5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1332
Okunma

Bilenler biliyor, geçen sene bu vakitler sağ şah damarım (Hekimler karotis diyorlar) tıkandı, beyin kansız kalıp beslenememiş, şarladı. Sol tarafıma inme indi.
Nesye... Ameliyat ettiler, damar açıldı beyin çalışmaya başladı. Durum eskisi gibi olmasa da normale dönü gibi.
Bu sebeple her üç ayda bir kontrollere gidiyorum.
İşleyiş şöyle: Doktor muayeneyi yapıyor... Bir sonraki kontrol için randevu gününü ve saatini belirten bir kağıt veriyor. Randevu günü gelince polkilinik sekreterine bu kağıdı veriyorsunuz, sekreter doktor tarafından daha önce kendisine verilen listede adınızın olup olmadığını kontrol ediyor, varsa sıra numarası veriyor. sıranız gelince doktor sizi çağırıyor ve muayene/kontrol oluyorsunuz. Gerek görürse ileri bir tarihe yeniden randevu veriyor. Bu rutin böyle devam edip gidiyor.
Verilen randevuyu göre bu sabah hastaneye gittim. Poliklinik sekreterine randevum olduğunu söyledim randevu kağıdını uzattım.
Sekreter; "Birbuçukda geleceksin Amca!"dedi, kağıda bakmadan.
Dedim ki; "Bak burada sabah yazıyor, doktor bana bu saatte gel dedi."
Sekreter, "Ha öyle mi... bir dakika listeye bakayım!" baktı .
Listede ismimi gördü ve sıra numarasını verdi.
Böylece birinci aşamayı başarıyla geçtim!
Muayene odasının önünde içeriden ismimin okunmasını beklemeye başladım.
Bu arada uyanık Türklerden içeri girip çıkanlar oluyor, Biz salak Türkler bekliyoruz!
Kapının dibinde sotaya yatmış, belli ki besleme Türklerden, bir kadın içeri dalmak için fırsat kolluyor.
İçeriden ismin okundu, doktorun huzuruna çıkacağım, kadın benden önce içeri daldı.
Hay Allah! SEVER MİSİN... SABAHA MI BIRAKIRSIN!?
Tansiyonum yükseldi (Doktor tansiyonun yükselmeyecek diyor)
Kadını arkadan dürttüm (başka türlü anlaması zor!)
Bana doğru döndü. Sordum kadına:
"Hanım senin adın Bekir mi?" şaşırdı.
"Doktora bi şey soracadım" dedi.
Doktor baktı ki hır çıkacak duruma müdahale etti, kadını dışarıya gönderdi.
İkinci aşamayı da başarıyla tamamlayıp oturdum doktorun karşısına.
Doktor sordu:
"Nasılsınız Bekir Bey?"
Ben de:
"Sekreterler ve insanlar daha akıllı olsa (olumlu bir cümle kurdum) tansiyonum yükselmeyecek. O zaman daha iyi olacağım!" dedim.
Güldü.
Bir sonraki randevuda bakalım neler yaşayacağım.
BURASI TÜRKİYE... HER YER TÜRK... HER YER TİYATRO.
Bekir GÜÇLÜER