16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1739
Okunma

Gecenin ilerleyen vaktinde kapanan göz kapaklarına daha fazla direnemeyen Çoban Ali, kepeneğinde bürünüp olduğu yere büzüldü. Uyku bu ya, olup bitenleri duyamayacak kadar derindi. Uykusunun arasında yüzüne çarpan soğuk poyrazla kendine gelip uyandı. Ama hâlâ uykusu açılmamıştı. Uykulu gözlerle etrafına bakındı ve koyunlarını göremedi; fakat koyun köpeğinin ağzı dahil her yeri kan içindeydi.
Teamüller gereği, sürüden ayrılan koyuna söz geçiremeyen köpek, o koyunu parçalayıp yeme hakkına sahipti.
Bunu bilen Çoban Ali, öfkeyle doğrulurken bir yandan da köpeğe; “Bütün sürü mü söz dinlemedi be arsız köpek” diye söylendi. Öfkesinden ve soğuktan bütün bedeni zangır zangır titriyordu. Bu arada uzaktan uzağa kulağına gelen çan sesleri duydu. Karanlıkta çan seslerine doğru ilerleyince koyunlarının, korkudan oldukları yerde birbirlerine sokulup büzülmüş olduklarını gördü.
Koyunlarını görünce uykusu açılan Çoban Ali, daha keskin gözlerle etrafını inceledi ve köpeğinin az ilerisinde bir kurt sürüsünün cansız yattığını gördü. Öfkeyle söylediği sözlerden dolayı mahcup oldu.
Kendi hayatını hiçe sayarak sürüyü koruyan köpeğinin başını okşayarak “Aferin Sana Karabaş. Bu hareketini ödüllendiriyorum. Sürüdeki en yaşlı koyunu sana bağışlıyorum.” dedi.
Öyle mal canlısıydı ki Çaban Ali, kurtarılan koca sürüden genç bir koyunu dahi çok gördü köpeğine; ama aradan geçen yıllar, köpeğin koyununun ömrüne ömür kattı… Koyun, tekrar tekrar kuzuladı, kuzuları kuzuladı ve kuzuların kuzuları derken yüz koyuna ulaştı köpeğin koyunları.
Bir gün köpek öldü. Çoban Ali, sadık köpeğinin ölümüne epey hayıflandı, üzüldü ve köpeğin koyunlarını nasıl değerlendireceğini düşündü. Aklına hocadan bir fetva almak geldi. Hiç vakit kaybetmeden hocaya gidip durumu anlattı. Hocanın vereceği fetvayı sabırsızlıkla bekledi.
Hoca; “Köpeğin yavruları var mı?” diye sordu. “Var” dedi Çoban Ali.
Hoca; “O zaman koyunların otuzu yavrulara, otuzu sürüye bakana, yirmisi kesilip köylüye yedirile, kalan yirmisi de bu fetvayı verene” dedi.
Çoban Ali, yarı memnun yarı şaşkın köyüne doğru giderken içine bir kurt düştü.
‘Yahu, bu koyunlarda hocanın hakkı nasıl oluyor ki?’ diye düşündü ve geri döndü.
Hoca, az önce giden adamı karşısında görünce şaşırdı.
“Hayırdır, aklına takılan bir şey mi var?” dedi.
“He ya hocam, var. Bütün payı anladım da sen bu itin nesi olursun?”
Emine UYSAL /12.01.2014