumak

için bu anların düşlerini kurduğumuz gibi...





Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hayır bilmenize gerek yok aklıma düştü kimdi aşk? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hayır bilmenize gerek yok aklıma düştü kimdi aşk? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hayır Bilmenize Gerek Yok Aklıma Düştü Kimdi Aşk? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL