27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1936
Okunma

Sana geldim...
Rotasını kaybetmiş ürkek güvercin gibiydim, seni tanıdığımda. Okyanusa kavuşmuş ırmaklar gibi salındım kıyılarında, dalgalarının şiddeti aldı içine, inciler sundun derinde, ağzından çıkan her kelimenin altını çiziliydi... Sadece kendini bırak mavilere, çırpınma derdin ya bırakmıştım ben de yavaşça durgun dalgalarına sonumu düşünmeden... Dalgaların sırtında taşıyamadın beni... Saldın üstüme acımasızca dalgalarını...
Tan vakti,
Hırçın bakan bakışların fırtına cemalin talan etti beni... İçimde sana doğru çağlayan akıp dururken, her kulaç atmamda geriye çarpan sesli sedan yok muydu ? Susmak bilmeyen hırçın dalgaların, kırdı kanatlarımı... Şimdi iyileşir mi masum ay ışığında ? Ne olunmazlardan vazgeçtim senin uğruna, şimdi alır misin o kutsal yol ayrımlarını ? Liğme liğme kanatlar, yama tutar da uçar mı ? Koynuna sarmıştın bir anne şafkati gibi, şimdi umutla kim emzirir beni... Hangi dalganın eteğine attın beni ? Of ! ... Umutlarımı hangi arada yutup, hırçın dalgalarına beleyip uzak diyarlara saldın... Hangi arada mahkum ettin, bu yürek atışını...
Git...
Bensizliğe bu kadar mı muhtaçtın ? Yürek çığlıklarına bu kadar mı toktu kulakların ?
Gidenler kervanına sen de katıl, bir kasvetli akşam üstü... Gece karanlık nasılsa, görülmez ezik acizliğin/m. s/ özüm ağlar, g/özüm damlar, görmezsin... Umutsuzca bir bekleyiş olacak bundan sonraki kaderim... Gözyaşlarım şiirlerimde, susmalarım şimşeklerde, sense içinde y/ saklı kalacaksın. Yalnızlığı musalla taşı etin başıma...
Sen de gittin ya...
İnsan giderken kedisini bile emanet eder birilerine, sen kime teslim ettin ? Yoksa ! Cercevedeki resmine mi ?
Ama hayalin de senin gibi firari çıktı, o da kaçtı... Oysa bütün mavilerim, pembelerim senin cebindeydi. Şimdi nasıl yeşerir susuz erguvan çiçekleri ellerimde... Hangi cehennem kafi gelir bu yangını anlatmama, bimez misin ki ? Suya bir taş attığında yorgun fazlalık gibi kaybolur derinde, şimdi ben de boğuldum, yüzemedim, sensizlik denizinde ... Maya çaldım mahrem acılarımı denizinde ...
Hadi sen de git bakalım..
Karanlığa inat, yangın varmış gibi kaçarak, bilir misin ki yokluğun nasıl kokar ? Kokun seni nasıl saklar ?
Ben yine kovanına hasret mermi gibi, düşe kalka, yana yakıla sen varmışsın gibi dolanırım boş odalarda... Alışırım kaderin cilvesine, s/açarım bütün geçmişi oyalanırım, siyahın yorgunluğunda. Keserim hayallerin damarlarını akıtırım derin sulara...
Of ! of ! Artık yüzme vakti...
Sofranda nöbetçiyim hala...
Denizinden çık(a)mıyorum
Gözlerim üşüyor yollarda...
Ellerimse duada
Sen beni yasaklasan da , ben sen de hala saklıyım..