2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1166
Okunma

Bundan birkaç yıl önceki yaşam tarzımızla bugünün arasında korkunç bir fark var. Daha dün İslamî kimliğin gereklerini yerine getirmeye çalışırken sanki bu gün İlahi emirleri yumuşatmaya çalışır gibi bir duruma düştü toplum.
Televizyon yayınlarının ilk başladığı yıllarda kolları açık olan bir bayana bakan insanlar utanır, yüzleri kızarırdı. Hele bu insanlar küçük şehirlerde veya kırsalda yaşıyorsa.
Zaman geçti, sürekli tvler ve gazeteler bu tip yayınlara çanak tuttu. Ve nihayet insanlara göre göre bu duruma alıştırıldı ve tepkisizleşti. Hatta öyle bir düşünce yapısına sahip oldu ki insanoğlu; bana ne ya! Benim kabrim ayrı onların kabri ayrı. Onların günahını ben çekecek değilim ya, demeye başladı. Bazıları bir adım daha ileri gidip peygamber misin ümmet kayıracak, bırak yıkılana kadar gitsin demeye başladılar.
Ne oldu bize ki bu kadar vurdumduymaz, bu kadar sorumluluğun idrakinden uzak bir duruma düştük.
Ne oldu bize ki toplumda beliren şiddet olaylarına tepkisiz kalıyor işlenen cinayetler ve sapıklıklara aldırmıyoruz.
Ne oldu bize ki evin ihtiyar anne ve babasını bakımevlerine terk ediyor, aynı sofra da bulunmaya tahammül edemiyoruz.
Ne oldu bize ki, toplum içinde olmamıza rağmen her fert kendini yalnız hissediyor ve yalnızlıktan şikâyet ediyor.
Ne oldu bize ki, ibadetlerimizde bile cemaatleşme şuurundan uzak, aynı safta olmamıza rağmen sanki birbirimizden habersiz gibi davranan bir toplum haline geldik.
Evet, ne oldu bize?
Batı kültürünün dayatmasıyla bilinçaltına yerleşen duygu ve düşünceler işte hayatımıza yukarıda saydığımız şekilde yansımaya başladı. Televizyonlar, radyolar, gazete ve mecmualar aynı kumandadan idare edildiği için birinin eksiğini diğeri tamamladı ve toplum bu hale geldi. Yani kısaca malum medya alıştırmaya çalıştı, bizde gönüllü olarak onların istediklerine alışıverdik.
İşte sonuç…
Vurdumduymaz, sorumluluk duygusu taşımayan her şeyden önce nefsinin arzu ve isteklerini tatmin edebilmek için bütün yolları mubah gören bir nesil.
Giyimi kuşamıyla, konuşması ve tavırlarıyla aykırı davranmayı kendine huy edinmiş bir nesil.
Yazık oluyor dostlar yazık oluyor geleceğimizi.
Vakit çok geç olmadan aslımıza dönelim. Biz başıboş yaratılmadık. Asli görevlerimizi asla hatırımızdan çıkarmayalım.
Dünya ve ukba saadeti bizim kulluğumuza bağlıdır. Yanlışın neresinden dönülse kâr başlar. Yarın eyvah demeden gelin bu gün her şeyden önce insanlığımızı bir gözden geçirelim. Yanlışa geçit vermeyelim. Alışkanlıklarımız gerçekleri görmemize engel olmasın.
02/05/2014
YAŞAR TAŞKESEN