4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1471
Okunma

Partilerin vatandaşlarına sundukları çözüm önerileri Parti programı denilen belgelerle ortaya konulur. Partiler bu programla vatandaşın karşısına çıkarak yapacaklarını anlatır ve onların oylarına talip olurlar.
Partilerin başarıları da, vatandaşın beğenisine sunularak oylarının alındığı bu programların ne kadarının hayata geçirildiği ile ölçülür.
Bir partinin başarılı olup olmadığını anlamak için açın (X) parti programını ve madde-madde ne söylemiş ne yapmış irdeleyin. Söylenilenlerin büyük bölümü yerine getirilmişse o parti başarılıdır, yerine getirilememişse başarısızdır diyebilirsiniz.
Normalinde parti programı; başlıklar halinde, her konuya çözüm önerilerinin sunulduğu uzun metinlerdir ve çoğunlukla kitap şeklinde yayınlanırlar.
Ben burada sizlere (X)bir partinin parti proğramından alınmış bazı bölümlerini aktaracağım.
Bu programın uygulanıp uygulanmadığını ise sizlerin takdirlerine bırakacağım.
"Türkiye sancılı bir zaman diliminde büyük bir değişim arzusu yaşıyor. Siyaset, ekonomi ve toplumsal yaşamdaki ciddi problemler vatandaşlarımızın gündelik hayatını ve geleceğini olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye bu sorunların üstesinden gelecek, vatandaşlarına huzur, güven ve refah sağlayacak, geleceklerine güvenle bakmalarına öncülük edecek, dinamik ve vizyon sahibi bir “siyasi oluşum” bekliyor.
Kavramların içinin boşaltıldığı, değerlerin eskitildiği, sözün anlamını yitirdiği bu dönemde Türkiye yeni ve taze bir anlayışa, kararlı, önünü ve geleceğini görebilen bir harekete, onurlu bir mücadeleye, ayakları yere basan, yerli ancak çağdaş bilgilerle donanmış kadrolara, ufuk açıcı, gerçekçi program ve projelere şiddetle ihtiyaç duymaktadır.
Bütün bunları, ekonomik kalkınma hamlesini başlatacak, gelir dağılımındaki bozuklukları düzeltecek, yoksulluğu ortadan kaldıracak, küskünlükleri giderecek; birleştirici, kucaklayıcı, toplumsal barışı temin edici, kurumlarla yurttaşlar arasında güven sağlayıcı, yeni ve dinamik bir siyasi irade gerçekleştirebilir...
...Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır...
...Zorlaştıran değil kolaylaştıran, iten değil kucaklayan, bölen değil birleştiren, haklı zayıfları haksız güçlülere karşı koruyan bir yönetim anlayışına sahibiz. Bütün bunları gerçekleştirmek için;
- Evrensel ölçülerde hak ve özgürlüklere dayalı bir anlayışı tüm alanlara yayacak,
-Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu kronik sorunları kökten çözecek,
-Yıllardır atıl bırakılan beşeri ve fiziki kaynaklarını harekete geçirerek ülkemizi sürekli üreten ve üreterek büyüyen bir ülke haline getirecek,
-Gelir dağılımındaki uçurumu ortadan kaldıracak, böylece tüm halkımızın refah seviyesini yükseltecek,
- Kamu yönetimine vatandaşları ve sivil toplum örgütlerini dahil ederek toplumda sinerji meydana getirecek,
- Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışını hakim kılacak,
-Ekonomi, dış politika, kültür, sanat, eğitim, sağlık, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda çağdaş, akılcı, gerçekçi ve uygulanabilir bir siyasi program takdim ediyoruz...
Temel insan hak ve özgürlükleri, insanlığın yüzyıllar boyu süren mücadeleleri sonucu elde edilmiş kazanımıdır...
... Özgürlükler demokrasinin temelini oluşturur.
Hiçbir bireysel ve kurumsal baskı kabul edilemez...
Partimiz Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmanın en önemli vasıtası olarak algılar ve bunu toplumsal barışın bir unsuru olarak görür...
Temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak partimiz aşağıdaki hedefleri gerçekleştirecektir:
Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar uygulamaya geçirilecektir.
Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir.
Partimiz, dini insanlığın en önemli kurumlarından biri, laikliği ise demokrasinin vazgeçilmez şartı, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak görür. Laikliğin, din düşmanlığı şeklinde yorumlanmasına ve örselenmesine karşıdır.
Partimiz, kutsal dini değerlerin ve etnisitenin istismar edilerek siyaset malzemesi yapılmasını reddeder.
Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder,
İnsan hak ve özgürlüklerini bir davranış biçimi haline getirmek ve bu sayede insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak için ilköğretim okullarından ve kamu kuruluşlarından başlamak üzere eğitim programları düzenlenecektir,
Kadın, çocuk ve çalışma hayatına ilişkin hak ve özgürlük alanlarında uluslararası standartlar ülkemizde de eksiksiz uygulanacaktır,
İşkence, gözaltında ölüm, kayıp, faili meçhul cinayetler gibi demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamaların üstüne ciddiyetle gidilecek ve şeffaflık sağlanacaktır.
İnsan hakları ihlalleriyle ilgili şikâyetlerin mahkemelerde harçsız ve bizzat temsil yolu açık tutularak öncelik ve ivedilikle sonuçlandırılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır.
Vatandaşların şikâyetlerini kamu adına izleyecek kurum ve kuruluşlar oluşturulacaktıraktır,
Partimiz, tüm yurttaşların kamu hizmetlerinden hiçbir ayırım gözetilmeksizin faydalanması için gereken düzenlemelerin yapılmasını öngörür. Bu bağlamda, devlet ve kurumlarıyla yurttaşlar arasında gittikçe artan güven bunalımı giderilecek ve yurttaşın devlete ve devletin tüm kurumlarına güvenini sağlayacak bir yönetim anlayışı tesis edilecektir...
...Hukukun üstünlüğünü esas alan devlet, vatandaşlarının özgürlük ve haklarının teminatıdır. Dolayısıyla hukuk devleti olmayan ve hukukun hakim olmadığı bir toplumda demokratik rejimden bahsedilemez...
...Demokrasi hoşgörüye dayanan bir sistemdir. Demokrasilerde vatandaşlardan bir kısmının daha üstün hak ve özgürlüklerden ya da ayrıcalıklardan yararlanması mümkün değildir."
...
Bakıldığı zaman; kitaba yazılanlar, meydanlarda söylenilenler kulağa hoş geliyor değil mi!
Burada yazılanları/söylenenleri, yaşadıklarınızla kıyaslayarak bu parti başarılı mıdır, değil midir? karar verebilirsiniz.
Sabahtan akşama kadar şarkılarla, türkülerle avaz avaz dolaşmanın, meydanlarda halkı toplayıp bağıra bağıra neler yaptığınızı/yapamadığınızı (buna hiç değinmezler) anlatmanın bir faydası var mıdır bilmiyorum?
"BEN LAFA DEĞİL İCRAATA BAKARIM!"
Yazı başlığıyla bu konunun ne alakası var diyorsunuz değil mi?
Gelelim başlıktaki ifadeye.
Ceteris paribus, "Diğer şartlar sabitken" anlamına gelen bir kalıptır. Hemen hemen tüm bilimlerde, daha da çok, sosyal bilimlerde kullanılan bir analiz yöntemidir.
En yaygın ve sistemli olarak kullanıldığı alan, iktisattadır ve ele alınan konuyla ilgili analizde, bir değişkendeki değişmeyi, diğer tüm değişkenlerin sabit olduğu varsayımıyla irdelemektir. Örneğin: "Malın fiyatı yükseldiğinde, ceteris paribus, talep edilen miktarı düşer" önermesi yalnızca malın fiyatı yükseldiğinde ve diğer bütün koşullar (ikame ve tamamlayıcı malların fiyatları, zevk ve tercihler, tüketici geliri vb.) sabit kaldığında malın talep edilen miktarının azalacağını ifade eder.
Yukarıda bilimsel olmayan bir yöntemle ulaştığımız parti hakkındaki kararımız acaba doğru sonuç mudur?
Partinin başarılı olup olmadığını bir de bilime soralım!
Bir partinin başarılı olmasını etkileyen çok sayıda değişken vardır. Bu değişkenler parti programlarında yazılan/söylenen maddelerdir.
Bu değişkenler sabitken, yani bu değişkenlerde değişiklik olmuyorsa parti başarılı değildir.
Önermemizi formülde yerine koyarsak:
" MEYDANLARDA ATILAN NUTUKLAR, ceteris paribas, OY KAYBIDIR"
Yani, işin Türkçesi;
LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ.
Bekir GÜÇLÜER