Ters Tepki

Bir temel fıkrasıyla konuyu açmak isterim.
Temel, askerde denizaltı gemisinde denizci imiş! Komutan teftiş ederken sormuş; “Torpido mermisi, deniz altı gemisinden çıkarken o delikten gemiye neden su dolmaz; bu sistem nasıl işler?”
Temel, kendince bir mantık kurar ve şöyle cevaplar; “Komutanım, mesela siz küvette osurunca kıçınıza su kaçmıyor değil mi? İşte sistem öyle işliyor!
Tabancanın çalışma prensibini bilirsiniz! Hesap, namludan çıkan merminin hedefe doğru yol almasıdır! Beklentinin tersine oluşan ters tepki ise silahın geri tepip kullanıcıyı vurmasıdır!

Tarihsel süreçte, ters tepen durumlar çoktur! İyi izlemek gerek!
İçinde bulunduğu toplumun tüm kaynaklarını, hile ve çeşitli dümenlerle ele geçiren toplumların katliama uğradıkları bir gerçek! Eski Mısır, Roma (Sezar), Hitler dönemlerinde içinde bulundukları toplumun tüm kaynaklarını bu şekilde eline geçirenler ve vergi vermek bile istemeyenler, kendilerine kutsal ayrıcalık isteyenler korkunç katliamlara, zulümlere uğradı! Yani aslında hedefledikleri amaç ters tepti. Bu katliama maruz kalan toplumların, ileri asırlarda katliamcı oluvermesinin sırrı; içinde bulundukları toplumların tüm kaynaklarını hile ile elde etmek istemeleri yüzünden katliama maruz kalmaları ve bunun içlerinde bıraktığı eziklik olmalı… Bir şekilde intikam hırsı gelecek nesillere de aktarılmış olmalı!

Böyle bir hal günümüz de de yaşanır mı? Elbet yaşanır!
Meşru olmayan tüm maksatların ters tepmesi kaçınılmaz!
Sistem öyle olmalı ki buna insanların maksatları da tercihle etki eder; tüm insanlara eşit muamele etsin. Bu gün sana, yarın bana; bu gün bana, yarın sana… Yani hep bana diyenlerin hazin sonu tarihsel kayıtlarda görünüyor…

Son tahlilde; evrensel eşit insan prensibiyle hareket etmek gerekir. Toplumsal alanda gruplaşarak mücadele vermek, onarılması çok zor olan sonuçları da getirebilir! Yani toplumun tüm kaynaklarını belirli bir grubun kapmak istemesi diğer kapamayanların düşmanlığını tetikler! Paydan nasiplenenlerin güçlü olduğu durumdaki halleri bir sonraki aşamada değişebilir. Bu nedenle insanlar arasında fırsat eşitliği ve adalet mühimdir. Herkes mutlaka tercihinin sonucuyla karşılaşır. Zulme rıza gösteren, menfaat peşinde koşanların birbirini yemesi kaçınılmaz… Bu nedenle evrensel eşit insan prensibiyle her insanın, “İnsan” olma hakkına saygı esastır. Buna riayet etmeyenler sonucunu acı bir şekilde yaşayacaktır. Hiçbir adaletsizlik ebedi devam etmez! Adalet yoluna girdiğinde insanlar kendi tercihleriyle yüzleşirler. Bunun sonucu da ya sembolik bakıyorum; Cennet, ya Cehennem olarak kişiye yansır.

Saygılarımla,

Ahmet Bektaş