Kurban Bayramı arefesinde bir adam elinde ucundan kan damlayan bıçak olduğu halde nefes nefese köy camisine dalar cemaat irkilir, korkuya kapılır.

-İçinizde Müslüman var mı? der.

Cemaat hayretler içinde söylenmeye başlar. Camide bir uğultu kopar. Cemaat içinden Kâmil amca sesini yükselterek uğultuyu bastırır:
-O nasıl söz öyle Hacı. Hem camidesin hem Müslüman var mı diye soruyorsun. Derdin ne maksadın ne senin fitne mi koparmaya geldin?

Adam:
-Konuşacak zamanım yok acele acele bana güçlü kuvvetli bir genç adam lâzım.

İri kıyım bir genç, adamın yanına yaklaşır:
-Buyur amca hayırdır, bir mesele mi vardı der.

Adam:
-Düş önüme evlât gidelim. Yolda anlatırım der.

Adam, Kars’dan kurbanlık getirdiğini hayvanlardan üçünün hastalandığını kesilmez ise murdar olarak öleceklerini, birisini kendisinin kestiğini, çok yorulduğunu, hasta olduğunu, zararının büyük olacağını bu nedenle hiç değilse murdar olmadan kesilirse şehirde sucuk salam yapan işletmeye satabileceğini söyler.

Genç adam hızını artırır. Bir an önce kurbanlıkların yanına varırlar. Hemen işe koyulur. Büyükçe olan hasta kurbanlığı zor güç yatırır ayaklarını bağlar. Hemen keser, yüzer, parçalama işini yaparken,
Genç:
-Amca gücüm tükendi. Cemaat dağılmadan git de bir genç al gel. Hem benim evde işlerim var ben gideceğim. Gelen arkadaş öteki kurbanlığı kessin. Bıçağını da yanına al ne olur ne olmaz der.

Adam cemaat dağılmak üzer iken camiye ulaşır. Aynı şekilde :

-İçinizde Müslüman var mı der.

Adamın gence bir kötülük ettiğini düşünen cemaat. Korku dolu gözlerle hep birlikte genç imamı gösterir. İmam elinde kanlı bıçak camiye dalan adamdan çok korkmuştur. Bir yandan da imam, adamdan kurtulmak için cemaate dönerek.

İmam:
Ne yani arkadaşlar insaf edin iki rekat namaz kıldırdım diye şimdi ben Müslüman mı oldum. Müslüman olmak öyle kolay iş mi der.