Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Sihirli Kalem
Sihirli Kalem

Sakla çocukluğumu; İzmir

Yorum

Sakla çocukluğumu; İzmir

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

906

Okunma

Sakla çocukluğumu; İzmir

Sakla çocukluğumu; İzmir



Hayatı yalnızca iki beton arasından gördüğüm yarı kurak bir dağdan ibaret sanırdım. Ta ki bulunduğum şehri her şeyiyle görecek yere taşınıncaya kadar.

Önceleri hep aklımdan geçen fakat kimseye soramadığım hınzırca sorularım olurdu, kendimce cevaplar bulurdum bir çoğuna bir çoğunu da üstünkörü yanıtlayarak bilinçdışına atardım.
Sokaklar boyunca oyunlar kurulurdu; birinden diğerine koşardım, kimisinde yenilmenin verdiği o hazmedemeyişi direnerek, daha çok koşarak başka bir galibiyetle kapatırdım.
Arka bir bahçesi vardı oturduğumuz evin. Kaşları çatık, en kısa cümlelerini bile azarlar bir üslupla yineleyen ev sahibinin sesiyle sobelenirdim. Başka korunaklar arardım, uzak bahçelere kaçardım bazen de. Sınırını belirlemekte güçlük çektiğim çocuk hırsımla bazen kırardım ve gecesinde uykuyla beraber gelen pişmanlıkla perdeyi aralar ve ona anlatırdım;
Göz kırpardı sanırdım, sadece dünyayı aydınlattığını sanırdı ışığıyla oysa benim çocuk dünyamda büyük bir yeri vardı. Okuduğum çocuk romanlarından etkilenirdim bazen, prensini bekleyen prensesler, prensesi öldürmeye çalışan cadılar ve aç kurtların tuzağına düşen Kırmızı Başlıklı kız’la konuşurdum. Bazen de uçsuz bucaksız bir maceraya atılmak isterdim. Seksen günde dünyayı dolaşmak ya da Ay’a seyahat etmek.
Sabahına kalpler onarırdım, dünkü sokak oyunlarından kalma kırgınlıkları kaldırırdım ortadan. Çünkü en korkutuğum şey birilerinden kırgın ayrılmaktı bu dünyadan.

Ölümü bir çocuk bilebilir mi?
Bilir, eğer ağıtlar yakılan boylu boyunca uzanmış bir cenazeye şahit olmuşsa bilir, ve bazen bütün ısrarla açılan ölünün yüzünü bir ömür hafızasına kazıyabilir.
Bir çocuk, kırmamak gerektiğini kimseyi bazen bir yetişkinden daha iyi bilebilir,
daha çok suçlayabilir kendini hatta.

Henüz yeni ve sanırım iki gün önce büyüdüğüm mahallenin hatta sokak aralarında dünyayı ibaret sandığım yarı kurak dağın ve de orda oturduğum zamanlardaki çocukluk arkadaşlarımı gördüm. Çocuk hırslarıyla, çocuk meraklarıyla koşuşturdukları sokaklarda şimdi onların çocukları koşuşturuyor.
Hiçbir şey değişmemiş. Ani bir kalp krizinden dünyaya gözlerini kapatan çocukluk arkadaşımın da gölgesi oralarda.Ve haksız bir davaya kurban giden arkadaşımın da. Hep birlikte oturduğumuz kaldırımı sökmüşler ve tam karşısına da yeni bir apartmn dikmişler.
Sokak tabelaları da değişmiş. İzlerimiz kalmamış arnavut kaldırımlı yollarda. Yol yapım çalışmalarıyla silikleşmiş sek sek oyunlarımız. Büyük kamyonetlerin o acımasız geçişleriyle gerdiğimiz ipi koparmışlar.
Şimdi İzmir’in bütün güzelliğini ve aynı zamanda bütün yorgunluğu gösteren bir yerde otursam da yaşadıkça hayatın koyduğu sınırlarla ufkumu sınırsız hayallere açamıyorum.
Çocuk kalsaydık hep, hep çocuk kalsaydık,çocuk kalsaydık yahu!

Bu şehirde ben en güzel şeyleri yaşadım, hep eksikliğini yaşadıklarım başka topraklardan başka sınırlardan getirdiğim acılarımdı.
Çocuk kalsaydık ne olurdu?
Ben kaybetmeye, yenilmeye yine razıyım…

"İzmir sakla çocukluğumu;
ben hala senin hırçın kızınım."

N.K




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sakla çocukluğumu; izmir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sakla çocukluğumu; izmir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sakla çocukluğumu; İzmir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Satır arası
Satır arası, @satirarasi
23.5.2014 00:27:30
ne desem ki,her zamanki gibi harikasın...kalbi güzel insan...guzel yaşa yüreğine sağlık..
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
22.5.2014 20:21:18
Ah! Hem de ne güzel olurdu.

Ama en azından içimizdeki çocuğu büyütmeyelim.

Sevgiler,
Etkili Yorum
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
22.5.2014 18:08:20
Yorucu bir günün nihayetindeyim.
Küçük ve şirin evimin yalnızlığını soluduğum mahzun zaman dilimleri.
Karnım aç ama,
kalkıp bir şeyler hazırlamak da istemiyor doğrusu canım.
Biraz yorgunluktan, biraz da havaların ani değişikliğinin getirdiği vücut kimyası bozukluğu.
Önceki gün 40 derece idi sıcaklık, bu gün 19 derece.
Nasıl dayansın bu değişikliğe Karadeniz'in sakin iklimine alışık bünyemiz?
Neyse...
Uzatmayalım sözü de, sadede gelelim.
Edebiyat Defterinin nesir sayfasını okuyorum eve geldiğimden beri.
Bu kadar saçma sapan yazılar olur mu?
İyice cılkını çıkardılar bu işin.
Ne saçmalıklar...
Siyaset, terör, bölücülük, sapıklık, dedikodu, sevimsiz atışmalar...
''Bu sayfaya bir daha gelmesem mi acaba?'' diye düşünmeye başlamıştım ki,
bu güzel yazı çıktı karşıma.
İyi ki varsınız.
Siz ve sizin gibi değerli kalemler iyi ki var burada.
Sayınız çok değil ama,
varlığınız gerçekten inanılmaz bir renk katıyor edebiyat sevgimize.
Bu güzellikleri derleyebilmek için,
bin bir çeşit sevimsizlik arasında gezinmek, zaman harcamak gerekiyor.
Çok güzel bir yazıydı.
Çocukluğumuzun serin sevgi esintilerini taşıdınız karmaşık dünyamıza.
Sağ olun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL