Delikanli kafasini iki elinin arasina almis uzun uzun düsünüyordu,
cansiz bir beden gibiydi donmustu sanki,irkilip kalkti yerinden,önce hasta anasinin
yanina gidip nefesini tuta tuta anasina dogru egildi,elleriyle sacini oksayip anlindan öptü
dudaklari kipirdiyordu birseyler dedigi kesin ama
rüzgar sesi bile bu sesin yaninda daha cok sesli kalirdi
son agzindan cikan laf duyulmustu nedense,yasli gözlerini sildi
uzun adimlarla kilere inip duvardaki ip rolesini eline aldi
kosar adimlarla köyün disina cikiyordu
uzun bir süre sonra köy disinda kendi haline birakilmis
elma agacinin altina cöktü
derin nefes alip veriyordu belliydi yorgun bitgin halde oldugu,
bu yorgunluk ve elma agaci bir ana sefkati gibi delikanlinin sirtini kucaklamasi
delikanlinin icini gecirmis uyuya kalmisti
kisa bir süre sonra kendine gelen genc
elindeki ipi defalarca elma agaciinin dalina atmaya calisidi
bu islemei defalarca denedigi halde bir türlü
basaramiyordu her denemede basarisiz oluyordu
sinirlenip yine cöktü elma agacinin dibine
dalmisti,
elma agaci,uykudayken delikanli dile geldi
karsida duran siyah kaya parcasini isaret etti git ve bu kaya paracasinin üzerinde otur dedi
delikanli sesiz sakin itaat edip tasa dogru ilerledi ve oturdu,
elma agaca simdi bana bak dedi
delikanli elma agacini süzüyordu
mevsim disi oldugu icin
kupkuru ne dali ne yapragi olmayan kuru bir agac vardi önünde
elma agaci delikanliya gördünmü dedi,
delikanli gördügünden utanmis gibi basini önüne egdi ve susdu
elma agaci simdi söyle seninmi benimmi intahar etme hakkim daha cok
gencten ses cikmiyordu
simdi dalsiz yapraksiz kupkuru bir agac olabilirim ama yarin bir gün
dallarim yapraklarim renk a renk meyvelerimle bu kupkuru agac donanacak
belkide sen gelip dalimdan bir elma kopraip istahla yiyeceksin
yani zaman sabir sükür dedi elma agaci
ve birazda yüksek sesle delikanliya kizarcasina simdi uyan ve ipi tekrar at hala intahar etmek istiyorsan dedi
delikanli bu lafdan sonra uyanmis derin derin düsüncelere dalmisti
elindeki ipe bakti elma agacinin dalina bakti
ve ipi elinden kayalardan asagi kizarak atti
kosarak eve dönen genc
annesinin hasta yatagindan yere düstügünü gördü
kucaklayip tekrar yatagina uzatti
annesi susamisdi ogluda evde olmadigi yardim isteyecek kimsesi olmadigi icin
kendi suya uzanmis ve hasta yatagindan yere düsmüstü
cocuk elma agacini hatirladi ve aglamaya basladi
demekki ben intahar etmis olsa idim annem kimsesiz bir bardak suya muhtac yasayacak
belkide kim bilir aclik sosuzluktan bir süre sonra ölecekti
abdest alip sükür etti delikanli allaha el acip yaptiginin yanlis oldugunu
cani veren allahin cani alacagini defalarca söyleyip
günaha girdiginden allahdan af diledi
ve aylar sonra annesi iylesmis hersey yoluna girmisdi
takdiri ilahi iste
ama genc elma agacini hala unutmamisdi
yola koyulup elma agacina dogru ilerledi
yaz gelmis meyve agaclari renk a renk meyvelere bürünmüs etrafda
börtü böcek kus sesleriyle inliyordu
köy yesilliklere bürünmüs her tarafda sanki bir bayram havasi vardi
elma agacina yetisdi
altinda durakladiktan sonra
gülerek daldan kipkirmizi bir elma kopardi
istahla yemege basladi
elma agacini kucaklayip genc defalarca sükür edip daldan bir elmada anasina
koparıp eve dogru yola koyuldu...
,,,,KÜRSAT TASDEMIR.