5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1392
Okunma
Öyle değil mi dostlar…
Huzur dolu bir yuvayı kim istemez?
Mutluluk kaynağı olan, evine geldiğinde bütün sıkıntı ve stresten arınmış bir ruh haliyle gönlü rahata eren insanlardan olmayı kim istemez?
Bu durumu her insan ister istemesine de sonuca ulaşmak için gayret göstermez. Bencillik eder.
Hep fedakârlığı karşısından bekler. Kendi yapması gerekenleri bile eşinin yapmasını arzular. Hal böyle olunca da mutlu yuva döner mutsuzluğa. Ortalık toz duman. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Her kafadan bir ses geliyor da doğruluk için mi yoksa mutlu yuvaları fesada vermek için mi oda belli değil. İsterseniz televizyonların ve gazetelerin sayfalarına bir göz atalım ne dersiniz?
Medya’nın ilk oyuncağı kadın olmuştur ta ne zamandır. Ya reklamlarla, ya lüks düşkünlüğünü körüklemekle ya da asi bir kadın portresi çizerek her şeye kafa tutan dik başlı bir kadın. Eee sonra.
Sonra başlamış kendi zehrini zerk etmeye masum dimağlara. Siz erkeklerin kölesi değilsiniz, onlarda insan siz de insansınız. Niye kahırlarını çekesiniz ki. Baktınız olmuyor boşanın gitsin. Hem ilk boşanan siz değilsiniz. Sonuncu da siz olmayacaksınız vb. söylemlerle adım adım yanlış olan fikrini dayatır kadınlara.
Erkeğe döner bu sefer. Erkektir yapar, erkek içer, gezer dolaşır, erkekten hesap sorulmaz, çünkü o erkektir diye göklere çıkarır ki düşüşü sert olsun. Ve medya kendine haber çıkarsın, günlük kullanacak malzemeler bulsun.
Bir düşünelim buraya kadar yazılanları. Bunlar size göre doğru mu değil mi? Eğer doğruluğunu kabul etmiyorsanız bundan sonrasını okumayın. Yok, eğer doğru diyorsanız devam edelim konuya.
Mutlu bir yuvaya atılacak temelden başlayalım isterseniz. Hiçbir zaman en mükemmelini aramayın, en zenginini, en güzelini, en yakışıklısını, en bilgilisini, en karizmatiğini… Yani en’leri bir yana bırakın kendinize seviye olarak yakın olanını bulmaya çalışın. Aşırı lüks bir eviniz ve çok rahat bir ortamınız da olmasın. Bütün eşyaları en son teknoloji, lüksün en son sınırına gelmiş bir evde mutluluk olmaz. Bunu kafaların bir köşesine yazın. Çevrenize bir bakın o kadar lüks ve şatafat içinde olup ta mutlu ve huzurlu yaşayan kaç tanıdığınız var?
Evin beyi ve hanımı sevgiden önce birbirlerine saygı duymayı bilmeli. Erkek demeli ki bu eş bana Allah’ın bir emaneti. Emanetler nasıl korunmalı ise eşimi de aynı şekilde korumalı ve kollamalıyım. Hanımefendi de eşi için bu bana Rabbimin bir lütfü. Ondan geleni beğenmemek, kusur bulmak olur mu? Rabbim neylerse güzel eyler demeli.
Ufak tefek olumsuzlukları göz ardı edip kusur bulmaktan daha çok kusurları örtmeye çalışmalıdır eşler. Mutlu bir yuva ancak, mutlu olmayı isteyen eşlerin gayretiyle meydana gelir. Yoksa gökten zembille mutlu yuvalar inmez.
19.02.2014
Yaşar TAŞKESEN