. "tek bir günah vardır o da hırsızlıktır.

bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşam çalarsın. karısını bir kocadan, çocuklarını bir babadan mahrum edersin. yalan söylediğin zaman, bir insanın gerçeğe ulaşma şansını çalarsın. aldattığın zaman, bir insanın doğruluk, adalet hakkını elinden alırsın. çalmaktan daha büyük bir kötülük yoktur"

24 Mayıs 2011

bugün bitirdiğim kitabın ilk sayfasına düzgün bir el yazısıyla yazılmıştı yukarıdaki satırlar. o satırları okudugum ilk anı anımsadım birden. yagmurdan sırılsıklam olmuş bir halde postanenin metal koltuklarından birinde açmıştım o ezik büzük paketi. kitapları özenle çıkarıp yanımdaki boş koltuga sıraladıktan sonra uçurtma avcısını elime almış. sayfalarını hızlıca çevirerek koklamıştım; çünkü tutkunu oldugum bazı kokular vardı: yağmurdan sonra havaya dagılan toprak kokusu,bir bebeğin huzur veren kokusu ve vazgeçemediğim eski kitap kokusu... sayfaları hızla çevirirken küçük bir not kagıdı buldum, aynı ozenle yazılmış ve mahcubiyet dolu satırlar...ve bir şey daha; daha sonradan istanbuldan alınmış oldugunu ögrendiğim bir sarmaşık yaprağı...

çok garip bir duyguydu, kilometrelerce uzagımdan gelip bana ulaşan o paket kelimelerin canlanıp bir surete bürünüşü gibiydi.hiç bir suret çizilmedi gözlerimin önunde sadece hayale gelip canlanıveren bir tek an: sol eliyle uçurtma avcısının kapagını tutarken sag elindeki tükenmez kalemle yukarıdaki satırları özenle işleyen bir çift el dışında...