Bir sözle başlayalım. O da şu olsun. “Sevmek yetenek değildir. Ne kadar sevdiğini göstermek sana kalmıştır. Sonucu ne olursa olsun.” Dünyanın en güzel duygusudur sevgi. İnsan yaşamı boyunca hep sevmek ve sevilmek ister. Ama en çok da sevilmek ister. Sevgililer hep sevilmek ister. Haliyle ilgi alaka, şefkat, güven gibi. İnsan sevdiğinde, mutlu olacağının hep hayalini kurar. Sevdiğinde onu mutlu edecek ne varsa hep o hayalleri düşünür. Hayatta böyle güzel geçer hep. Oysaki bir şey unutulur. Üzücü bir gerçek. Sevgi öyle şey ki bize hep güzel şeyleri düşündürür. Ama sevgiler arasında hep güzel şeyler olmaz. Mutlu olacağımızı düşünerek gönlümüzü acarız. Severiz, hem de öyle bir severiz ki onun için yaşarcasına, ruhumuzu, bedenimizi açarız. Ne kadar da açık olsak da üzülmekten kaçınılmıyor. Sürekli karşılaşıyoruz. Sevince üzüleceğimizi hiç düşünmeden seviyoruz. Sevmek, bunun tarifi yoktur. Nasıl seveceğimiz bizlere kalmıştır. Severken, sevdiğimizi ifade edememek, sevgiliye karşı sevgimizi ifade etmemek. Hiç düşünmeden karşına alıp tüm cesaretin İle her şeyi konuşmak, içinde olan “sevgi cahilliğini” yenmek için bir şeyler yapmak, caba göstermek, sevgilini ne kadar çok düşündüğünü göstermek onu çok sevdiğini göstermek için bir şeyler yapmak gerekmez mi? Sevdiğin belki bunları biliyordur. Ama bilmek ile görmek arasında çok büyük bir fark olduğunu da unutmamak gerek bence. Herkesin bir kalbi olduğu gibi, sevgisini de gösterecek cesareti olduğunu düşünüyorum. Ama bunu uygulamada nedense geri kalınıyor ya da zamanlama hataları yapılıyor.
İlişkiyi güvenli bir şekilde avucunuzda tutmak tek taraflı bir iş değil. Çünkü sevgi karşılıklı ise hayat güzel ve sevginin karşılıklı olduğu dünya da iyilikten hariç her şey karşılıklıdır. O yüzden sevgililerin sevgi cahilliğini yenip beraber ilişkilerini daha ileri uzatmak için gönüllerini gizlememelidirler. Tam tersine kalplerini ortaya koymalı ve savaşçı gibi sevdası için savaşmalı adeta. Üzmek kolaydır. Kolay olanı yapmak yerine mutlu etmeyi seçersek eğer çoğu şey düzelir.
“Sevmek sevdiğini göstermektir”. Kaybedenler hep içine içine atarlar. Kazanalar ise yüreğini açarlar. Seçim sizin artık, kazanmak mı istiyorsunuz yoksa kaybetmek mi?
Beraber el ele güzel hayallere yürüdüğünde onun gülümsemesini görmek, ya da bir kenara çekilip ağlamasını görmek...