Garip bir sessizlik çökmüştü içime bu gece. Etrafımınkalabalık olması engel olamıyordu bu sessizliğe. Sessizlik ile sensizlik arasında yaşadığım gelgitler ellerini bırakmış bir annenin yavrusu kadar acıklıydı. Karanlığın ortasında yalnız. Garipti zamanlar. İnsanı olur olmadık yerlere sürüklüyordu. En çok olmak istediği yer en uğramadığı yer oluyordu. Bazen anın ortasında yok sayıyordu. Şimdi ben ise hayatımda yapmaö dediğim şeyin ortasında bu hengame ortamda sigaramın dumanına sarılmış sensizleşiyorum..
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Az ötemde karanlık ve balıklar Karanlık, aydınlatmak için yüzleri Balıklarsa yüzüyorlar kendi hallerinde öylece Boşluklara kaçıyor adımlarım Unutuyorum avuçlarımdaki yaralarımı Yeniden tutuyorum kalemimin elinden Yürüyoruz birlikte Uzun ve zahmetli bir yolculuk bizimkisi ya, Olsun...
Cumartesi başlığını görünce, dayanamadım. Zira cumartesimi anlatacak yer arıyordum tam.
Son yazımda anlattığım mısır çarşısı gezintimi gerçekleştirdim. Fakat bir insan eşliğinde. Vapurda tanıştık. Fatih imiş adı. Sahiden fethetti kalbimi. Vapurdan inmeme yardım etti. Sonra gideceğiniz yere kadar eşlik edeyim dedi ama, bu eşliği neredeyse gün boyu bitmedi. Birlikte kendimizi ödüllendirdik, saray muhallebicisinde oturup tranvayları izledik, sonra ayrıldık. Bir hayırlı işi varmış. Karar günü bu gün. Epey güdüledim ettim. Hadi sen yaparsın, kalbin çok güzel karşındaki de bunu farkedince umarım gayet doyumsuz bir ilişkiniz olur dedim. Kelimeleri, söyleyişi, içindeki insanlığı yüzüne yansıyordu kesin. İstanbul'da kimselere güven olmaz derler bir de. Ben belki de hayatım boyunca inişleri ve çıkışları ile sürüp gidebilecek bir dostluğun meşalesinin yandığını gördüm cumartesi günü.
Haa sonrası ise facia: Fesane kültür merkezinde Hatay günleri etkinlikleri vardı. Çevre yollarda trafik her zamankinin on katı. Tıklımtıklım bir otobüs, fakat güzel bir günün nihayeti olunca değmişti.
Şimdi akşam Fatih'den haber bekliyorum. Umarım hayırlısı ile gösterebilmiştir içindeki güzelliği karşısındaki flört adayına. Aslında başlıbaşına bir yazı konusuydu. Senin cumartesi yazının altına yazıldı ki, genç kalemin şevklensin. Yazmaya uzun aralar vermesin diye. Bu sigara işi eğer kurgu değil gerçek ise, külahları değişiriz yalnız. Hem de bu denli karşı çıkıyor iken sigara içilmesine on kilometre ötende bile...
Bir albümün kapağını açtığımı hissettim sanki. O cumartesi evliymişim. Halamı ziyarete gitmişim. Tek başımaymışım. Evliliğimi kemiren en güçlü tahta kurusu yalnızlığımmış. Bir kaç ay sonra da tükenip bitmiş tümüyle zaten. Fatihle saray muhallebicisinde oturmuşuz. Söyleşmişiz uzunca. İnsan diye kaydetmişim telefon rehberime. Bir süre daha görüşmüşüz. Sonra zoraki gülümseyişler eklenmiş konuşmalara, benim telefon numaram değişmiş, tükenmiş iletişimimiz. Şiledeymişim o cumartesi. İstanbulun başka bir yerine taşınmışım bir süre sonra. Şimdiyse senin cumartesi yazını yazdığın şehrin gökyüzü altındayım. Alışamadım buraya pek söylemiştim. Cumartesileri hala kimi zaman kasvetli, kimi zaman güneşli bir gün. Turuncu kalemi bir çocuğa verdim. Pek sevindi. Hayallerini yazıyordur belki onunla bir deftere. Kaç yıl önceymiş, ama kaç asır önceymiş gibi. Yanımdakiler, karşımdakiler, aklımdakiyle kaç yıl böyle geçip gitmiş. Aslında zamandan geçerken o yıla, o cumartesiye uğramışım meğer. Meğer ne çok şeyi özleyecekmişim? Kaçıncı cumartesisiz yazı, kaçıncı cumartesi yazısı. Hepsi işte hiçbirinin içinden...
Fatihten bende olumlu haberler bekliyorum,gorunuse gore iyi bir insan yoksa yaninda isi ne ! Keske istanulda olsamda cumartesilerim bu denli gecmese. Mesela galataya cikcam. En olmadik yerletrini kesifetsenm. Sabahi guzel baslayan cumartesi bulut olmakla olmamak arasinda yasadim. Hava pek musade etmedi tabi. Hal boyle olunca gunesimi doguran baska seyler oldu. Epeyce dertlenmis olmaliyim ki onkilonetre oteme hic karisamadim. Bizzat kendim deneyimini yasadim hal boyle olunca gn guzel gece uzun surdu. Bir cumartesi istanbulda umidi bile eklendi geceye.. Uzakliklar kurgularimin silahini cikartti karsima. Onumde bir duvar ve inancsiz ben yuruyoruz yarinlara..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.