İnsanın uyumadığı, uyuyamadığı geceler olmalı. Keyfe keder değil tabi. Bu gece uyku tutmayınca sabahladım. Gece çalışanlar geldi aklıma. Her gece uyumamak...uzak gelse de olası değil mi?
Eskiden gece bekçileri vardı. Öttürdükleri düdükle hayatımızın bir parçası idiler. Onların gözünden uyku akmasına aldırmadan, sağdan sola dönüp, çekerdik yorganı başımıza.

İş yerlerini bekleyenler hala var. Bir an gaflet bassa olmaz. Uyanık kalabilmek için geliştirdikleri yöntemler az değildir.

Gece yolculuğu yapmayanımız azdır. Şoför uyumasın diye uyanık kalmaya çabalarız. Sanki biz uyumazsak O da uyumayacak. Gözümüzü belertir dururuz ama saat 04.00 e yaklaştı mı başımız düşer koltuğa. Ne yapsak nafile alır götürü bizi koynuna. Ya direksiyondaki arada kendine iğne batıranlar olduğunu duydum.

Aklıma geliveren işkollarından biri de fırınlar. Sıcak fırın başında sabah erkenden taze ekmek yiyebilelim diye ter dökenler, gecesi gündüzü karışık yaşayanlar.

Bir de acısı, ağrısı olup Hastanenin gözünü delen ışığı altında uyur uyanık sabahlayanlar.

Mapusluğu saymıyorum. Orada gece bir ampul ışıltısı, gündüz anahtar şakırtısı.Havalandırma desen bir avuç gökyüzü.Güneşi olmayan gündüz olsa ne olmasa ne.

Bu gece hırsız bekledim, bak onların işe de zor.Bekleyeceksin herkes uykuya dalsın. Sessiz sedasız tırmanacaksın, süzüleceksin. Ya bi de tamtakır bir evse değer mi bunca eziyete?

İyisi mi tuttur bir şarkı. Şarkı ? Notaları nereden bulacağım bu saatte. Notasız ezgisiz şarkı işte.Uykulu uykulu anca gider.

Her geceye boğazlanarak giriyordum sanki;
Kapılar ardına kadar açık, cür’etkâr,
Sırtımda tonlarca yük, sabah bindirmişti,
Düşünce seli dalga dalga,
Ayaklarım ıslanmıştı, ayaklarımın ucu,
Gece soğuktu, sağlığıma tehditkardı.
Bu saatlerde her uzuv küfürbaz,
Ben geceye yaralanarak giriyordum,
Gece benden yararlanarak koşuyordu sabaha,
Dünya, geceye dardı;
Gözyaşları uykuluydu, isyanlar rüyada idi,
Ve duygular sabaha oranla işe yaramaz.
Sefa Yıldırım (Kara_kel)

Güzel demiş ama. Offff gözlerimi açamıyorum. İyi uyku uykularrrrr..