sabahın alaca karanlığında sessizce süzüldü sokak kapısından dışarı
ortalığı saran sinsi bir ayaz taa ciğerlerine kadar dondurdu paltosuz adamı
ama o hiç aldırmadan hızlı adımlarla yürüdü durağa geç kalmamak için işine
ama bir derdi vardı belliydi taa içinin derinliklerinde duran
bir gün önce ev sahibi gelmişti yine kapıya hiç bir şey söylemesede
ona yetmişti o ağızlar dolusu küfür etmişcesine
köşeye varınca birden sokak değiştirdi adımlarını dahada hızlandırarak
bakkala görünmek istemedi borcunu iki aydır ödeyememişti çünkü
mevsim kıştı çocuklardan ikisi hastaydı doktor parası ilaç parası
elektirik su cabası ceplerini boşaltmaya yetmişti birden farketti durağa geldiğini
bir nefes alarak siğarasından çömeldi kaldırımın bir kenarına
bir adam dokundu omzuna elinde yarısı yanmış siğarasıyla
amca ateşini müsade edermisin amca dalmıştı duymadı bile adam tekrar seslendi
amca bey amca ateşini verirmisin adam birden irkildi biraz daha müsade et beyim
öderim borcumu unutmadım diyerek adam şaşırarak borcun yok ki bana
ben ateş istiyorum amca siğaramı yakacağım dedi gözleri yaşararak
ve gelen otobüse bindiler birbirine bakarak
kölecioğlu diyor bu durumlar nolacak hep böyle devam ediptemi duracak bir gün bu haksızlık sona erecek hakta adalette yüzler gülecek

Ahmet kölecioğlu 17-01-1986