1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1000
Okunma
Ne zaman bir kadınla ilişkiye girsem ve boşalsam,korkunç bir tiksinti,suçluluk duygusu ve o kadına karşı nefret duymaya başlıyorum.Kadınlara düşmanlığım olduğu düşünülebilir,ancak durum böyle değil.Kendimi ,çöp yükünü şehir dışında ki çöplüğe döküp,sonra kalabalıkların içine ,trafiğe karışan bir çöp kamyonu gibi hissediyorum.
Sonra?
Sonrası şu,kadınlar veya erkekler ilgimi çekmiyor ve ben başka birşeyin peşine düşüyorum!
Nedir o şey?
Daha derin,daha hissedilebilir,seni uçuruma doğru sürüklerken,pekte mutlu görünmeyen birşey.Bu şey henüz bulamadığım birşey ve büyük ihtimalle de bulamayacağım ,ama yine de arayış devam ediyor.
Delilik?
Belki...yani sınırsızlığı temsil ettiği sürece neden olmasın...
Ölüm?
Bu çok sık düşündüğüm birşey.Ölüme bakışım,onun negatif birşey olmadığı yönünde,ancak yanılıyor olabilirim.Bir kutunun içinde çürümek pek hoş birşey olmasa gerek.
Ama sen bir ruhsun ve o kutuda çürüyecek şey sadece senin kabuğun!
Aslın da,şunu söyleyebilirim,öleceğini bilmek...evet anahtar kelime bu,’öleceğini bilmek’...Bunu bilmek ve heran ona yaklaştığını hissetmek.Bunu ,yani öleceğini bilerek yaşama diye üretilmiştir kapitalizm.
Ve ölüm,kader,acı ,yas vb.şeylere burjuva kültürünün bir parçası olarak bakar komünizm!
Bilmiyorum,veya biliyorum da bu pek işime gelmiyor!
İntihar?
Bilmiyorum veya biliyorum da...
...