2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1615
Okunma

Devletin en önemli görevlerinden ikisi, halkının güvenliğini sağlamak ve onun gönencini arttırmaktır.
Bu hedeflere ulaşmak için, ülkeyi yönetenler, devlet güçlerini elde bulunduranlar, millet adına doğru kararlar almak zorundadırlar.
Doğru kararlar, rasyonel olmalı kollektif düşüncenin üretimi olmalıdır.
Alınacak kararlar devlet ergini elde bulunduranların şahsi hırs ve düşüncelerinden etkilenmemeli, karar alma sürecinde bilimsel usuller uygulanmalıdır.
Bilim İnsanları, karar vericilerin kişisel özelliklerinin alınacak kararları hangi koşullarda, nasıl etkileyeceğini araştırmışlar ve bazı varsayımlar ileri sürmüşlerdir.
Bu varsayımlar:
1. Karar vericinin konuya ilgisi arttıkça subjektif ve irrasyonel unsurlar ağırlık kazandığı için, kararın rasyonel olmasını olumsuz yönde etkiler,
2. Kişinin durum hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olduğu, alınacak kararın etkisini o derece olumlu etkiler,
3. Kişinin sorun çözme yeteneği ne kadar fazla ise karara etkisi o derece olumlu olacaktır,
4. Kişi ne kadar rasyonel davranırsa, kararı o derece olumlu etkiler,
5. Kişinin kararı etkileme gücünü bilmesi, kararın o derece olumlu olmasını etkiler,
6. Kişinin alınan kararın sonuçlarından sorumlu olduğu hakkında bilinçli olması kararı olumlu yönde etkiler.
Bu varsayımların aksi ise alınacak kararı olumsuz etkiler.
Kararı etkileyen bir başka faktör ise karar alıcıların algılarıyla ilgilidir. Bu konuda araştırma yapan Bilim İnsanları bu algıları şöyle sıralıyorlar:
1. Karar vericilerin yaklaşımları ve imajları edindikleri bilgileri etkilemekte ve belirlemektedir,
2. Karar vericiler, yerleşik düşüncelere bağlı kalma, kendi tezlerinin değişmesine yol açacak yeni bilgilere kapalı davranma eğilimindedirler.
3. Kendilerine ulaşan bilgiler toplu olarak değil, parça parça geldiği zaman, bu bilgileri, mevcut bilgi ve imajlarıyla çatışsa bile özümseyebilmektedirler.
4. Karar vericinin imajı, içinde bulunduğu siyasal sistemin kazandırdığı deneyimlerden etkilenmektedir.
5.Karar alınacak olay, karar vericilerin başından geçen bazı olayları çağrıştırması dolayısıyla , aynı olay farklı karar vericiler tarafından farklı algılanmaktadır.
6. Bir politikayı belirleme durumunda olan karar verici, bunun karşı tarafça kendi istediği biçimiyle algıladığını varsayar.
7. Karar vericiler, aldıkları kararın karşı taraf üzerinde öngörülen etkiyi yapamayacağının farkında olmayabilirler.
8. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların kendilerine yönelik düşmanlıklarını her zaman olduğundan daha fazla abartırlar.
9. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların davranışlarının daha planlı, daha disiplinli, daha koordineli olduğunu düşünürler.
10. Karar vericiler diğer ülkelerin/grupların temsilcilerinin tutum ve davranışlarının, o ülkenin/grubun politikalarını tamamen doğru yansıttıklarını düşünürler.
11. Karar vericiler, diğer ülkelerin/grupların davranışlarını ve tepkilerini tamamen kendi politikalarının şekillendirdiği noktasında abartılı bir değerlendirme içinde olabilirler.
12. Karar vericiler, kendi ülkeleri/grubu hakkındaki imajlarıyla diğerlerinin kendi hakkındaki imajının aynı olduğunu sanırlar.
13. Karar vericiler, kendi açılarından çok önemli olan bir olayın, diğer ülke/grup karar vericileri açısından da aynı derecede önemli olduğunu düşünürler.
14.Karar vericiler, kendi yaklaşımlarına uyan ve destekleyen verilerin ve kanıtların, diğer bakış açıları ve yaklaşımlar için de uygun kanıtlar olduğunu düşünerek yanılgıya düşerler.
Karar vericilerin algıları ne kadar açık ve rasyonel ise o derece doğru karar alırlar.
Karar vermenin de usul ve modelleri vardır. Konunun başlıklarını arz edeceğim Bu usulleri teker teker açıklamak bu yazının boyutunu aşacaktır. Arzu edenler çeşitli kaynaklardan konuyu inceleyebilirler.
Karar Verme Usulleri:
- Küçük Değişiklikler Modeli: iki adım ileri, bir adım geri.
- Rastgele Adımlar: Sarhoş yürüyüşü.
- Risk ve Başarının Hesaplanması: Kumarbazın iflası modeli.
- Küçük Gruplarla Karar Verme.
- Standart Uygulama Prosedürleri.
- Rasyonel Politika Modeli.
- Örgütsel Süreç Modeli.
- Bürokratik Politika Modeli.
- Şelale Modeli.
Karar vericiler hangi usulü kullanırlarsa kullansınlar akılın ve bilimin ışığında, milletin gönencini arttıran ve gözeten kararlar almak mecburiyetindedirler.
Yazımı şu sözle sonlandırıyorum.
"YANLIŞ BAŞLANMIŞ BİR İŞ DOĞRU SONUCA ULAŞMAZ!"
Bekir GÜÇLÜER