Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Şükrü Beşiktaş
Şükrü Beşiktaş

MAKTA (öykü)

Yorum

MAKTA (öykü)

15

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

2113

Okunma

MAKTA (öykü)


MAKTA
Kayalar Köyü ,Alaçam dağlarının içindedir . Keltepe derler,suyu bol ve de içimli bir yöre vardır,
işte oraya kurulmuştur Kayalar.
Evlerin sırtı Keltepe’ye dayanır. Keltepe’de sarı çamlar büyür yaz,kış. Köyün suyu da oradan gelir. Çam
oluklarla beşe bölünmüştür su.
Lafcıgilin, Omarların,Bostancıların,Hacıların ve Alagözlerin ...
Beş mahallenin beşi de kapılarını harmana açar. Evlerin üzeri kavlarla örtülüdür.
Hacılar: "Bu köye pencereyi biz getirdik." derler.Önceleri pencere yerine damın üstünde bir delik bırakılır-
mış sadece. Şimdiki evler birkaç pencereli.
Kibrit kutusu gibidir evler. Kayın kullanılır çoğu kez yapıda. Yamaçtan yuvarlasanız yine de bir şey olmaz
o evlere.
Kayalar’ın geçimi : Ceviz,kestane, elma, fındık ve ıhlamura bağlıdır. Topraktan tahıl alamazlar.
Bu yüzden ovaya değişe giderler. Bir de "maktada" çalışır Kayalar Köyü’nün erkekleri.
Makta , iyi para bırakır onlara.
Maktacılık öyle kolay bir iş değildir ha! Önce üçer beşer bir araya gelerek çalışma ekipleri kurulur.
Sonra makta bölgeleri tesbit edilir. Sınırlar çizilir. Ama bu işler öyle kolaylıkla yapılamaz. Ara yerde
çekişmeler,tartışmalar hatta kavgalar bile olur.
Ormanda çalışmak ,her neyse de ,şu gruplaşma,paylaşma bir zor gelir ki Kayalar’ın maktacılarına.
Hem de ne zor...
Maktaya çıkınca insan insanlığını unutur olur. Çoğunlukla bir sinir harbi sarar maktacıları. Konuşmalar,
davranışlar hep ama hep değişiverir. Bir kabalıktır alır gider makta bitenece. Ya da Durali’nin ölümüne kadar...
-Aman!Çekilin çam düşüyor ! Çekilin bre uşaklar ,çekilin! Çekil çekil,çam başına düşecek!
-Deme yav!
-Demesi var mı! çekil be ! Bre çekil! Kaç ! Kaç! Kaç oğlum kaç!
Bağırışla birlikte ormanda bir gümbürtü koptu. Dallar,yapraklar sanki çığlık çığlığa idi...
Durali, kıl payı kurtulmuştu ölümden! Koca çam, ormanda sanki göğü çatlatmıştı! Arsız ve hırçın gürültü
ormanın içlerine kadar yayıldı.
Durali,korkudan titriyordu hâlâ. Benzi limona dönmüştü adeta. Zor soluyordu. Nefes nefese :
-Vayy! Aman Allah’ım! Sana şükürler olsun! Sana binlerce şükürler olsun!
Hasan ve ötekiler koşup geldiler Durali’nin yanına. Birisi :
-Su,dedi. "Su verin! Su iyi gelir korkuya! Verin verin, su içirin!"
Su verdiler Durali’ye. Durali ,bir yudum içti sudan. Kendinde değildi daha. Hasan’ı aradı gözleri.
Buldu onu silik milik. Söylenmeye başladı :
-Bre Hasan! Bu neydi be! Öldürüyordun az daha beni!
-N’apayım ben! Düşecek,diye bağırdım ya!
-Yahu bilmiyon mu burada insan var! ne diye ...
Hasan ,kesti sözünü Durali’nin.
-Ne diyesi me diyesi yok bu işin! Oldu bi’ kere!De söylenme gayri!
Durali, sinirlendi Hasan’ın sözlerine. Zaten canı burnuna gelmişti.
-Ne! Sen ne diyon bre teres! Bi’ de efelik mi ha! Efelik mi! Söylesene !
Daha lafını bitirmeden sıçradı yerinden Durali. Hasan, geri attı kendini. Ötekiler ne edeceklerini
şaşırdılar. Ortalık birden renk değiştirdi sanki. Her şey aniden gelişti. Hasan :
-Efelik be! dedi. Efelik n’olacaksa!
-Demek öyle ! Şimdi sana gösteririm efeliği! Deyyus ,pezevenk!
Hasan, şakaklarına kadar kızardı. Kızdı.Rengi attı. Kızardı bozardı.Yürüdü üstüne Durali’nin.
Savurdu elindeki baltayı. Durali de bir balta kaptı. Ötekiler araya giremediler şaşkınlıktan.
Halka oluverdiler kavgacıların etrafında. İki hasım, birbirine ok gibi bakıyordu. Köylülerden bazıları :
-Vur! Vur ha vur! diye tempo tutmaya başladı. Hasan, baltayı sağlı sollu savurdukça Durali geriliyordu.
Her savruluşla oluşan balta ıslığı çamların tepesine doğru uzuyordu. Durali, hâlâ toparlayamamıştı kendini.
Hasan ,sıkıştırıyordu. Balta, bir sağda bir solda parlıyordu. Sağda solda,sağda solda derken Durali’nin ayağı kaydı.Düştü sırt üstü. Köylülerden birkaçı, onları ayırmak için hamle yaptı .Bir iki adım ilerlediler.
Fakat Hasan vurmuştu bile baltayı Durali’ye. Tüm hıncıyla,tüm hırsıyla...
Durali, "ah" bile diyemedi. Sadece bir sıçrama oldu bedeninde. Sadece bir sıçrama.
Öteki köylüler :
-Öldü,dediler. Öldü Durali! Bazıları :
-Cenderme,diye bağırdı! Cenderme cenderme!
Bazıları da :
-Kaç Hasan! diye .
-Kaç Hasan kaç ! Biz ele vermek seni!
-Kaç! Kaç! Kaç!
Hasan, korkmuştu. Sendelendi. Zorlukla bir iki adım yürüdü. Ayakta duramıyordu. Çöktü diz üstü.
Başını elleri arasına aldı,öylece kıpırdamadan durdu. Bitkindi.
Uzatmalı çavuş, kelepçeyi sıkıca vurdu Hasan’ın bileklerine hem de arkadan.
-Yürü,dedi. İt oğlu it yürü !
İki jandarma eri süngü takıp iki yanına geçti Hasan’ın. Uzatmalı çavuş bi’ daha çıkıştı :
-Yürü be eşkiya! Yürü bakalım. Neymiş adam öldürmek görelim hele !
Alıp gittiler Hasan’ı . Öteki köylüler üçer beşer olmuşlardı bile. Söyleşiyorlardı :
-Nizalı tarla için yaptı bunu Hasan.
-Yok yok karısından ötürü yaptı .İçimizde bilmeyen yoktu Senem’le Durali’nin hallerini.
-He canım he. Ne o ne de şu. Asıl sebep Durali’nin sözleriydi. Epey dokunaklı söyledi .
Öteki köylüler çoğu kez inanırlardı Gücük Kâmil’e. Onun makta başılığından ötürü.
-He ya ,dediler. Belli ki senin dediğin gibidir ,belli ki senin dediğin gibi.


Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Makta (öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Makta (öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MAKTA (öykü) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tevfik DÖLEK
Tevfik DÖLEK, @tevfikdolek
11.7.2019 00:30:41
Tebrik ediyorum Kıymetli Üstadım
Kalemimiz susmasın çok güzel bir çalışma

Selâm ve dua ile
KaanBerat
KaanBerat, @kaanberat
14.4.2017 08:20:50
Güzeldi hocam.
TEBRİKLERİMLE...
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
24.11.2016 21:31:47
Müthiş bir öykü okuttun Hocam VAROL. Selam ve saygılar..
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
3.11.2016 12:15:18
Beğenerek okudum.. Güzel ve akıcı bir dille yazılmış.. Şiveli konuşmalar renk katmış..

Sevgilerimle..
levent taner
levent taner, @leventtaner
3.11.2016 10:22:41
Ortaokul Türkçe kitabımızda Hikmet Birand'ın "Keltepe Ormanlarında Bir Gün" Adlı eserinden alınma bir okuma parçası geldi hatırıma

Orman ve yöreyle bütünleşen güzel bir hikâye yazdığınızı fark ettim

Şiirleriniz kadar etkileyici

Boşuna mı işte benim hocam diyorum ben?

Tabi latife yapıyorum da üstadım

Tadım tuzum yerine geldi

Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket

Selam ve saygılarımla...
AZAP
AZAP, @azap
10.8.2016 14:59:14
bu bir hırsın ve öcün sonucu dost ömrü bitirir gider harika bir öyküydü bravo kutlar sevgiler sunarım...
Zümrüt Kul Hasani
Zümrüt Kul Hasani, @hasanbelek
2.4.2016 12:18:32
Zevkle OKUdum adaşım Hasan ve Durali yi.Öykü çok güzeldi gerçek gibiydi..Teşekkür ederim paylaşım için..Selam ile..
İlfan
İlfan, @lfan
29.12.2015 12:31:08
Ömrüne bereket hocam
hayranlıkla okudum yaşamdan, manzaralar anlatmış siniz
KUTLARIM HOCAM SELAM
İlfan
İlfan, @lfan
29.12.2015 12:31:06
Ömrüne bereket hocam
hayranlıkla okudum yaşamdan, manzaralar anlatmış siniz
KUTLARIM HOCAM SELAM
İlfan
İlfan, @lfan
29.12.2015 12:31:01
Ömrüne bereket hocam
hayranlıkla okudum yaşamdan, manzaralar anlatmış siniz
KUTLARIM HOCAM SELAM
_ZERRE_
_ZERRE_, @-zerre-
18.10.2014 14:46:44
Ah be Hocam ne güzel anlatmissiniz .

Hayranlikla okudum .


Tebrikler
Sevgimle




superbaba
superbaba, @superbaba
13.3.2014 13:20:06
İlginç bir öykü...
Ama yaşanmış bir öykü olabilir.
Paylaşım için teşekkürler.
Mustafa Göl
Mustafa Göl, @mustafagol
7.3.2014 10:36:41
Şükrü Hocam bu öykü beni aldı 1978 yılına götürdü. Ben Ölçme kesim Memuruyum. Silifke'nin Balandız Köyünde makta dağıtmak için toplandık. Ben ,iki Orman Muh. ,köylüler... Balndızın Yaz Koyağında toplanmışız. Hatırlı köylüler yol yakınını ister. Ben kurra çekmekte direnirim. Muhtar ve köylüler ve de memurlar söze karışır. Anlaşamadık. Tartışma çıktı. O günleri yeniden yaşadım. Öyküde köy gerçeğini, emek kavgasını çok güzel işlemişsiniz. Fakir Baykurt'un öyküleri tadında. Anlaşılan o ki, sizinle işimiz bitmeyecek. Şimdilik bu kadar. İyi ki varsınız. Mustafa GÖL
Mustafa Göl
Mustafa Göl, @mustafagol
7.3.2014 10:27:55



Mustafa Göl tarafından 3/7/2014 10:39:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
_ZERRE_
_ZERRE_, @-zerre-
7.3.2014 01:12:34
Sanki ormanda ben de olanlari seyrediyordum. Film seridi gibi gecti gözlerimden adeta bu aci olay.
Yasattiniz Hocam . Mükemmel bir anlatim .

Her zaman oldugu gibi yine zevkle okudum yazinizi sevgili Şükrü Hocam .


Tebrikler . Sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL