3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1136
Okunma

Aşk mı size gelir, yoksa siz mi aşka gidersiniz? Aşkın gelmesini beklemek mi lazımdır, ya da onu çok geç olmadan aramak mı?
Aşk tarif edilemeyecek bir şeydir. Aşkın ne olduğunu belki bilmiyorum ama aşk bazılarının dediği gibi bir oyun değildir. Gerçeğin ta kendisidir. Aşk sessizliklerin içinde kendi yüreğini dinlemektir. Aşk gerçek kendini tamamlamaktır. Aşk daha önce hiç hissetmediğin duyguları sana hissettiren gizli bir kapıdır. Belki ben gerçekten aşık olmadığım için bu duyguları bilmiyorum. Ama zaten bir kere aşık olunmaz mı ve o da senin hayatındaki en önemli şey olmaz mı? Aşık olmak ise bence çok zor. Herkes aşık olmak için bir neden arar. Ama birisine aşık olmak için bir neden gerekmez. Çünkü o neden kaybolduğunda seven kişi sevdiği kişiyi sevmekten vazgeçecek demektir. Bu yüzden sevmek için bir neden olmamalıdır. Eğer bir neden olmadan sadece gördüğünüz andan itibaren beri seviyorsanız belki de gerçekten aşık olmuşsunuzdur. Aşkın size ne zaman geleceği de belli olmaz. En zayıf olduğunuz anda ya da hiç beklemediğiniz bir zamanda gelebilir. Siz aşka gitmezsiniz, aşk size gelir. Her insanın hayatına bir kere uğrar mutlaka aşk denilen şey.Aşkı kabullenmeye,kendi duygularının farkında bile olmayan kişiler için aşk bir peri masalıdır.İmkansızdır.Aşk onların hayatına girdiğinde ise ne yapacaklarını şaşırırlar.Çünkü onlar aydınlık,parlak,güzel şeylerden hayallerinden ve umutlarından vazgeçmiş olan kişilerdir.Bu yüzden aşkı kabul etmek lazımdır. Ve herkesin aşkı farklıdır.Aşklar kişilikle ölçülür. Karşılıksız olmalıdır aşk. Karşı taraftan hiçbir şey beklememektir. Aşk sadece iyi anlaşmak ya da dokunmak değil karşılıklı olarak birbirini hissetmektir. Aklının söylediğini değil, kalbinin söylediğini yapmaktır. Mantığın olduğu yerde aşk da aranmaz. Zaten bir çılgınlık değil midir aşk?
Aşk mutlu duygular,parlak şeyler ve samimiyetle söylenen bir ‘seni seviyorum’ dur. Aşkın en saf biçimde tanımlaması budur bence. Aşk tanımlanamaz aslında aşkı yaşamak gerekir.
Rumeysa KARABULAK