5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
993
Okunma
Çocukluğumda sokak aralarında bağırırlardı.
--Toprak alın.
Eşekle sokaklarda toprak satılırdı.Padişah bile israile satmamışken toprak bizim çocukluğumuzda toprak satışı serbestti.
Toprak ısıtılarak küçük çocukların ,bebeklerin altına bağlanırdı bez ile .Şimdi ki gibi hazır bezler yoktu o zamanlar.
Çocuklu evler belli olurdu.Beyaz bayrak gibi dalgalanırdı bezleri.
Bazen torağın yanında kil de satılırdı.
--Toprak alın, kil alın,Kütahya kili,baş kili..
Simit satanlar gibi bağırarak geçerlerdi sokaklardan .
Eskiden evler de banyo yoktu.Yıkanmak için yerler vardı,ama ilkel sayılırdı.Şehirdeki hamamlara gidilirdi.
Babaannem hamama gitmeden önce hamam tasında kil koyar o suda erir başına sürerdi.
Yıllar sonra Samsun da balık tutmaya giderken istasyondan geçilirdi.İstasyonda vagonlarda kili görünce sormuştum.
--Bu kil ne oluyor
Dışarıya gidiyormuş şampuanın ana maddesiymiş.İçerisine kimyasal maddeler katılarak kullandığımız şampuan oluyormuş.
Demek ki ebem şampuan daha piyasaya çıkmadan kullanıyormuş .
Tuz ve kil satılan dükkanlar vardı .
İri kaya tuzu vardı rafineri ince beyaz tuz yoktu o zamanlar.
Çamaşır yıkanacağı zaman çamaşır kili ve soda alınır kaynar kazan içine atılır sonra yıkanırdı.
Annem çamaşır yıkanacağı zaman kilo ile satılan o kilde alır,sonra kaynattığı çamaşırları küfeki taşından olan çamaşırlıkta yıkardı.
Daha sonra detarjanlar çıktı
Otomatik makinalar çıktı
O kazanlar;
Kaynama kazanı,
Durulama kazanı .
Su kovaları
Kaynatmak için çamaşırları odun
Dumanı isi
Bazen sönerdi ateş
Yak oğlum altını ,geçmesin
Küçük ciğerlerimle üflerdim
Duman olurdu bazen ciğerlerim
Siğaraya o zamandan beri düşmanım
Annemin elleri çamaşır günleri bembeyaz olur kabarırdı
Su yetmedi oğlum su taşı...
Sonra asma faslı başlardı çamaşırları
Gözlerimin önünden geldi geçti o günler...