Hangi ucuz roman ya da ısınmış kül tablalarında uzun zaman önce söndürülmüş hangi izmarit? Kimin acısı, kimin ölümü, kimin cehennemi? Hangi ihanetin bedeliyim?
Elektrik direği bile koyulma gereği duyulmamış hangi ıssız sokağım ben? Boşa çekilen hangi kürek? Atlası çıkarılmamış yerlerdeki hangi kayıp? Sonbahar da ayaklar altında çatırdayan hangi yaprak? Akıtılmayı bekleyen hangi gözyaşı? Kıymeti bilinmemiş hangi defineyim? Hangi köhne kalpten müteşekkirim? Hangi aşkın yüküyüm? Hangi kasvetli gökyüzü gönderdi beni buraya? Ütopyam neresi benim? Neden bu kadar yabancıyım kendime? Aynalar yüzüme tükürüyor. Kendi huzurumdan kovuluyorum.
Kimim ben?
Hangi acıyım? Hangi yenilgi? Hangi serzeniş? Hangi yanılgı? Hangi öykünün sonu? Hangi imla hatası? Hangi mağlubiyetin zaferi?
Hangi olamayanın izindeyim? Kim basmadan çiğnedi de gitti beni? Kimin gözyaşlarıyla büyüdüm? Kimin yokluğunda varlığını büyütmeye çalıştım? Fil dişinden inşa ettiğim hangi gerçek yıktı beni buraya? Hangi özenilmemiş sevdanın mağlubuyum ben? Kime gitmek uğruna yolumu kaybettim? Neden bu kadar eksik hissediyorum?
Çocukluğum nerde? Ne zaman bu hale geldim? Hep sarımıydı saçlarım? Gözlerim hep derine mi bakardı böyle? Neden bu kadar çoğum ben? Hep fazlamı gelirdim kendime? Susma… Konuş… Beni kendime götür…
Kimim ben?
Gözlerin neden benim gözlerime benziyor? Ellerin tıpkı benimki gibi soğuk? Ölümün şımarıklığını hissediyorum sende. Ben senin yaralarını tanıyorum. Kimsin sen?