17
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1883
Okunma
Şimdilerde telefonumu tuşlayınca karşı tarafa çağrı gitmeden önce çıkardığı ses benim tüylerimi diken diken ediyor…
Belki inanmayacaksınız ama kimin kulağına tutsam onlar da inanmıyor çünkü ve “Normal bir telefon gibi çalıyor, nesi garip bunun?” diyorlar.
Oysa telefonum; ann-neee! Ann-neee, diye bağırıyor adeta, ya da bana öyle geliyor.
İşte böyle dostlar, her telefon açışımda ki duyduğum o sesle yüreğime inen balyoz bütün hıncıyla iç organlarımı eziyor. Ezilen yüreğimden ince ince sızan kanın akışını hissediyorum. Hem de nasıl akmak, acıyla…
Bir süre kendime gelemiyorum ve karşı tarafla olan konuşmamda da bir anlam kargaşası yaşıyorum. Çünkü ben o anda konuşmaya yoğunlaşmak yerine annemi düşünüyorum.
Ah! Annem; yıllar oldu sen ebedi hayatına göç edeli ve ben her gün biraz daha özlüyorum seni. Zaman zaman unuttuğum yüzünü anımsamaya çalışıyorum, bir de sesini. Ne tatlıydı sesin. Kızgın olsan bile gizli bir şefkat vardı her zaman, her halinde.
Annem! Yalnızca küçük çocuklar öksüz kalmıyormuş! Ben de öksüzüm ve sana çok ihtiyacım var şimdi. Kaç yaşımda olursam olayım seninle konuşup dertleşmeye, tavsiyelerini almaya her zaman olduğu gibi yine şiddetle ihtiyacım var anne; var çünkü seninle olduğu gibi kimseyle olmuyor! Hiç kimse kalbimdeki boşluğu doldurmuyor ve her geçen gün o boşluk daha da büyüyor. Kendi boşluğumda boğulmaktan korkuyorum!
Şimdilerde dostluklarda da bir anormallik var, diyeceğim; ama ben de bu şimdiki zamanda yaşadığıma göre kendimi bu olgunun dışında tutmak haksızlık olur sanırım. Belki bende de bir tuhaflık vardır ki; benim sabrım senin sabrının yanında devede kulaktır da angaryası bol olan dostluklar başımı ağrıtıyor dur, olamaz mı?
Hiç olmazsa rüyalarıma gelip bana yol göstersen, tıpkı yanımdaymış sın gibi ellerimi tutup ısıt san olmaz mı anneciğim.
Seni çok özlüyorum, çok! Ruhun şad, mekânın cennet olsun.
Bütün annelerimizin anneler gününü kutlarım...
10.05. 2014 /Emine UYSAL